Son yıllarda rekor üstüne rekor kıran konut satışları, yılın ilk 9 ayında 1 milyon sınırını aştı. Özellikle yabancıya satışta yaşanan ciddi yükseliş ve markalı konut üreticilerinin gerçekleştirdiği kampanyalarla sektörde son dönemde ciddi bir hareketlilik yaşanıyor.

“Sektörün geleceği çok parlak”

Eylül ayında Türkiye’de 127 bin konutun el değiştirdiğini ifade eden Häfele Türkiye ve Bölge Ülkeler İcra Kurulu Başkanı Hilmi Uytun, Türkiye’de gayrimenkul sektörünün son derece sağlıklı olduğunun altını çizerken, “Türkiye’de yakaladığımız satış istatistikleri, neredeyse bütün Avrupa ülkelerinin katbekat üzerinde. Ben Türkiye’deki gayrimenkul sektörünün geleceğinin çok parlak olduğunu ve birkaç ay sonra bu satışların da ciddi biçimde artacağını düşünüyorum” ifadelerini kullandı.

“Artık önemli olan evin içinde fark yaratmak”

İlk 9 ayda, konut satışlarında geçtiğimiz yıla göre yaklaşık yüzde 3’lük bir düşüş yaşandığının da altını çizen Hilmi Uytun, “Bu kalıcı bir durum değil. Ben bunu ‘yeni pazar şartlarına adaptasyon’ olarak yorumluyorum. Konut pazarında son 15 yıla baktığımızda, sektörün önünü açan çok sayıda önemli gelişme sayabiliriz. Faizlerdeki düşüş, uzun vadeli finansman olanakları, yabancıya satış düzenlemeleri… Tüm bunlar konut satışlarında ciddi rekorları da beraberinde getirdi. Fakat artık sektördeki rekabet tanımı değişiyor. Son dönemde, pazarda yaşanan çetin rekabetle birlikte artık evin içinde fark yaratmak büyük önem kazandı” dedi.

Üç kira ayır; yüzde 80 hızlı kirala

Konuyla ilgili yaptıkları bir araştırmanın detaylarını da paylaşan Hilmi Uytun şöyle devam etti: “Yaptığımız araştırmada, konutların içinde yapılacak yenileme çalışmalarının, konutun kiralanması ya da satılmasını ciddi biçimde hızlandırdığını gördük. Buna göre, kiraya sunulan evlerde 3 kira bedeli; satışa sunulan evlerde ise istenen bedelin yüzde 3’ü ev yenilemeye ayrıldığı zaman söz konusu dairelerin yüzde 70-80 oranında daha hızlı kiralandığını ya da satıldığını gözlemliyoruz.”

hafele3

Kimse zeytinyağını çöpün yanına koymak istemez

Oturma amaçlı alınan konutlarda nihai kararı daha çok kadınların verdiğini de sözlerine ekleyen Hilmi Uytun, “Bütçe dışında kadınların evin iç tasarımında en dikkat ettiği konuların başında renk uyumu geliyor. Bunun yanı sıra işlevsellik tabii çok ön planda. Aslında hiç kimse mutfakta zeytinyağını ya da sirkeyi çöp kutusunun yanına koymak ya da her seferinde dizlerinin üzerine çöküp, alttaki dolapta arkada kalmış tencereye uzanma istemiyor. Bu yüzden de iç tasarımda işlevselliğe çok önem veriyor. Bunun yanı sıra kadınlar bütün seçenekleri görmeden karar vermiyor. Önce oturacağı semti seçiyor. Ardından projeleri inceliyor. Semtte incelediği projeler arasında bizim iş ortağı olduğumuz bir proje varsa zaten başkasını tercih etmiyor. Çünkü biz onlara aslında ulaşılabilir lüksü sunuyoruz, en basit tabirle onların hayatını kolaylaştırıyoruz” şeklinde konuştu.

Finansman için bankalarla görüşüyoruz

Konutlara özel çözümlerini Häfele Concept Project isimli bir alt marka altında topladıklarını ifade eden Hilmi Uytun şunları söyledi: “Bu marka aslında bir şartname markası. Aslında Häfele Concept Project ile bir konutta neyin olması gerektiğini belirliyoruz. Toptan satışımız projelere yönelik. Yaklaşık 70 projede Häfele olarak geliştirdiğimiz sistemler kullanılıyor. Yaklaşık 140 projenin de sırada olduğunu söyleyebilirim. Perakendede ise Häfele Kalite Noktaları dediğimiz iş ortaklarımız var. Şu anda bu noktaların sayısı da 80’i aştı. Bu noktalarda da konutlara özel sadece çözümleri tüketicilere sunuyoruz. Bunun finansmanıyla ilgili de 5 ya da 10 yıla taksitlendirilmesi, satın alma sürecinin kolaylaştırılması için bankalar ile görüşme halindeyiz. Yakında bu konunun da çözüme kavuşacağımı düşünüyorum.”

Misafir sayısına göre dolap tasarımı!

Sundukları sistemlerin ve gelen taleplerin aynı zamanda şehirlere göre de farklılık gösterdiğini sözlerine ekleyen Hilmi Uytun, “Mesela Diyarbakır, Gaziantep, Şanlıurfa gibi şehirlerde misafirliğe gelen kişi sayısı Batı şehirlerinden çok daha fazla. Bunun için daha büyük tencerelerin kullanılabileceği, bu ürünlerin rahatça depolanabileceği sistemleri kullanıyoruz. Çünkü ihtiyaç bu. Hayata dokunduğunuz sürece zaten satışlarınız da artıyor” ifadelerini kullandı.

Türk KOBİ’ler dünyaya açılacak

Häfele Türkiye olarak geliştirdikleri Häfele Concept Project’in 2019 yılında dünyada çok sayıda ülkeye yayılacağını belirten Hilmi Uytun, “Bunun doğrudan ve dolaylı olarak ülkemiz istihdamına da çok ciddi bir katkısı var. Tasarladığımız Tedarikçi Geliştirme Programı ile Türkiye’deki KOBİ’leri, sadece ülkemiz Häfele dünyasına değil aynı zamanda bütün dünyaya malzeme üretecek kalite ve disipline ulaştırmaya çalışıyoruz. Otomotiv ve tekstilde yaşanan bu üretim hamlesini aslında biz de kendi sektörümüzde üstleniyoruz. Bunun için de özel danışmanlar tuttuk ve gerçekten çok olumlu sonuçlar alıyoruz. Ben ülkemiz için şunu gönül rahatlığıyla söyleyebilirim: Yarının Çin’i Türkiye olacak. Türkiye olarak dünyanın üretim merkezi olabiliriz” dedi.

Güçlenen Türk Lirası’na ilk destek Häfele’den

Yılın ilk çeyreğinden sonra TL karşısında yüzde 90’a yakın değer kazanan döviz kuru, yükselen fiyat artışlarının ve yükselen enflasyonun en önemli sebebi olmuştu. Eylül ayı sonundan bu yana TL’ye karşı güç kaybeden döviz kurlarıyla harekete geçen ilk şirket ise Hafele Türkiye oldu. Bu doğrultuda Häfele Türkiye tarafından Hilmi Uytun imzasıyla iş ortaklarına gönderilen mektupta, “Ürün ve hizmetlerinde iş ortaklarına kazandırmayı ilke edinmiş Häfele Türkiye olarak, tüm ürün gruplarımızda yüzde 15’e varan indirimlerle siz değerli paydaşlarımıza güç katmaya, dün olduğu gibi yarın da devam edeceğiz” denildi.