Resmi istatistiklere göre; Türkiye’de her 4 kız çocuğundan biri, her 6 erkek çocuğundan biri cinsel istismara uğramaktadır. Dünya genelinde ise; her 5 çocuktan biri cinsel istismara uğramaktadır. Ne yazık ki, vakaların %85'i gizli kalmaktadır.

MAĞDUR ÇOCUKLARIN % 60’I KIZ

Prof. Dr. Oğuz Polat tarafından gerçekleştirilen “Türkiye’de Çocuk İstismarı Raporu-2”  başlıklı araştırmaya göre cinsel suç mağduru olan çocukların oranı son dört yıllık dönemde en az yüzde 33 artış göstermiştir.
Bunların da %70 ‘i 11 yaşından küçük çocuklardır. Mağdur çocukların %60 ‘ı kız, %40’ı erkek çocuklardır. İstismarcıların % 96’sı ise erkek. İstismara uğrayan çocuğun %85’i tanıdığı birisi tarafından istismara uğruyor.

22 BİNE YAKIN ‘ÇOCUK’ GEBE

Araştırmaya göre; 2016-2017 yıllarında Türkiye’de 0-11 yaş arası 2.487 kız çocuğu ile aynı yaş grubundaki  1.124 erkek çocuğu cinsel istismar veya benzer mağduriyeti yaşamıştır. 14 yaş dilimindeki 3 bin 688 kız çocuğu ile aynı yaştaki 563 erkek çocuk cinsel istismar mağduru olmuştur. 15-17 yaş dilimindeki 8 bin 460 kız çocuk ile 518 erkek çocuk da cinsel istismara uğramıştır.
2017 yılı geneli ve 2018 yılının ilk yarısını kapsayacak şekilde, CİMER üzerinden verilen bir yanıta göre ise; 21.957 çocuk hastane kayıtlarına gebe olarak geçmiştir.

KORKUNÇ RAKAMLAR

Adalet Bakanlığı verilerine göre; 2017 yılında işlenen cinsel şiddet suçu 80 binin üzerindedir. Bu suçların 33.341'i çocukların cinsel istismarı suçunu oluşturmaktadır. 2017 yılında incelenen cinsel şiddet suçu dosya sayısı ise 89.725'tir. Çocuk istismarı dosyalarının 9.478'inde ''Kovuşturmaya yer yoktur'' kararı verilmiştir.

CEZA KANUNDA ÇOCUK İSTİSMARI

Çocuk Hakları ve Cinsel Şiddet konularında çalışan Avukat Kardelen Yarli,  Cinsel İstismarı ve hukuki yaptırımlarını şöyle anlattı: “Cinsel İstismar suçu, Türk Ceza Kanunu Madde 103'te tanımlanmış olup; çocuğu cinsel yönden istismar eden kişi, sekiz yıldan on beş yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır. Mağdur on iki yaşını tamamlamamış olması hâlinde verilecek ceza, istismar durumunda on yıldan, sarkıntılık durumunda beş yıldan az olamaz. Cinsel istismar deyiminden; on beş yaşını tamamlamamış veya tamamlamış olmakla birlikte fiilin hukuki anlam ve sonuçlarını algılama yeteneği gelişmemiş olan çocuklara karşı gerçekleştirilen her türlü cinsel davranış anlaşılmaktadır. Türk Ceza Kanunu'nda Cinsel Dokunulmazlığa Karşı İşlenen Suçlar başlığı altında yer alan Cinsel Saldırı ve Cinsel İstismar suçlarının ayrımı da mağdurun çocuk olup olmamasına göre belirlenmiştir.”

İSTİSMARA KARŞI NE YAPMALI?

İşlenen suçlarla ilgili uygulanan cezai yaptırımlarda çocuk hakları ve cinsel şiddet suçları alanında yetersiz kalındığını ve bunun çok fazla vaka irdelememiş olmaktan kaynaklandığını söyleyen Yarli; “Bu noktada öncelikli olarak yapılması gereken; Çocuk Hakları alanında çalışan hâkim ve savcıların sadece bu alanda çalışmasını sağlamaktadır. Daha sonrasında ise bilhassa tarafı çocukların olduğu veya cinsel şiddet suçu içeren bu vakalarda çalışan her uzman kişinin (hakim, savcı, avukat, polis, psikolog, çocuk hekimi, adli görüşmeci vb) düzenli olarak alana yönelik uzman kişilerden süpervizör desteği alması sağlanmalıdır. Sonrasında bu alanda çocuklarla çalışan her meslekten uzmanın, gerek uluslararası gerekse ulusal düzenlemelerdeki gelişmelerden haberdar olması için sistemsel eğitimler verilmelidir”  diyerek yapılması gerekenleri söyledi.

“DEVLET, STK VE AKADEMİLER ORTAK MERKEZLER OLUŞTURMALI”

Avukat Yarli sözlerini şöyle sürdürdü: “Her ne kadar kanunlarımız gereği bilhassa mağdur çocukların ya da cinsel şiddet mağdurlarının birden fazla ifade vermesinin lüzumu bulunmasa da hala bu uygulamayı devam ettiren, mağdurdan ifade alırken 49 ilde var olmasına rağmen Adli Görüşme Odası'nı kullanmayan, mağduru ya da çocuğu suçlayıcı bir tarzda sorgulama yapan, tutuklamanın esas olduğu suçlardan biri olan bu suçlarda inandırıcı ve tutarlı beyan ile yan delillere rağmen mağdurların ikincil travma ve can güvenliklerini hiçe sayarak tutuksuz yargılama yapan hakim ve savcı gibi kanun uygulayıcılarından Çocuk Hakları alanında çalışmak için yeterli olmayanlarının tespit edilerek bu anlamda eğitime tabi tutulmaları gerekmektedir. İngiltere gibi ülkelerde var olan Tecavüz Kriz Merkezi benzerinde hem devletle hem de STK ve Akademi'lerle ortak bağ kuran merkezler oluşturulmalı, bu merkezlerde sadece bu suçlar ve bu suçların mağdurları alanında uzmanlaşmış saha çalışanları bulundurulmalıdır. Bu merkezler tüm mağdurlar tarafından 7/24 ulaşılabilir şekilde dizayn edilmelidir. Ülke geneline yayılacak olan bu merkezler sayesinde çoğu zaman şikayet etmekten korkan veyahut da nereye nasıl başvuracağını bilmeyen mağdurlar için ilk destek yine merkezler aracılığı ile verilmelidir”

FAİLLERİN %99’U PEDOFİLİ DEĞİL

Pedofili konusuna da değinen Yarli, gerçek manada ''PEDOFİLİ'' teşhisi almış insanların %60'ı hayatları boyunca aktifsel olarak eyleme geçmemekte ve bu cinsel arzuyu sadece beyinlerinde yaşadıklarını ve bu durumda faillerin %99'unun aslında sanıldığı gibi hasta, sapık, manyak veya pedofili olmadığını söylüyor.