Devlet Bahçeli, gazetecilerle bir araya geldiği yemekte gündeme ilişkin soruları yanıtladı.

Yerel seçimde ittifak meselesi hakkında değerlendirmede bulunan Bahçeli, “Yerel yönetimler sistemi Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin kalıcı olabilmesi için bir izdüşümü olan bir seçimdir.

Dolayısıyla bu seçimi önemsemek lazımdır. MHP olarak hareket noktamız buradadır. Bu esas dahilinde yorumlamaya çalışıyoruz. Mahalli idareler seçimleri çok geniş kapsamlıdır. Bin 300'e yakın hatta aşan belediye başkanlığı seçimi var. Ona paralel olarak belediye meclisi, il genel meclisi üyeleri var. Bunları da sayısal olarak derleyip topladığınız taktirde her siyasi parti seçime girme hakkını elde ediyorsa en azından 21 bin kişiyi tespit ederek belediye başkanı, belediye meclis üyesi, Genel meclis üyesi olarak topluma takdim etmesi lazım.

24 Haziran öncesi ve sonrasında kendi aralarında ittifak oluşturanlar, 1946’dan bu yana uygulanmaya konmuş olan parlamenter sisteme dayalı bir dönüşü önermektedirler. Yani Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni reddediyorlar ve parlamenter sisteme döneceklerini ifade ediyorlar. Bu anlayış için mahalli idareler seçimleri önemli bir araçtır.

Yani mahalli idareler seçimlerinde bugün Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni yönetenler beklenen sonucu alamazsa hemen Türkiye’de Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nin meşruiyeti üzerine bir tartışma başlatmaya niyetliler. Buna hazırlanıyorlar.

Biz de bunları önleyebilmek için MHP olarak bir öneride bulunuyoruz.

3 BÜYÜKŞEHİRE DİKKAT

Bu öneri dört aşamalıdır. Birincisi, hem uluslararası kuruluşlar, hem Türkiye ile ilgilenen devletler ve onların bir takım odakları, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ni destekleyenlerin üç büyükşehirde istedikleri sonucu alamamaları durumunda, ‘Sistem meşruiyetini kaybetmiştir, halk benimsememiştir. Bu sistemden ayrılmanın yolları nedir' diyerek bir istismar siyaseti geliştirebilirler. Üç büyükşehir Türk siyasetine damga vuran şehirlerdir. Türk siyasetini yönlendiren şehirlerdir.

Çok sayıda parlamenter üç büyükşehirden Meclise doğru akış sağlamaktadır. Burada dikkat edilmesi gereken konu şudur, üç büyükşehirde mutlak suretle Cumhur İttifakı temelinde uzlaşan, Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nden yana olan bir sonucun elde edilmesi hem sistemin kökleşmesi, yerleşmesi hem de Türkiye'nin demokratikleşme sürecine girmesi ve toplumun normalleşmesi açısından önem arz etmektedir. O sebepten dolayı burada da partiler bir araya gelir yani 24 Haziran öncesindeki bir takım ittifaklar bu seçimde oluşur. Çevredeki kriz, ekonomideki gelişmeler, toplum dokusundaki etnik ve mezhepsel ayrışmalar hepsini üst üste koyduğunuzda Türkiye yeni bir sisteme geçmiş ama tartışmaları tükenmemiş bir ülke konumunda olur. Bunun ortadan kalkması lazım” şeklinde konuştu.

İSTANBUL’DA ADAY ÇIKARILMAMASI


Yerel seçimlerde aday çıkarmama gibi bir durumun söz konusu olup olmadığı sorusu üzerine Bahçeli, “Biz adaylarımızı çıkarırız ama aday çıkaracağımız yer olur çıkarmayacağımız yer olur. İstanbul'da aday çıkarttık. Samimi konuşuyorum. İstanbul'da çıkarttığımız adayların geçmişte ne kadar oy aldıkları belli. Aday çıkartıp, belediye başkanlığını kazanamayacağınız yerde bir aday çıkarıp, ‘bizim de adayımız var' demenin bir manası var mı? Ama ilçelerinde bizim de aday çıkartacağımız yerler var.

Şimdi bütün bunlara dikkat ederek konuşuyoruz biz. Olmayacak olan bir şeye ‘Olur' damgası vurarak kendi siyasetimizi şekillendirmeye çalışmıyoruz.

Gerçekçi davranıyoruz. Mesela koskoca İstanbul'da bizim büyükşehir belediyesinde bizim bir tek üyemiz var. Ben de onu söylüyorum. MHP İstanbul'da bir aday çıkartarak kendi kendini kandırarak Türk siyasetinde varlığını devam ettiremez. Çünkü aday çıkardığınız vakit kazanabilecek oran bizim için geçerli.

Böyle bir durum karşısında kamuoyunda tartışmaya açıp, bazı isimleri söylemenin gereği yok. Türkiye'de diğer siyasi partiler de böyle netleşmeli. Elimizde dökümler var. CHP'nin aday çıkaracağı bir yerde örneğin alacağı oy belli. Şimdi niye ısrar edecek? O da bir başka formül bulacak. Bu yerel yönetim. Biz yerel yönetimin ilçelerini ortaya koyarken Türkiye Cumhuriyeti Devletinin varlığını esas alıyoruz. Şimdi orada siz istediğiniz kadar bir aday çıkartacağız de. Oyun yarısından fazlası zaten onların. Sonra genel seçimde bunları husumete çevirmenin de bir manası yok. Ankara'ya bakacağız. Hepsine bakacağız çalışıyoruz üzerinde. Ama o dediğiniz isimlerden bazıları aday olursa yeme de yanında yat derler ya. Karşılığı olmayan insanları CHP'ye kim telkin ediyor? Birkaç köşe yazarı var yine yazıyorlar, ‘keşke o olsa'O zaman Mevlüt Bey adayımızdı nelerin olup bittiğini biliyoruz. Bizim anlayışımızı anlayanlarla yola gidilir. Anlamayıp ‘İlle de benim dediğim olacak' diyenleri de sırtımızda küfe yok taşımak mecburiyetinde değiliz. Yani gerçekçi siyaset yapmaya çalışıyoruz. Türkiye'yi düşünerek yapmaya çalışıyoruz” ifadelerini kullandı.

[old_news_related_template title="Bahçeli: Türkiye Cumhuriyeti devleti hediye, hibe kabul etmez" desc="MHP lideri Devlet Bahçeli, Katar'dan hibe uçak kabul edilmesine sert tepki gösterdi. Bahçeli, 'Türkiye Cumhuriyeti Devleti hediye, hibe kabul etmez, uçak ihtiyacı varsa bunun piyasası neredeyse, kendi kaynaklarıyla almayı tercih etmelidir.' dedi. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/09/iecrop/mhp-bahceli-iha_16_9_1537440084.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2018/gundem/bahceli-istanbuldan-aday-gostermeyecegiz-2636741/"]

"CHP'NİN İŞ BANKASI HİSSELERİNİ MİLLETE DEVRETMESİ LAZIM"

İş Bankası tartışmalarına ve Bankanın değer kaybettiği iddialarına dair açıklamada bulunan Bahçeli, "Değer kaybedildiği zaman bu hisseleri sahiplenebilecek olan iş Bankası'nın ortaklarının da bir göz önüne alın. Bu tür şeylerden yararlanmak isteyenler olur. Orada çalışanlar yüzde 40'mış başkaları bilmem neymiş oralarını biz bilemiyoruz ancak İş Bankası, Türkiye'nin her siyasi tartışmasında gündeme getirilen bir konu olarak görmeli ve bunu çözüme kavuşturmalı. Çözüm nedir, CHP'nin Atatürk'ün mirası diye nitelendirilen yüzde 28'i Türk milletine iade etmesi lazım Atatürk'ün gerçek varisi Türk milletidir. Herhangi bir kurum ve kuruluş değildir bunu Türk milletine iade ettiğini beyan etsin mesele kalmaz. Bazı konularda da CHP’nin anlayış göstermesi lazım. ‘Efendim dört kişi atıyoruz bunların herhangi bir akçe işi olmaz olmaz” da onların oradaki havası, iklimi yeter zaten CHP'ye. İş Bankası gibi bir bankanın 4 yönetim kurulu Üyesi sendeyse bu çok önemli. Bu bir güçtür bunun için CHP'den izin almalarına gerek yok değişik yöntemlerle yapılabilir. 15. ve 16. yüzyılda Osmanlı'nın parası akçe. Bizim oralardan garibim bir tanesi kalkıyor İstanbul'a geliyor dünyanın yolunu yürüyor. Israr ediyor Padişahla görüşeceğim sonunda görüştürüyorlar. Padişaha diyor ki, 'padişahım mümin müminin kardeşidir. Ben hissemi istemeye geldim'. Mümin müminin kardeşidir doğru. Padişah bakıyor, ‘evladım sen şunu 20 akçeyi al köyüne git. Yalnız bunu aldığını diğer mümin kardeşlerin duyarsa bu sana da kalmaz' diyor. Şimdi alayımız Atatürk'ün mirasçısı olarak ilan edersek CHP ne yapacak? Bizim de hakkımız var orada" dedi.