Üretimde birincil enerji kaynaklarına bakıldığında ise 1971’de yüzde 44 paya sahip olan petrolün payının 2016’da yüzde 32’ye indiği görülüyor. Aynı dönemde kömür ise payını yüzde 26’dan yüzde 27’ye çıkarırken, doğalgaz da payını yüzde 16’dan yüzde 22’ye çıkardı. Teknolojinin gelişmesi ile birlikte nükleer ve yenilenebilir enerjinin bu dönemde toplam üretimdeki payının arttığı görüldü. 1971’de yüzde 1 paya sahip olan nükleer enerji, 2016’da yüzde 5 paya yükseldi. Geçmiş istatistiklerde yer almayan yenilenebilir enerji de 2016’da yüzde 2 paya sahip oldu. Hidroelektrik enerjinin payının 45 yıl içerisinde değişmeyerek yüzde 2’de kalması ise dikkat çekti.
OECD'DE İLK SIRADA
IEA’nın raporunda enerji tüketim alanları incelendiğinde ise taşımanın ön plana çıktığı görülüyor. Rapora göre 2016’da dünya enerji tüketiminin yüzde 37’si endüstriye gidiyor. 1971’de ise bu rakam yüzde 38’di. Taşıma ise 1971’de yüzde 23 iken 2016’da yüzde 29’a yükseldi. Aynı dönemlerde yerleşim enerji tüketim oranı da yüzde 24’ten yüzde 22’ye geriledi. OECD ülkeleri içerisinde ise taşıma, yüzde 34 ile en çok tüketim yapılan alan oldu. Bu bölgelerde endüstrideki tüketim yüzde 31 olurken, yerleşim tüketimi ise yüzde 19 oldu.
Yine OECD ülkelerindeki uzun vadeli trendlere bakıldığında taşımanın en geniş ve hızlı büyüme gösteren alan olduğu görülüyor. Raporda, taşımadaki yükselişte ana rol oynayanın Meksika, Polonya, Türkiye ve ABD yollarındaki enerji tüketimi olduğuna dikkat çekiliyor.
KÖMÜR ÜRETİMİNDE ÇİN İLK SIRADA
2016 yılında dünyadaki enerji üretimi kaynaklarına bakıldığında en fazla kömür üretiminin yüzde 45 ile Çin’de olduğu görülüyor. Kömürde Çin’den sonra en büyük ikinci üretici ülke ise yüzde 10 ile Amerika Birleşik Devletleri. Diğer kaynak dağılımlarında ise petrolde Suudi Arabistan, doğalgaz ve nükleerde ABD, hidroelektrikte Çin ilk sırada yer alıyor.