AİHM kararının gerekçeleri ise, hapisteki gazeteciler ile haber ya da yorumları nedeniyle kovuşturma altındaki gazeteciler için de kritik önem taşıyor.

AİHM kararında aynen şu ifade kullanılıyor;

"Hükümetlere yönelik eleştirilerin ve bir ülke liderlerinin ulusal güvenliğe aykırı olarak gördüğü bilgileri yayınlamak karşısında, bir terör örgütüne üye olmak ya da yardım etmek, hükümeti ve Anayasal düzeni devirmeye çalışmak, ya da terör propagandası yapmak gibi ciddi iddialarla ceza davası açılmasını gerektirmez."

AİHM'DEN TÜRK YARGI SİSTEMİNE KRİTİK UYARI


AİHM kararında ayrıca Türk yargı sistemine yönelik kritik uyarılar da bulunuyor.

Türkiye'nin Anayasa Mahkemesi'ne bireysel başvuru yolunu açmasıyla AİHM, Türk vatandaşlarının Uluslararası Mahkemeye gitmeden önce AYM'ye başvurularını zorunlu kılmıştı.

Şahin Alpay ve Mehmet Altan da AYM'ye tutuklu yargılanmalarının "hak ihlali" olduğu gerekçesiyle bireysel başvuruda bulunmuşlardı. AYM, Ocak ayında bu başvuruyu haklı bularak, Alpay ve Altan'ın hak ihlaline uğradıkları yönünde hüküm vermişti. Ancak alt mahkeme, AYM kararına rağmen tutukluluğun devamına hükmetmişti. Alpay alt mahkemenin ikinci kararıyla geçen hafta ev hapsi koşuluyla tahliye edilirken, Mehmet Altan halen cezaevinde bulunuyor.

AİHM kararında da alt mahkemenin, AYM kararına rağmen her iki ismin de tutukluluğuna devam kararı alması sert ifadelerle eleştirildi.

AİHM kararında, alt mahkemenin AYM kararına uymaması, "AYM'nin kendisine yapılan bireysel başvurular konusundaki etkinliği hakkında ciddi endişeler ortaya çıkardığı" ifade edildi.

AYM'ye yönelik bireysel başvuruların AİHM tarafından "bireysel başvurular için hala geçerli bir yol" olarak görülmekle birlikte, Uluslararası mahkemenin Türkiye'deki mevcut sistemin etkinliğini "inceleme hakkını elinde tuttuğu" da vurgulandı. Kararda, özellikle istinaf mahkemelerinin AYM kararlarına aykırı şekilde aldıkları kararların, AYM'nin otoritesi konusunda endişe yarattığı da belirtildi.