Hanifi Kılıç / GAZİANTEP
Kemal ATLAN / ESKİŞEHİR

Gaziantep Ticaret Borsası (GTB) Antep fıstığı Rekolte Tespit Komisyonu, tarafından hazırlanan 2018 yılı Türkiye Antep fıstığı tahmini rekolte sonuçları açıklandı. Antep fıstığı üretiminin en fazla yapıldığı 6 ilde 2 ay sürdürülen saha çalışması sonuçlarına göre, bu yıl Türkiye’de tahmini Antep fıstığı rekoltesinin 209 bin 617 ton olarak gerçekleşmesi bekleniyor
Antep fıstığında verimli bir hasat sezonu beklediklerini kaydedederek, rekolte tespit komisyonun Nisan ve Mayıs ayları içerisinde Antep fıstığının en yoğun olarak yetiştirildiği 6 ilde, 23 ilçe ve 454 köyde bahçeleri tek tek gezerek incelemelerde bulunduğunu aktaran GTB Meclis Başkanı Ahmet Tiryakioğlu, “Komisyon üyelerimiz, bahçelerdeki periyodisite durumu, erkek ağaç varlığı, dolu zararı, bakım şartları, hastalık-zararlı durumu, ağaçların gelişimi, taç hacimleri ve yaşlarını dikkate alarak ağaç başı tahmini verim raporu hazırladılar. Bu rapor aynı zamanda 2018 yılı tahmini rekolte tespit çalışmalarına da kaynak oluşturdu. Rekolte tespit komisyonumuzun hazırladığı rapora göre bu sene ülkemizde toplam antepfıstığı üretiminin 209 bin 617 ton olarak gerçekleşmesi bekleniyor” dedi.

GTB Meclis Başkanı Ahmet Tiryakioğlu ve Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı GTB Meclis Başkanı Ahmet Tiryakioğlu ve Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı


Türkiye’de 56 ilde Antep fıstığı yetiştiriciliği yapılmasına rağmen ekonomik anlamda yetiştiriciliğin Gaziantep, Şanlıurfa, Siirt, Adıyaman, Kilis ve Kahramanmaraş illerinde yapıldığına dikkat çeken Tiryakioğlu, bu illerin ülke toplam üretiminin yüzde 90’ını karşıladıklarını ifade etti.

GAZİANTEP’TE BEKLENEN TAHMİNİ REKOLTE 84 BİN TON


GTB Yönetim Kurulu Başkanı Mehmet Akıncı ise, illere göre beklenen Antep fıstığı rekolte tahminleri hakkında bilgiler verdi.
Hazırlanan tahmin raporuna göre, 6 ilin genelinde hava şartları, erkek ağaç sayısı yetersizliği, hastalık ve çeşitli zararlılardan dolayı bu sene ortalama 21 bin 483 ton ürün kaybı yaşanmasının beklendiğini aktaran Akıncı,” Hasat sezonunda belirtilen nedenlerden dolayı yüzde 10 civarında bir ürün kaybı söz konusu. Özellikle hava şartlarından kaynaklı kayıplar olmasaydı bu seneki toplam rekoltemiz 230 bin ton seviyesine ulaşacaktı” dedi.

222

2018 yılında en fazla Antep fıstığı üretiminin Gaziantep’te yapılmasının öngörüldüğünü aktaran Akıncı, “Tahmini rekolte rakamlarına göre bu sezon Antep fıstığında toplam üretime en fazla katkıyı Gaziantep sağlayacak. Gaziantep ülke toplam üretimine 84 bin 230 ton ile katkı sunarken, bu rakamların Şanlıurfa’da 79 bin 92 ton, Adıyaman’da 15 bin 230 ton, Siirt’te 10 bin 83 ton, Kahramanmaraş’ta 2 bin 631 ton ve Kilis’te bin 923 ton olarak oluşması tahmin edilmekte” diye konuştu.

44

EZİYETİNİ ÜRETİCİ ÇEKİYOR, STOKÇULAR VURGUN YAPIYOR


Gaziantepli iş adamı ve fıstık üreticisi Mehmet Pamuk, Antep fıstığı ağacının bir yıl bol diğer yıl ise az ürün veren bir yapısı olduğunu belirterek, bölgede geçen yıl yaşanan olumsuz hava koşulları ve ağaçların genetik yapısı yüzünden "yok yılı" olması nedeniyle rekoltede yaşanan yarı yarıya düşüşün, Antep fıstığında arz talep dengesini de bozduğunu söyledi.
Ağustos ve Ekim ayları arasında hasat edilen kırmızı kabuklu yaş Antep fıstığının kilogramının tezgahlarda 13 liraya kadar düştüğünü ifade eden Pamuk, ürünün üreticiden sofralara ulaşana kadar pek çok işlemden geçtiğini belirterek, şöyle dedi:

“2017 yılında hasat edilen Antep fıstığı adeta son 10 yılın en az rekoltesiydi. Fıstık üreticiliği emek isteyen, meşakkatli bir iştir. Yeni dikmek isterseniz, Bir fıstık fidanı sonrası, ortalama 15, 20 yılda rantabıl verim verir hale gelir. Dolayısı ile kendi diken, genelde verimliliğini görmez, bir sonraki nesil ilgilenmeye devam ederse fıstığı görür. Onun içindir ki bu nesil köylüsü de kentlisi de, yeni fıstık ağacı dikmek istemez. Fıstığın bakımı da oldukça zor ve emek ister, yılda 4 çift demir, yani 8 defa toprağı süreceksin. 2-3 defa ilaçlama, 1 kez budama yapacaksın. Ürünler olgunlaşınca 2 ay önceden, dağda köpekli bekçi bulunduracaksın. Yoksa fıstık hırsızları traktörü çeker silkeler götürürler. Fıstık bahçenizi bir saat bile bekçisiz durduramazsınız çünkü hırsızlık hat safhada. Hasat zamanı gelince günlük olarak fıstıklar halde satışa çıkar. Üretici olarak fiyat belirleme şansınız yok. Fiyatı alıcılar belirler. Fiyatı düşük bulup satmaz iseniz kabuklu taze fıstık solar ve zarar görür. Fiyatı düşük bulup satmak istemez iseniz baştan karar verecek ve dış kabuğu soydurarak, kavlak dediğimiz tuzlu fıstık için kavlak hale getirteceksiniz. Ya da tazeyi güneşte kurutacaksınız ve işiniz daha da meşakkatli hale gelecek. Saklamak da ayrı bir sorun depo bulmak çok zor. Kaldı ki bir yıl para harcamışsınız, cebinizde para kalmamış ihtiyaç için satmak durumundasınız. Ayrıca yetmez gibi bir fıstık her sene verimli olmaz. Ortalama 2 yılda bir ürün verir. Bu da demektir ki, yaptığınız her emek ve masraf çarpı 2 demektir.

eeee

GAZİANTEP’TE FISTIK ÇEKİRDEKTEN DAHA UCUZ


Dolayısı ile satalım dersiniz. Ama maalesef, bu ülkede kabak çekirdeğinin kilosu 25, karpuz çekirdeği 16, fındık 10 lira iken nasıl olur da bu kadar emekli ve uzun yıllara dayalı bir ürün olan fıstık 13 liradan satılır? Akla mantığa aykırı olan bir durum yaşıyoruz. Gaziantep’te fıstık üreticilerinin satış fiyatı 5 yıldır aynı. Sadece enflasyon farkı bile gelseydi bugün fıstığın kilosu 20 liranın üzerinde olmalıydı."

"KUR ARTIŞI DEĞİL KUR ŞOKU"


Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş, dövizde yaşanan hareketliliğin bir kur artışı değil bir kur şoku olarak değerlendirdiğini ifade etti.

Kesikbaş, Türkiye’deki ekonomiyi ve dövizde yaşanan hareketliliği değerlendirdi. Yaşananlara rağmen bir çıkış yolu olduğunu da işaret eden Kesikbaş, ihracatı artırmak üzere çözümler aramak gerektiğini söyledi.

111 Eskişehir Sanayi Odası Başkanı Celalettin Kesikbaş


Mal ve hizmetlerin fiyatlarının gün içinde çok hızlı değiştiğini ifade eden ESO Başkanı Kesikbaş, “Sanayiciler olarak yılbaşından bu yana yüzde 37 oranındaki yükselişle enflasyon; kur ve faiz arasında kaldık. Rekabet şansımızın olduğu, ihracat yaptığımız sektörlerde pozitif etkileri var ama burada da dolar/euro paritesinin yaklaşması nedeniyle karlılık düşüyor. Çünkü dolarla alıp, euro ile satıyoruz. Satın alma maliyetlerinde ciddi artış var. Planlarımızı yıllık bütçelerden, aylık bütçelere dönüştürdük. Çözüm ise kilogram başına 1.3 dolar olan değeri artırmamızdır. Moral bozmadan ihracatı artırmak üzere çözümler aramak gerektiğini düşünüyorum” dedi.