AKP’nin çılgın projelerinden Kanal İstanbul’un yap-işlet-devret yöntemiyle ihaleye çıkarılmasının torba yasadan geçmesine tepkiler sürüyor. Muhalefet partileri hem çevresel hem de sosyal etkileri nedeniyle projeye karşı çıkıyor...

CHP İstanbul eski Milletvekili Umut Oran da Kanal İstanbul konusundaki endişelerini Meclis’e taşıdı. Dönemin Başbakanı Erdoğan’a 17 soru yöneltip cevabını alamadı. Oran, “Halen İstanbul Boğazı’ndan günde 130-140 ticaret gemisi Montreux Sözleşmesi’ne göre ücret ödemeden geçiyor. Gemiler bu hakka sahipken, Kanal İstanbul’dan neden para verip geçsin?” diye sordu. CHP ve İYİ Parti miletvekilleri Abdüllatif Şener, Gülizar Karaca, Hayrettin Nuhoğlu ve Durmuş Yılmaz da aynı soruyu yöneltmişti. Oran, projenin yapılması halinde adaya dönüşecek İstanbul’un batı yakası için oluşabilecek risklerle ilgili senaryoları gündeme getirirken şu soruları yöneltti;

- Dünyada, mevcut doğal ve işleyen bir boğaz var iken buna paralel, insan yapısı, alternatif bir kanal örneği var mıdır?

- Kanalın gerçekleşmesinin, sadece Türk boğazlarından geçişi düzenlemeyen aynı zamanda Karadeniz-Marmara ve Çanakkale bölgesinde bir güvenlik rejimi de tesis eden, Montreux Sözleşmesi’ne etkisini değerlendirdiniz mi?

- Sözleşmenin omurgası olan Türk boğazlarının bütünlüğünü bozarak, değiştirebilecek süreçlere karşı bir planınız var mıdır?

- Batı İstanbul’u bir adaya çevirecek bu proje, 5-6 milyon insanın bir kısmının doğal felaket veya radyoaktif serpinti durumunda tahliyesi gerektiğinde doğuda iki köprü ve Marmaray tüneline; batıda bu kanal üzerinde kurulacak köprülere mecbur kalınması halinde bu felaket durumunda tahliye nasıl gerçekleşecektir?

- Benzeri biçimde savaş durumunda köprülerin yıkılması halinde Trakya’nın takviyesi sadece deniz yolu ile mi sağlanacaktır?”