Dünya gazetesinden Aysel Yücel'in döviz kurundaki hızlı yükseliş sonrası ihracatta bir avantaja sahip olan işletmeler talepteki canlanmayı kaçırmayıp, maliyetlerdeki artışı doğru yönetip sürdürülebilir bir kârlılık yaratacak fiyatı vermekte zorlanıyor.

Adell Armatür ve Vana Fabrikaları Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ali Topçu durumu “Biz KOBİ’ler “Sahada kazanıyoruz, masada kaybediyoruz” sözleriyle özetliyor. İSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Ömeroğlu kurdaki artışla hammaddesini ithal eden KOBİ’ler için kâr marjlarının yüzde 2’lere indiğini belirtirken, “Kısaca hepimiz günü kurtarma derdindeyiz” diyen Pro-Ser Laboratuvar Malzemeleri ve Otomasyon Sanayi yöneticisi Seven Yılmaztürk ise devreden KDV’lerin daha erken ödenmesi, ihracatta vergi iadeleri süreçlerinin kolaylaştırılması gibi önlemlerle nefes aldırılmaları gerektiğini vurguluyor. KOBİ’ler bu dönemde hükümetten daha fazla destek istiyor, vergilerde indirim bekliyor. Özellikle finansal desteğe ihtiyaç duyan bu işletmeler, Eximbank ve KGF’den daha fazla yararlanabilecekleri destekler bekliyor.

“İŞLETMELERİN SERMAYELERİ ERİYOR"


Dövizdeki hızlı artış ve dalgalanmanın hammaddesini yurtdışından temin eden KOBİ’lerin sermayelerini erittiğini dile getiren İSİFED Yönetim Kurulu Başkanı Muammer Ömeroğlu, “KOBİ’ler yüzde 60- 72 ithal girdi ile çalışıyor. KOBİ’lerin büyük bir çoğunluğu yurt içine satış yapıyor. Yani döviz ile alıp TL ile satıyor. Bugün dolar 4,70. 2,5 dolara mal ettiği ürünü hala TL bazında aynı fiyata satıyor. Kur farkından zararda. Geçmişte yüzde 10 kardan bahsederken kâr marjları yüzde 2,3’lere düştü. Hem sermaye eritiyor, hem de enflasyonu körüklüyor. Fiyat geçişleri de sağlayamıyoruz. 2 ayda bir fi yat geçişi yapılıyor artık. Fiyat üzerinden rekabet yaşanıyor. Satışlar düşüyor. Koruma altına alıyoruz kendimizi, yatırım yapamıyoruz, büyüyemiyoruz” diye konuştu.

"DEVREDEN KDV'LER ERKEN ÖDENEBİLİR"


Pro-Ser Laboratuvar Malzemeleri ve Otomasyon Sanayi yöneticisi Seven Yılmaztürk, dövizdeki artış nedeniyle KOBİ’lerin hammaddesini hangi fiyattan üretime sokacağını bilemediğini ve dövizle aldığını TL ile satan işletmeler bu açıdan çok zorda olduğunu ifade ederek hükümetten beklentilerini şöyle özetledi: “Vadeli satışlardan kaçınıyoruz. KOBİ’ler uzun vadeler yaptıklarında hammaddesini yerine koyamıyor. Şu dönemde kredi ile dönmekten kaçınıyoruz. Rekabet yok, yeni yatırım yok, inovasyon yok. Piyasalar 2 Haziran’a kilitlenmiş durumda. Ancak seçim sonrasını da öngöremiyoruz. Nereye kadar stabil kalabiliriz? Seçimden sonra ne olacak? Bu çok daha uzun sürmemeli. İşletmelere nefes aldıracak TÜBİTAK, ARGE, KOSGEB ve fuar destekleri veriliyor. Ancak önce cebimizden harcıyoruz, en erken bir yılda geri ödemesini yapılıyor. Bu sürecin tersine işletilmesi gerekiyor. İhracatçı birliklerinin çok daha etkin çalışması gerekiyor. Destekler daha çok büyük kurumlara gidiyor. KOBİ’lere de önemli bir pay ayrılması gerekiyor. Küçük bir destek KOBİ’lerin ayakta kalmasını sağlayacak. Devreden KDV‘ler daha erken ödenebilir. İhracatta vergi iadelerinde zorlanıyoruz. Prosedürlerin hafifletilmesi ve nefes almak için zaman yaratılması gerekiyor.”

“EXİMBANK VE KGF KÂR ETMEYEBİLİR”


Adell Armatür ve Vana Fabrikaları Yönetim Kurulu Başkanı Recep Ali Topçu, bu dönemde sanayicilerin finansmana makul şartlarda ulaşmasının sağlanması gerektiğini belirterek şunları kaydetti:

“Maliyet yapıları ihracatçı KOBİ’lerin yurt dışında hızını kesiyor. Başta yakıt ve enerjide olduğu gibi birçok girdi üzerindeki dolaylı vergiler önemli maliyet kalemi. Bu vergi yüküyle Avrupa ya da dünyadaki rakiplerimizle yarışmakta çok zorlanıyoruz. İstihdam üzerindeki vergiler de sanayiciyi zorluyor. Bu ülkenin üretime ihtiyacı var. Sanayicinin işini biraz daha kolaylaştırmak gerekiyor. Sanayicilerin finansmana makul şartlarda ulaşması sağlanmalı. Eximbank kredisi kullanıyoruz örneğin.3 bin lira aldığım krediyi 4.500 lira olarak ödüyorum. İhracat desteklenmek isteniyorsa Eximbank bizden kâr etmeyebilir. İleriye dönük belirsizlik ve dövizdeki dalgalanma nedeniyle ürün fiyatlarını sabitleyemiyoruz, müşterimize fiyat veremiyoruz. Hangi kurdan alıp satacaksınız, belli değil. Rakiplerim yıllık fiyat veriyorlar oysa. Süreci etkin yönetemiyoruz. Hammadde yüzde 60-70 dövize bağlı iken bu mümkün değil.” Topçu, çok kritik bir uyarı da yaptı:”KOBİ işletmeleri kâr mı ediyor, zarar mı ediyor belli değil. Yıl sonunda tabloyu göreceğiz. Son zamanlarda tek derdimiz işletmemizi ayakta tutmak. Her ay yüzde 50 öz sermaye eklemek zorundayız, gerçeğimiz bu. Ancak ümidimizi kaybetmiyoruz. Avrupalı tek para birimi ile çalışıyor. Biz iki para birimi ile çalışıyoruz. Kısaca biz KOBİ’ler “Sahada kazanıyoruz, masada kaybediyoruz.”

“İŞLETMELER 24 HAZİRAN'A KİLİTLENDİ"


TASEV Yönetim Kurulu Başkanı Tan Erdoğdu, ara malı ya da hammaddede dışa dolayısıyla dövize bağımlı olan Türkiye’de kurlarda yaşanan çıkışın özellikle ara mallarda çarpan etkisi yarattığına dikkat çekerek, “Teminat sunabilme imkanı olmayan ve kredi temin etmekte zorluk çeken birçok şirketimiz var. Türk lirasının yaşadığı değer kaybı tüm şirketlerimizi derinden etkiledi. Birçok endüstri kolunda normalleşen çok uzun vadeli çeklerin piyasada dolaşımı, riski KOBİ’lerden çok daha profesyonel yöneten banka ve finans kurumlarının blokajına takılan ve bu sebepten şirket rezervlerinde bekleyen müşteri çekleri değer kaybına uğraması, işletme sahiplerini işlerini küçültmesi pahasına da olsa öngöremedikleri riskleri satın almamaya yöneltiyor. Bu da bir yandan yeni yatırımların askıya alınmasına yol açarken diğer yandan da cari hesap çalışma sisteminin ve TL üzerinden yapılan vadeli satışların revizyonunu gerektiriyor” şeklinde konuştu. Erdoğdu şöyle devam etti: “İstikrarlı bir ekonomik düzende çalışma arzusunda olan iş dünyamız, 24 Haziran seçimlerine kilitlenmiş durumda. Seçimin ardından piyasaların normalleşeceğini öngören KOBİ’leri bekleyen asıl tehlike ise işletme yapılarında gerçekleştirmeyi sürekli erteledikleri reformlar olacak."

“BANKALARIN KAPISINI ÇALAMIYORUZ"


Ser Rezistans Endüstriyel Isıtma Sistemleri Yönetim Kurulu Başkanı Erkan Evrenkaya ise özellikle kredi ödemeleri konusunda büyük sıkıntı yaşadıklarını belirterek, şunları söyledi:

“Girdilerimiz döviz çıktımızı TL ile yapan bir işletmeyiz. Kurdaki artış dövizdeki artış bizi olumsuz olarak etkilemeye devam ediyor. Bugün belirlediğimiz satış fiyatını kurdaki oynaklık yüzünden bırakın kârı üretim maliyetlerini karşılama noktasında başa baş noktaya getiriyor. 150 günlük müşteri çekini vadesi gelmeden geri almak zorunda kalıyoruz, çünkü karşılığı yok ve o ödemeyi bir şekilde yapmak zorundayız. Bu dönemde sıklıkla yaşadığımız bir sorun... Bu aynı zamanda eriyen sermaye demektir. Bankaların kapısını çalamıyoruz, önümüzü göremiyoruz. Sattığımız peşin yerine koyamıyoruz, vadeli yerine koyuyoruz. Forward ederek süreci geçiştiriyoruz. Önlem olarak tedarikçilerimizle borçlanmamızı yapılandırma yoluna gidiyoruz. Tahsilatta sorunlar yaşıyoruz. En kısa sürede yeniden istikrar ve güven telkin edilmesini bekliyoruz.”

"MOTİVASYONU KAYBETMEYİN, VERİMLİLİĞE ODAKLANIN"


Ortak Akıl Danışmanlık Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Yılmaz Sönmez, siyasi ve ekonomik belirsizliklerin getirdiği riskler ve son olarak dövizdeki şiddetli volatilitenin ihracatçı ya da iç piyasaya çalışan tüm KOBİ’leri bir yangın yerine çevirdiğini dile getirdi. Mali yapıları hızla bozulan KOBİ’lerin öz sermayelerinin de erimeye devam ettiğini vurgulayan Sönmez, bu dönemde KOBİ’lerin verimliliği artıracak önlemler alması gerektiğini savunarak şunları söyledi: “Piyasalarda bir moral motivasyon kaybı ve endişe yaşanıyor ancak, zor zamanlar kişilere, kurumlara yeni çıkış ve çözüm yolları bulmak için fırsatlara yaratır gerçeğini de unutmamak gerekiyor. KOBİ’lerin bu dönemlerde odaklarını işletmelerine çevirmeleri gerekmektedir. Panik halinde alınan kararlarla, çalışan sayısını azaltmak, fiyatları aşağıya çekerek rekabet dengesini bozmak,moral motivasyonu kaybetmek yerine verimliliğe odaklanmak gerekiyor. İşletmede mali disiplinin gözden geçirilmesi, stratejilerin güncellenmesi ve yeni pazarlar arayışları için son derece uygun bir zaman. Maliyetsiz gelir olarak tanımladığımız, çalışanlarla güçlü iletişim, tedarikçi ve müşteri iletişiminin daha da geliştirilmesi gereken bir dönemdeyiz. Hızla tahsilat ve vade disiplini yaratmak, kâr/nakit/ciro döngüsünü kontrol altına almak, kredi ve finans yönetimini disipline etmek, kârsız ürünlerden vazgeçmek, stok, tedarik ve lojistik maliyetleri yeniden güncellemek işletmelerin sorunlarını daha katlanılabilir bir duruma getirecektir. İşletme sahiplerinin gün içindeki geçici gündemlerde kurtularak reform niteliğinde tedbirler almaları kaçınılmaz. Girdisini dövizle sağlayan işletmeler her olasılığa karşı önlemini almak ve riskleri önceden senaryolaştırmak zorunda. KOBİ'lerin hatalarını görebilecekleri bir dönemde geçiyoruz. Bu fırsatı iyi değerlendirmelerini tavsiye ediyorum.”