Turizm sezonunun bitmesiyle birlikte, sezonluk işçiler kaderlerine terk edildi. Kışı geçirebilenler, yeni sezonda toplanıp, yaz boyu yine, boğaz tokluğuna çalıştırılacaklar.
Devrimci Turizm İşçileri Sendikası (Dev Turizm-İş) Genel Başkanı Mustafa Safvet Yahyaoğlu, Antalya’da 600 bine yakın turizm işçisi olduğunu ve bunların 400 bini sezon sonunda işsiz kaldığını söyledi. Yahyaoğlu, ucuz turizmden, “her şey dahil” uygulamasından bir an önce vazgeçilmesi gerektiğinin altını çizdi.

SEZON DA KISALTILDI

Yahyaoğlu, şunları söyledi. “Türkiye’de alternatif turizm tam olarak uygulanmıyor. Alternatif turizm uygulansa, kışın kış turizmi, yazın yaz turizmi; kültür, inanç, kongre, sağlık, eko turizm gibi bir turizm çeşitlendirilmesine uygundur Türkiye. Ne yazık ki bu konuda doğru bir planlama, doğru bir politika uygulanmıyor. Sezonda kısaltıldı. Daha önceki yıllarda sezon Mart’ta başlar, Kasım’ın sonuna kadar devam ederdi. Ekim ayın da daha yaşlı ve çocuklu turistler gelirdi. Bunlarda kaçırıldı.”

TURİZM İŞÇİLERİ İŞSİZLİK SİGORTASINDAN DA YARARLANDIRILMIYOR

“Şimdi sezon giderek kısalıyor. Mayıs ayında işçiler işbaşı yapıyor, Ekim ayının başında ya da sonunda iş akitleri askıya alınıyor veya fesih ediliyor. Askıya alınma ya da fesih edilme durumunda işçiler işsizlik sigortasından da yararlandırılmıyor. İşsizlik sigortasında bir engel var, çalışanın son 3 yılda 600 gün pirim ödeme şartı getiriyor yasa. Son üç yılda 600 gün prim ödemesi için bir işçinin her yıl en az 7 ay çalışması gerekiyor. Türkiye’de çok önemli bir sektör olan turizmde çalışan işçiler, sezonun uzun sürdüğü yer olan Antalya’da 6 ay, Marmaris, Bodrum, Didim gibi yerlerde ise 4 ay çalışabiliyor. Kış aylarında işsiz kalan bu insanlar, eğer ayakları topraktaysa köyüne gidip yaşama şansına sahip olabiliyorlar. Yani kışın tarlasında çalışacak, baba evinde yaşayacak."

resimid_6859070

ÇOCUK EMEĞİ SÖMÜRÜSÜNE DAYANIYOR

“Şimdi yaş oranı da küçültüldü. Çoğu yerde 16 ila 25 yaşı arasında personel çalıştırılıyor. Tabi bunlar sezon sonunda baba evine dönüyorlar. Kirası, Çocuğu yoktur, asgari ücretle 5-6 ay çalışır, gider 7 ayını da baba evinde, kahvede geçirir. Tatil otelciliği çocuk emeği sömürüsüne dayanıyor. İşsizlik sigortası turizm işçilerini kapsamaması, son işyerinde 120 gün şartı birde askıya alınmama şartı çalışanların yaşamlarını sıkıntıya sokuyor.”

“HER ŞEY DAHİL” UYGULAMASINDAN VAZGEÇİLMELİ

“Turizmde bir an önce çeşitlendirilmeye gidilmeli. Sezon uzatılmalı. Yani deniz, kum, güneş diye kısa bir sezona sıkıştırılan, ucuz turizmden, 'her şey dahil' uygulamasından vazgeçilmesi gerekiyor. Planlı turizm yapılması ve işsizlik sigortasını da turizm işçilerini kapsar duruma getirmesi, yasan düzenlemenin de yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor.”

600 BİN TURİZM İŞÇİSİNİN, 400 BİNİ SEZON SONUNDA İŞSİZ

“Antalya’da 600 bine yakın turizm işçisi var. Bunun 400 bini sezon sonunda işsiz kalıyor. Şu an 200 bin yakın bir çalışan var turizm alanında. 400 bin işçi ya askıya alınmış, ya da iş akdi fesih edilmiştir. Dışarıdan gelen işçiler memleketlerine dönerken, Antalya’da yaşayanlarsa bulabildikleri işlerde çalışıyor. İnşaat bulursa inşaat, hamallık bulursa hamallık, ne bursa onu yapıyor. Örneğin yiyecek içecek müdürü tanıdığım, genel müdür yardımcısı arkadaşım sokakta bisikletle kuryelik yapıyor. Ondan sonrada yetişmiş eleman yok diyorlar. Niye turizmden kaçıyor kaliteli elemanlar diyorlar. Yetişmiş bir elemana bu şekilde bir yaşamı reva görürsen, bu insanlarda başka bir sektörde iş bulur oraya kaçıp gider. Turizm işçileri sendikalılaşmadıkları sürece bu kader böyle sürecek.”

SENDİKAYI, DEMOKRASİYİ İÇİNE SİNDİREMEMİŞ PATRONLAR VAR

“Turizm sektöründe sendikalılaşma, Türkiye genelinde yüzde 3,5’dur. Sendikasızlıkta inşaat sektörü 1’inci, turizm sektörü ise 2’inci gelmektedir. Son 20 yıldır sendikalar bitirilmiştir. İşçiler sendikalarına sahip çıkamıyorlar, işten atılırım korkusuna. Gerçektende işverenler sendikalaşmayı ilk duyduklarında, sendikaya üye olmuş kim varsa kapının önüne koyuyor. Sendikayı, demokrasiyi içine sindirememiş patronlar var. Patronların, çağdaş ve evrensel bir sektör olan turizme bakış açıları çağ dışıdır. Turizmde yetişmiş eleman sorunu var diyenlere ben yetişmiş patron sorunu var diyorum. Bu kafayla turizm yaptıklarında, dünyada hak ettikleri yere varması turizm olarak mümkün görünmüyor. Bindikleri dalı kesiyorlar. Ülkeye de, kendi yaptıkları yatırımlara da ihanet ediyorlar.”

ELDE ETMEYE HAYAL EDİLEN GELİRİN YARISINI ELDE EDİLEBİLMİŞ

“Gelen turist sayısının yükselmesi, cironun yükselmesi anlamına gelmiyor. Kişi başı harcama 600 Dolar’a düşmüş. Eskiden 30 milyon müşteri, 30 milyar gelir olarak konuşulurdu. Şimdi 40 milyon müşteri gelmiş, 22 milyar Dolar gelir elde edilmiş. Elde etmeye hayal ettiğimiz gelirin yarısını elde edebilmişiz, kişi sayısını artırdığımız halde. Turizm bakanı diyor ki, yüz milyon turist gelecek. 25 milyar Dolar gelir elde edeceksen yazık. Denizlerimizi, ormanlarımızı, caddelerimizi, sokaklarımızı kirlettiğimize değmez.”

ACENTELER PATRONLARI SÖMÜRÜYOR

“En büyük tur şirketleri yabancıların elinde. Bunlar, Türkiye’ye gelen turistin yüzde 90’nı getiriyor. Yani acente otele ne verdiyse, otel bunu kabul etmek zorunda ve rekabet şansı kalmıyor. Otel sahiplerinin buna karşı mücadele etme şansı yok. Yani patronlar işçileri sömürüyorum sanıyor, oysa acenteler patronları sömürüyor, ülkeyi sömürüyor. Acenteler iflas ettirdikleri otelleri ele geçiriyorlar.”

UCUZ İŞGÜCÜ İÇİN DIŞARIDAN İŞÇİ GETİRİYORLAR

“Türkiye‘de asgari ücretin altında işçi çalıştırabilmek için Kırgızistan, Kazakistan, Türkmenistan’dan işçi getiriyorlar. Bu işçiler asgari ücretin altında çalışıyorlar. Patronlar buna tenezzül ediyorlar. Türkiye’de bu kadar yüksek bir işsizlik varken, kendi ülkelerin sorunlarına sırtlarını dönüyorlar, dışarından getirdiği ucuz işçiyle para kazanma derdine düşüyorlar. Bu ülkenin kendi kaynaklarını, bu ülkenin evlatlarından kıskanıyorlar. Antalya’da 4 bine yakın otel bulunmakta. Otel sahiplerine baktığınızda, bunların bir çoğu başka işler yapmakta.”.