MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde (TBMM) partisinin grup toplantısında konuştu. Bahçeli, G-20 Liderler Zirvesi’ne Türkiye’nin haklı ve meşru duruşuyla damga vurduğunu ifade ederek, "Sayın Cumhurbaşkanının basın toplantısındaki sözleri etkili ve isabetli olmuştur. Türkiye G-20 Zirvesi'nde hakkın ve haklının sözcüsü mertebesine çıkarak tüm dikkatleri üzerine çekmiştir. Sayın Erdoğan’ın hak ve adaleti gözetmeyen bir sistemin ilanihaye devam etmeyeceğine vurgu yapması, terör örgütlerinin arkasında duran müttefiklerimizin gözlerinin içine baka baka eleştirilerini dile getirmesi çok değerli, çok önemlidir. Biz bu düşüncelere aynen iştirak ediyoruz. Fırat’ın doğusunu bölücü terör örgütünün zulmünden kurtarma iradesinin G-20 Zirvesi’nde gündeme taşınması, Kaşıkçı cinayetinde parmak izi bulunan faillerin maskelerinin indirilmesi takdir edilecek bir duruştur" diye konuştu.

'ABD'NİN GÖZLEM NOKTALARI KURMAK İSTEMESİ REZALETTİR'


Türkiye’nin ABD ile müttefik olduğuna işaret eden Bahçeli, buna rağmen ABD’nin, Suriye’nin kuzeydoğusunda gözlem noktaları kurmak için harekete geçmesini eleştirerek şöyle dedi:
“Müttefik olmanın karşılıklı ahlaki ve hukuki sorumlulukları vardır. Ancak ABD müttefiklik hukukuna duyarsızdır, kayıtsızdır. Terör örgütleriyle sürekli olarak yan yana, yanak yanağadır. Türkiye sınırının hemen dibinde, Suriye’nin kuzeydoğusunda ABD’nin gözlem noktaları kurmak için harekete geçmesi tam bir rezalettir. ABD kimi kimden korumakta, neyi gözlemlemek için hazırlık yapmaktadır? Müttefik olduğumuz ülkenin terör örgütü PYD-YPG lehine gözcülük yapması, PKK/YPG’yi alenen muhafaza altına alması ne hukukla, ne adaletle, ne de ittifak onuruyla bağdaşmaktadır."

'BUNUN ADI TERÖR AJANLIĞIDIR'


ABD Savunma Bakanı'nın, gözlem noktalarını Türkiye'nin terör tehdidinden kaynaklanan meşru kaygılarına cevap vermek amacıyla kurduklarını açıkladığını hatırlatan Bahçeli, şunları kaydetti: "Şu yalana bakar mısınız, ülkemize doğru uzanan herhangi bir tehdit gördükleri takdirde uyarmak istiyorlarmış. IŞİD karşıtı koalisyonun ABD’li sözcüsü de, gözlem noktalarının Suriye’den kaçıp Türkiye’ye girmeye çalışacak IŞİD militanlarını durdurmak amacına hizmet olduğunu ifade etmiştir. Bu açıklamalara baktığımızda ABD’nin Türkiye’yi korumaya çalıştığı izlenimi karşımıza çıkacaktır. Kimden? PKK/YPG’den. Başka? IŞİD’ten. Büyük Türk milletini korumaya alacak, henüz doğmamıştır. Türkiye hiç kimsenin himayesine, hiç kimsenin gözetim ve koruyuculuğuna ihtiyaç duymayacak kudret ve kuvvete haiz bir devlettir.

'GÖZLEM NOKTALARINDAN TÜRKİYE'Yİ İZLEYEN ABD DERİN BİR ÇUKURDADIR'


Gözlem noktaları kurulmasının amacı, Fırat’ın doğusuna kilitlenmiş Türkiye’yi teröristlerin nam ve hesabına izlemek, perdelemek ve gerekirse de karşı tedbir geliştirmektir. Bunun adı terör ajanlığıdır, terörist seviciliktir. Fırat’ın doğusu temizlenesiye kadar, hainler ya inlerinde teslim alınıp ya da sığınaklarında imha edilesiye kadar mücadeleden taviz yoktur, tavsama yoktur, tehir yoktur, geri adım ise haramdır. Ok yaydan çıkmış, mızrak çuvalı delip geçmiştir. Gözlem noktalarından Türkiye’yi izleyen ABD derin bir çukurdadır. YPG’li teröristler ABD’li askerlerle nöbetleşe gözcülük yapsalar da, bu milletin ayranı bir kabarırsa, bu devletin sabrı bir taşarsa, herkes kaçacak delik, canını kurtaracak yer arayacaktır.”

'SUUDİ ARABİSTAN VE BEA'NIN TERÖR ÖRGÜTÜNE DESTEK VERMESİ ALÇAKLIKTIR '


Gözlem noktalarını finanse edecek ülkenin Suudi Arabistan olduğuyla ilgili iddialar olduğuna işaret eden Bahçeli, bunu da sert bir dille eleştirdi. Bahçeli, “İddialar doğru ise, Kaşıkçı cinayetinin altından kalkamayan Suudi Arabistan yönetimi, Türkiye husumetini gizleyemeyen Birleşik Arap Emirlikleri, ABD’ye olan diyet borçlarını anlaşılan bu şekilde ödeyeceklerdir. Emperyalizmin tutsağı olmuş bu ülkelerin neresi İslam, nereleri doğrudur? Türk milletine tuzak kuran, günahla kol kola giren, batıla mihmandarlık yapan iradesiz ve icazetli yönetimler, biliniz ki, İslam’ın sırtına saplanmış zehirli hançerden başka bir şey değildir. Suudi Arabistan Allah’tan korkuyor, kuldan utanıyorsa önce işlediği vahşi cinayetin hesabını versin, bedelini ödesin. Türk ve Türkiye düşmanlarına omuz vermek, teröristlere destek sağlamak imanın, İslam’ın neresine sığacaktır? Kudüs’ün karışmasından sonra, Kabe’nin de karışması ve kaosa girmesi mi isteniyor? Yoksa Türk-Arap cepheleşmesi tırmandırılarak yeni bir sıcak çatışma mı planlanıyor? Emperyalizm yeni bir komplo peşindedir. Taşeronlar bellidir, boyunlarına esaret tasması geçenler karşımızdadır. Gerek Suudi Arabistan’ın gerekse de Birleşik Arap Emirlikleri’nin 15 Temmuz ihanetine nasıl baktıkları, hangi gizli kapaklı ilişkilerin içinde sürüklendikleri artık sır değildir. Şimdi de Türk düşmanlığıyla ve ABD’nin gözüne girebilmek için bölücü terör örgütlerine destek vermeleri alçaklıktır, ahlaksızlıktır, su katılmamış kepazeliktir” dedi.

'TEMENNİMİZ UKRAYNA VE RUSYA ARASINDA AKLISELİMİN GALİP GELMESİ'


Bahçeli, Azak Denizi Kerç Boğazı’nda Rusya ile Ukrayna arasındaki krize de değinerek, “Kırım’a nasıl baktığımız bellidir, Karadeniz’deki güç dengeleri açısından Kırım’ın taşıdığı değer de bilinmektedir. Temennimiz Ukrayna ile Rusya arasındaki kutuplaşmaların yumuşaması, aklıselimin galip gelmesi, uluslararası hukuka uygun hareket edilmesidir. Doğu Akdeniz’de sular ısınmışken, hidrokarbon kaynakları üzerinde güç mücadeleleri sürdürülüp Kıbrıs Türklüğünün hakları yok sayılırken, bu defa da Karadeniz’in yeni bir çatışma girdabına sürüklenmesi bölgesel huzur ve barış çabalarını temelden dinamitleyecektir. Bunun da ülkemize yansımaları elbette olacaktır” diye konuştu.

FRANSA’DAKİ OLAYLAR: ETME BULURSUN, İNLEME ÖLÜRSÜN


Fransa’daki sarı yelekliler eylemini de değerlendiren Bahçeli, şunları söyledi: "17 Kasım’dan bu tarafa Fransa sarsılmaktadır. Hatta ikinci Fransız devriminden bile bahsedilmektedir. Demokrasi, özgürlük ve insan hakları konusunda mangalda kül bırakmayanların foyası meydana çıkmıştır. Fransa teyakkuzdadır, şaşkındır, tedirgindir, gergindir. Gezi olayları esnasında polisin göstericilere meşru ve hukuki müdahalesinden rahatsız olan Fransa, bugünlerde Türkiye’ye ne söylemişse yemiş yutmuş, olayları bastırmak amacıyla orantısız tepkiye tevessül etmiştir. Bir ara OHAL yönetimiyle ilgili ülkemize ayar ve akıl vermeye kalkışan Fransa’nın bizatihi OHAL ilanını tartışmaya başlaması da çok manidar bir gelişmedir. Ne demiş atalarımız; etme bulursun, inleme ölürsün. Fransa’nın hali aslında ders almasını bildikten sonra ibret vesikasıdır. Türklüğü aşağılama, İslam’ı kötü gösterme çabaları aynısıyla ters tepecek, muhataplarını mahcup ve perişan edecektir” dedi.

‘DOMUZ ETİNİN İSLAM KONFERANSINDA NE İŞİ VARDIR?’


Bahçeli, Almanya İçişleri Bakanlığı tarafından 4’üncüsü düzenlenen İslam Konferansının, İslam’ın Almanya’ya ait olmadığını söyleyen bir bakan tarafından organize edildiğini söyleyerek, “Almanya’da ve ‘Almanya için bir İslam’ sloganıyla toplanan konferans skandaldır, aymazlıktır, inançlarımıza hakarettir. Ne kadar Türkiye muhalifi varsa konferansa davet edilmiştir. Bizi daha da öfkelendiren husus ise açık büfede domuz etinin servis edilmesidir. İslam’ı yeniden tanımlama küstahlıklarıyla birlikte, Almanya için İslam projesini sahnelemek camiyi kiliseye hapsetme izansızlığıdır. Domuz etinin İslam Konferansı’nda ne yeri, ne işi vardır? Şunun bunun İslam’ı olmaz, o ülkenin bu ülkenin İslam’ı da olamaz; hakikat tektir, İslam tektir, Allah katında din, ancak İslâm’dır.” diye konuştu.

KILIÇDAROĞLU’NA ELEŞTİRİ


Bahçeli, Almanya’yı ziyaret eden CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun, sözde konferansa tek bir söz edemediğine vurgu yaparak şu eleştirilerde bulundu:
“Sayın Kılıçdaroğlu ne yaptığını, nereye savrulduğunu ya bilmiyor ya da tutsak alındığından sesi çıkmıyor, çıkamıyor. Her iki durumda da CHP Genel Başkanı kayıptır, karanlıktadır. Bir Alman gazetesine yazdığı makalenin başlığına bakar mısınız: Neymiş, Türkiye’de demokratlar yalnız bırakılmamalıymış. Demokratlar kimdir, yardım istenenler kimlerdir?
Bununla da kalmıyor, hem kutuplaşmadan şikâyet edip hem de ilerici halk kitlelerinin Türkiye’yi yeniden aydınlığa çıkarmak için mücadeleden asla vazgeçmeyeceklerini aklınca ileri sürüyor. Akıl olmayınca ne yapsın sakal, tablo aynen böyledir. Sayın Kılıçdaroğlu tavsiyem olsun, aklına geleni işleme, her ağacı taşlama, Allah muhafaza kamyon farı görmüş tavşana dönersin. Seni ve zihniyetini HDP de kurtaramaz, çürük İP de tutamaz. CHP Genel Başkanı, ilerici halk kitlelerini biliyorsa gerici halk kitlelerini de mutlaka hafızasında taşıyordur. Gerici diye kast ettikleri; makarnacı, kömürcü, bidon kafalı, göbeğini kaşıyanlar diye aşağılanan milyonlar ise halt ettiğini, yine mayına bastığını, yine sınıfta kaldığını kendisine hatırlatmak isterim. Gerici diye suçladığı vatan evlatları milli ve manevi değerlere sahip olanlar ise Kılıçdaroğlu ve çevresi unutmasın ki biz de gericiyiz, biz de geri kalmaya seve seve hazırız” dedi.

‘SOLUMUZA FLU BAKIYORUZ DEMEDİK Mİ?’


“Zillet şemsiyesinin altında buluşanlar bu milletin değerlerine, bu milletin köküne, bu milletin ruhuna, bu milletin tarihine tamamen yabancıdır” diyen bahçeli, şöyle devam etti:
“İşleri güçleri istismardır, yalandır, aldatmadır, kandırmacadır. Devşirmelerle yola çıkmak, çıkarcıların yakasına rozet takmak, inkarcılarla ağız birliği yapmak edepsizliktir. Sırayla Meclis Araştırma Önergesi verirler, kendileri çalıp kendileri oynarlar, üç beş kişiyle siyasi amigoluk yaparlar, döner sosyal medyadan tezvirata heves ederler. Bre cahiller, solumuza flu bakıyoruz demedik mi? Zilletten gelen Allah’tan gelsin diye tavır göstermedik mi? Cumhur İttifakı’ndan başka her yere kapalı olduğumuzu söylemedik mi? İP boşuna heves etmesin, CHP ve HDP’ten aldığı suflelere boş yere güvenmesin, bizim nazarımızda günahtan kurtulmadıktan, tövbe ve pişmanlık yaşamadıktan, terör ittifakından dönmedikten sonra önergeleri yalnızca zaman israfı, buruşturulup atılacak kâğıt parçalardır.

İTTİFAK GÖRÜŞMELERİ: ÇALIŞMALAR OLUMLU


Bahçeli, grup toplantısı ardından gazetecilerin ittifak görüşmelerine ilişkin sorularını cevaplandırdı. Bahçeli, "Cumhur İttifakı'nın mahalli idareler seçimlerinde nasıl uygulanabileceğine dair yapılmış değerlendirmeler ışığında AK Parti ve MHP'de iki saygıdeğer yönetici çalışmalarını devam ettirmektedirler. Önemli adım atıldı. Çalışmalar olumlu. Sayın Cumhurbaşkanının Türkiye'ye dönüşü ile birlikte arzularlarsa, MHP ile görüşme isteği olursa görüşmeye de hazır olduğumu ifade ediyorum" dedi., "Randevu yok yani" denmesi üzerine Bahçeli "Venezuella'dan da randevu istenmez. Şu anki çalışma 30 büyükşehirin belediye başkanı ve onun alt yapısını oluşturan belediyeler üzerinde yoğunlaşmaktadır. Her şey dikkate alınmaktadır. 2014-2018 verileri göz önünde bulundurulmakta, partizanca değil akıllıca yol izlenmektedir. Zannediyorum hayırlı bir sonuç elde edilecektir. MHP'de pazarlık söz konusu olmaz. Partimizin karşısında bir pazar vardır, her türlü sebze bulunur, isteyen alır, isteyen satar. Bizim pazarlıkla işimiz olmaz" diye konuştu.