KAMERA : Kubilay Altuğ KURGU : Korhan Topçuoğlu

Formula 1 pistini neden kiraladınız?

Burası 2005’te yapıldıktan sonra biz de sponsor olarak destekçisi olduk. Sonra 7 yıl Formula 1 yarışları yapılıp da kontrat bitince, burası boş ve atıl kaldı. Gelip giderken çürümeye başladığını görüyorduk. Devlet burayı yeniden kiralamaya karar verince biz de talip olduk. Diğer talip olanların hepsi AVM, outlet center gibi şeyler yapmak niyetindeydi. Bu bizi çok üzdü bir otomobil meraklısı olarak. Burayı otomobil merkezi haline getirmek için aldık ve iyi ki de almışız. Burası otomobil kültürü, otomobil sporları, sürüş güvenliği, otomobil ticareti ve otomobil gustosuyla alakalı yapılacak her şey yapıldığı Türkiye’deki tek yer. Motorsporları merkezi haline geldi. Aldığımız günden itibaren de yılın 300 günü yapılış amacına uygun olarak kullanıyoruz. Bizden önce bile böyle kullanılmamıştı. Onun için şu anda dünyadaki ender örneklerden biri İstanbulPark.

Formula 1 yarışlarını bu pistte tekrar ne zaman izleyebileceğiz?

Şöyle oldu; Sayın Cumhurbaşkanımız Formula 1 yarışlarını kendi himayesi altına aldı. Devlet garantisinde düzenlenmesi üzerine de bizi görevlendirdi. Bunun üzerine biz de Formula 1’ın yeni sahibi Amerikalı firmayla görüştük ve kendilerini Türkiye’ye davet ettik. Sayın Cumhurbaşkanımız, o dönemki Başbakanımız ve yetkililerle görüşüldü. Genel şartlarda mutabık kalındı. Ancak bu organizasyon dünyada 21-22 arasında değişen sayılarda yarış yapıldığı için, bizim girebilmemiz için bir ülkenin çıkması gerekiyor veya yarış sayısının arttırılması gerekiyor. Formula 1’in şu anki sahipleri bildiğiniz gibi Amerikalı ve kendileri New York veya Miami’de bir yarış düzenlemek için hala uğraşıyorlar. Hatta onu bile kesinleştiremediler. Biz de sıradayız; bu söylediğim nedenler gerçekleştiğinde inşallah Formula 1 Türkiye’de olacak.

vuralakgraf-2

Otomotiv pazarıyla alakalı bize neler söyleyebilirsiniz?

Otomobil, hem artan kurlardan hem de değişken finansmanlardan çok çabuk etkilenen ürün. Artan kurlar ürünlerin, yanı otomobillerin değerlerini direkt arttırdı. Çünkü arabaların çoğu yurt dışından geliyor veya burada üretilse bile Euro bazlı maliyet fiyatları çok yüksek. Beraberinde bankaların sıkıntılarından dolayı finansman problemi de yaşanıyor. Bu ikisi üst üste gelince otomatikman satışlar düştü. Hem otomobillerin Türk Lirası bazında fiyatları arttı hem de onu alırken kullandığımız kredinin maliyetleri arttı. Dolayısıyla vatandaşın satın almayla alakalı bir çekincesi geldi piyasaya ve satışları bu durum çok hızlı bir şekilde düşürdü.

va1

Nedenlerin hemen ortadan kalkmasının kolay olmayacağını düşünüyorum. Dolayısıyla önümüzdeki minimum 6 ay, satışların bu eylül, ekim aylarında gerçekleştiği seviyelerde devam etmesini bekliyorum. Bunlarda düşük rakamlar ve insanların beklediği rakamların yüzde 50-60 altında olan adetler oluyor. Ama bu durum geçici ve önümüzdeki ilkbahardan sonra piyasanın normal hale yavaş yavaş geleceğini düşünüyorum. İlkbahar ve yaz aylarına kadar ne sıfır otomobil satışları ne de ikinci el araç satışlarındaki fiyatların yukarı doğru çıkmayacağını düşünüyorum.

Kurlardaki artışın kiralama sektörüne yansıması nasıl oldu?


Filo kiralamada maalesef müşteriden talep öyle geldiği için, kontratların çoğu Euro ile yapılmıştı. Buna bağlı olarak da araçları alırken bizim sektörün kullandığı krediler de Euro ile idi. Bu ikisinin, yani Euro kurunun çok hızlı artması, çok yoğun döviz borcu olan firmaları çok zora soktu. Maalesef bir kaç firma bundan çok kötü etkilendi ama bundan kârlı çıkan yok. Daha az etkilenenler var. Rakiplerimizde çok kötü etkilenip faaliyetini durduranlar da oldu maalesef. Sektör bunu aşacaktır ama bu da önemli bir ders oldu.

va2

Biz şahsen Intercity olarak eski tecrübelerimizden örnekler alıp, kendimizi farklı konumlandırdığımızdan bu durumdan çok az etkilendiğimizi söyleyebilirim. Bilanço rakamlarımız hâlâ kârlı çıkıyor. Eylül ayı bilançomuz çok ciddi bir kârla kapandı. Bildiğim kadarıyla rakip arkadaşlarımızın çoğunun kâr kelimesini telaffuz edecek halleri bile yok! Ama bu kriz de diğer krizler gibi öğretici olacak. Bankacılık sektörü çok hata yaptı. Kredi vermemeleri gereken birçok oyuncuya kredi verdiler ve şimdi onları nasıl geri alacaklarını düşünüyorlar. Onlar da kendi çaplarında çok şey öğrenmiş oldular. Nihayetinde müşterilerde doğru, sağlam, finansal yapısı güçlü hizmet verenle, yani bizlerle çalışmayı yeniden değerli buldular.

Bu yıl İntercity filosuna kaç adet otomobil kattınız? Gelecek yıl ne kadar katacaksınız?

Bu yıl, önümüzdeki üç ayı da hesaba katarsak, 11 bin araçla kapatacağız gibi görünüyor, yeni aldığımız araç sayısı olarak. Ama 2019’da 22 bin adet araç almayı planlıyoruz. Bu yüzden 2019 bizim için Intercity’nin çok hızlı büyüyeceği, çok hızlı yüksek adetle otomobil alacağı atılım yılı olacak!

Krizi fırsata çevirmek diyebilir miyiz?

Fırsatçılık değil ama kendimizi buna göre hazırlamıştık iyi günlerde. Son 3 yıldır böyle bir ortamın geleceğini aşağı yukarı tahmin ediyorduk. Bu kadar ağır olacağını beklemiyorduk. Bu kadar kısa sürede olacağını da beklemiyorduk. Gidişat belliydi. Dile kolay, 32 senedir bu işi yapıyoruz. Yani havadan ve buluttan ne geleceğini tahmin edebiliyorsunuz artık. Çok sürpriz yakalanmadık krize ve onun için de kâr ediyoruz hala diyorum. Ama mevcut durumumuzun üzerine çok hızlı büyüyeceğimiz bir avantaj görüyorum.

Otomobilleriniz arasında en çok hangisini seviyorsunuz?

Mercedes şimdi yeni bir araba yapıyor: AMG-One. Formula 1 teknolojisinin, önümüzdeki 3 yıl sonunda gelecek halini bu otomobilde ortaya koyuyor. Daha önce böyle araçlar yapıldı başka markalarda ve onlar hep 10 sene önceki motoru alıp bugüne uyarladılar. Mercedes-AMG, önümüzdeki 2-3 yılın arabasını yapıyor. İki koltuklu normal bir dört çeker, hibrit bir otomobil. 1000 beygirden kuvvetli, 1000 kg’dan biraz fazla… 2 sene sonra gelecek. Araç henüz ortalıkta yok ama onu merakla bekliyorum. Yani çok enteresan bir otomobil olacak.

va3

Otomobillerinizin toplam değeri ne kadar?

Onu hakikaten kendim de bilmiyorum. Toplam Intercity’de 40 bine yakın araç var ve 1 milyar dolarlık bir filomuz var. Otomobillerim bu rakamın içinde küçük bir yer ediyordur.

İstanbul Park'ta yeni motor sporları etkinlikleri görebilecek miyiz?

Otomobil sporlarının önündeki en büyük engel, Türkiye Otomobil Federasyonu (TOSFED)! Maalesef yapmaya çalıştığımız her şeyi engellemeye çalışıyorlar. Eğer onların engelini aşabilirsek, 2 sene burada organize ettiğimiz Dünya Ralli Kros Şampiyonası’nı tekrar getirmek istiyoruz. Benzeri büyük yarışmaları da getirmek istiyoruz ama maalesef federasyon olarak, sporun önünde bize destek olmaları gerekirken bu gövde, en büyük engel olarak önümüzde. Dünya Ralli Kros Şampiyonası’nı biz ilk defa burada düzenlediğimizde, tüm dünyada düzenlenen en iyi organizasyon seçildik. FIA’nın da sitesinde bu bize teşekkür olarak yayınlandı. F1 pistinin köşesiyle toprağı birleştirip hibrit, yarı toprak, yarı asfalt parkur oluşturduk ve bu durum bütün dünyadaki yarışlara örnek oldu. Bizden sonra 3-4 tane Formula 1 pisti dünyada benzer hibrit pist yapıp yarışlar düzenlemeye devam ettiler. Bizden çok memnun kaldıkları için tekrar irtibata geçti organizatörler. Şimdi görüşmeye başlıyoruz. Eğer yetiştirirsek, önümüzdeki sezon Dünya Ralli Kros Şampiyonası’nı tekrar misafir edeceğiz. Birkaç da pist yarışı var görüştüğümüz bu şekilde. Ama dediğim gibi, destek görmemiz gereken otoriteden köstek görmezsek, inşallah burada çok büyük operasyonlar yapacağız!

V Weekend Motoring festivali hakkında bize neler söyleyebilirsiniz?

Muhteşem oldu! Biz o festivali aslında yabancı katılımcılarla 10 günlük bir süre olarak planlamıştık. Ama son 3-4 aydır otomotiv camiasındaki konuştuğumuz genel sıkıntılar yaşanınca, bunun çapını küçülttük ve 2 güne indirdik! 1 milyon kişi beklerken o iki günde, kimsenin desteği olmadan, kendi çabalarımızla ve bizi sevenlerle yaptık. Sadece 2 günde 40 bin kişiden fazla ziyaretçi oldu. Çok daha büyük çaplı bir şey yaptığımızda burada 1 milyona yakın insanın gelip organizasyona katılabileceğini gördük. Binlerce kişiyle konuşmaktan yürüyemedim burada ben ve herkes durdurup teşekkür etti. Son derece kısıtlı bir bütçeyle, son derece kısıtlı katılımla muhteşem iş çıkarttık. Katılımcılar da çok mutlu oldu, gelen ve seyir eden ziyaretçiler de… Bu etkinlikte de bir sürü yarış ekibi gelecekti mesela. Ancak federasyon onları tehdit etti, gitmeyeceksiniz oraya diye… Onların engellemesine rağmen biz burada çok ciddi, güzel ve başarılı bir organizasyon yaptık. Seneye bunun çok daha büyüğünü yapacağımıza inanıyorum!

Bireysel ve saatlik araç kiralama sektörüne girmeyi düşünüyor musunuz?

Doğru, düşünüyoruz. Bu ulaşımla ve taşımayla alakalı bir standart ve Türkiye’de hala tutturulamadı. Biz İntercity’de yaptığımız her işte hep en iyisini yapmaya ya da hiç yapmamaya çalışıyoruz. Bu konudaki eksikliği gidermeyi hedefliyoruz. Kendi araçlarımızla, kendi şoförlerimizle büyük şehirlerden başlayarak, mesela İstanbul’da bir pilot uygulamayla kanuni altyapıya yüzde 100 uyarak, yani yüzde 100 kanuni olarak, vergi verip gerekli lisansları alarak, saatlik, günü birlik şoförlü her cins aracın kiralamasına başlayacağız. Çok az kaldı.

Uber'e rakip gibi diyebilir miyiz?

Pek o arkadaşları rakip olarak görmüyoruz ama onlardan daha fazla araç sayısıyla yapacağız!