RECEP GENEL

Yılbaşından bu yana dolar karşısındaki kayıpları ile dikkat çeken TL, küresel piyasalarda Arjantin Pesosu ile birlikte anılmaya başladı. Ağır bir borç krizi yaşayan Arjantin’in para birimi peso yılbaşından bu yana dolar karşısında yüzde 30.9 değer yitirirken, aynı süreçte TL’nin kaybı yüzde 22.3’ü buldu. ABD Merkez Bankası’nın (FED) faiz adımlarını hızlandıracağı beklentileri ile gelişen ülke piyasaları son iki yılı ağır baskı altına geçirdi. Özellikle 9 Kasım 2016’da ABD’de yapılan başkanlık yarışını Donald Trump’ın kazanması ile gelişen ülkelerin kayıpları da arttı. Trump’ın izleyeceği ekonomi politikalarının doları güçlendireceği beklentileri ile gelişen ülkelerden sıcak para çıkışı hızlandı. Geçen sürede gelişen piyasalar arasında Arjantin ve Türkiye en ağır hasara uğrayan iki ülke oldu. TL o tarihten bu yana yüzde 47.8, Arjantin Pesosu yüzde 61 değer yitirdi.  Analistler, ağır borç yükü altında olan ikilinin gelişen ülkelerin en zayıf halkası olduğuna dikkat çekmeye başladı.

MEKSİKA BİLE TOPARLANDI

Trump’ın iktidara gelmesi ile iki hafta içinde yüzde 22 değer yitiren Meksika Pesosu bile geçen sürede kayıplarını azaltmayı başardı. Meksika Pesosu’nun  9 Kasım 2016’dan bu yana bakıldığında kayıpları yüzde 6.4’e geriledi.  Trump’ın hedef tahtasındaki ülkelerden olan Rusya da aynı şekilde geçen sürede toparlanmayı başardı. Batılı ülkelerin uyguladığı yaptırımlar dolayısıyla sıkıntılı bir dönemi geride bırakan ruble kayıplarını telafi  etmeyi başardığı gibi yüzde 5.5 de değer kazandı.

Yüksek enflasyon ve cari açık, dış finansmana bağımlılık Türkiye’nin göstergelerini bozarken, Arjantin de benzer bir süreçten geçiyor. İddialı ekonomik reform vaatleri ile 2015’te iktidara gelen Devlet Başkanı Mauricio Macri’nin izlediği popülist politikalar Arjantin’i krize sürükledi. Marci, reformları zamana yayarken, izlediği politikalar cari açığın Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’nın (GSYH) yüzde 5.1’ine tırmanmasına, enflasyonun yüzde 15 seviyesine yükselmesine neden oldu.

ARJANTİN DE FAİZE DİRENDİ

Milli geliri 461.5 milyar dolar olan ülkenin borçları ise 290 milyar dolara ulaştı. 50.7 milyar dolar rezerve sahip Arjantin Merkez Bankası ise dolardaki yükselişe rağmen uzun süre faiz artırmamak için direndi. Ancak, doların önünü alamayınca ay başında faizi yüzde 40’a yükselterek önlem almaya çalıştı. Marci yönetimi ise geçen hafta Uluslararası Para Fonu (IMF) ile 30 milyar dolarlık bir anlaşma imzalamak için masaya oturdu.

Türkiye’nin dış finansmana bağımlılığı en önemli tehdit alanı olarak gösterilirken,  cari açık, doğrudan yabancı yatırımların Gayri Safi Yurtiçi Hasıla’ya (GSYH) oranı ve döviz rezervi,  kısa vadeli borç yükü  gelişen ülke değerlendirmelerinde temel kriterler  olarak öne geçmeye başladı. Sıcak paranın bol olduğu dönemde yıldız pazarlar arasında olan Türkiye ise yeni kriterlerin devreye girmesi ile gözden düşen piyasalar arasına girdi. Uluslararası Finans Enstitüsü’nün (IIF) hazırladığı rapora göre dış finansmana bağımlılık, yerel reel ve finans sektörlerdeki kırılganlık, merkez bankalarının kredibilitesi ve siyasi istikrar ülke ekonomilerinin zayıflamasında önemli bir rol oynuyor. Raporda Türkiye ve Ukrayna 20 göstergeden 8’i kırmızı alarm verirken, Arjantin ise 7 kırmızı alarm veriyor.

tl

 

FED FAİZİ 2015'TE ARTIRMAYA BAŞLADI


ABD Merkez Bankası (FED) 2015’te kademeli olarak faiz artırmaya başladı. FED, yüzde 0 düzeyinde tuttuğu faizi, 16 Aralık 2015’te yüzde 0.25 yükselterek gelişen ülkeler için zorlu bir dönemin başlamasına neden oldu.

Borçlanma maliyetlerinin artması ile aralarında Türkiye’nin de yer aldığı gelişen ülke piyasalarına akan para muslukları kapanmaya başlarken, artan borçlanma maliyetleri de zorlamaya başladı. Bu yıl 4 kez faiz artırması beklenen FED son olarak Aralık 2017’de faizi yüzde 1. 25-1.50 aralığına yükseltti.