Anayasa Mahkemesi (AYM), soyut nedenlerle 2002 yılından bu yana 14 grevi yasaklayan hükümeti 50 bin lira tazminat cezasına çarptırdı. AYM, hükümetin anayasa ile güvence altına alınan sendika hakkını ihlal ettiği ve grevleri yasaklayıp işçileri işverenler karşısında dezavantajlı duruma düşürdüğü tespitlerini de yaptı. DİSK’e bağlı Birleşik Metal İş Sendikası, 2015 yılında otomotiv ve metal sektöründe faaliyet gösteren 38 işyerindeki 15 bin işçinin haklarını iyileştirmek için işveren sendikası MESS ile pazarlık masasına oturdu. İşçi ve işveren sendikaları arasında anlaşma sağlanamayınca sendika grev kararı aldı. Ancak Bakanlar Kurulu, milli güvenliği bozacağı gerekçesiyle grevi 60 gün erteleme kararı aldı. Böylece grev fiilen uygulanamaz hale geldi.

KEYFİ YORUMLA OLMAZ


Sendika, yürütmenin durdurulması için Danıştay’a dava açtı. Başvuruda, grevin milli güvenliği bozucu nitelikte olduğu, yer, zaman ve olay gösterilmeden ertelendiği, keyfi yoruma dayalı Bakanlar Kurulu kararının iptal edilmemesi halinde bütün grevlerin aynı gerekçeyle ertelenme riski oluşacağı belirtildi. Ancak başvuru reddedildi. Sendika, kararı Danıştay Dava Daireleri Kurulu’na temyize götürdü. Kurul da 8’e karşı 7 üyenin oyuyla ret kararı verince bu kez Anayasa Mahkemesi’ne bireysel başvuru yapıldı. Başvuruyu inceleyen Anayasa Mahkemesi, oy birliğiyle aldığı kararla hem grevi erteleyen devleti 50 bin lira manevi tazminat ödemeye mahkum etti hem de hükümetin sendikal hakların uygulanmasına engel olan tartışmalı kararlarına karşı hukuki tespit ve yorumlarda bulundu. AYM’nin grev erteleme kararını oy birliğiyle hukuksuz bulan kararındaki tespit ve yorumlar özetle şöyle:

İŞÇİ DEZAVANTAJLI OLDU


“Grev erteleme kararı tam da toplu iş sözleşmesi sürecinde alınmış, sendikaya Yüksek Hakem Kurulu’na başvurmaktan başka seçenek bırakmamıştır. Grev erteleme kararıyla anayasal bir hak olan grev ve toplu sözleşme hakkının kullanılması fiilen anlamsız hale gelmiştir. Açıktır ki, işçiler grev yaparak işverenleri daha avantajlı bir toplu iş sözleşmesi yapmaya zorlama fırsatını kullanamamışlardır. İşçilerin daha dezavantajlı bir konuma düşürülmesine ilişkin haklı gerekçeler derece mahkemelerinin kararlarında gösterilmemiştir.” “Bakanlar Kurulu kararında grevin ertelenme sebebi zikredilmiş, bunun dışında bir açıklamaya yer verilmemiştir. İlk derece mahkeme de grev erteleme için gerekli olan somut verilere ilişkin açıklama yapmamıştır. Oysa mahkemelerin kararlarında grevin uygulandığı işyerlerindeki üretimin bir süre durmasının milli güvenliği nasıl ve ne şekilde bozduğunun açıkça ortaya konulması gerekir.”

GEREKSİZ VE ÖLÇÜSÜZ MÜDAHALEYE YOL AÇAR


Anayasa Mahkemesi gerekçesinde, kanun maddesinde yer alan terimlerin (milli güvenlik) anlamlarının ikna edici bir gerekçe olmaksızın çok geniş bir şekilde yorumlanmasının, ekonomik bazı sonuçları olacak olan bütün grevlerin milli güvenliği bozabileceği sonucuna ulaştırabileceği ve anayasal haklara demokratik toplumda gerekli olmayan ve ölçüsüz müdahalelere yol açabileceği vurgulanarak şöyle denildi: “Grevi erteleme gerekçelerinin ilgili ve yeterli olmadığı sonucuna varıldığından anayasa ile güvenceye alınan sendika hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.”

Yöneticilere rücu EDILECEK MI?


AYM, manevi tazminatın yanı sıra sendikanın yaptığı 2 bin 207 liralık yargılama ve avukatlık ücretlerinin de sendikaya iade edilmesine karar verdi. Ödemeyi devlet adına yapacak olan Hazine’nin bu cezayı, grevi yasaklayan kararda imzası olan devlet yöneticilerine rücu edip etmeyeceği merak ediliyor. Kararın altında Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Başbakan Ahmet Davutoğlu ile Bülent Arınç, Ali Babacan, Numan Kurtulmuş gibi 62’nci hükümetin bakanlar kurulu üyelerinin imzası bulunuyor.