Nazan Doğaner Halıcı

Kadına yönelik şiddet yaygın bir toplumsal sorundur. Şiddetten en çok etkilenen kişiler, kadınlar ve çocuklardır. Kadına yönelik şiddet, temel hakların ve özgürlüklerin ihlalidir. Kadına yönelik şiddetin sebebi, kadının davranışlarını korkutucu bir şekilde kontrol etme çabası, üstünlük kurma isteği, ekonomik yetersizlikler, iç dünyasında kendisini yetersiz hissetme, çocukluğunda ailesinde şiddete bağlı davranışları öğrenmiş olma ve kişinin iletişim kurmakta problem yaşaması, kontrolsüz alkol kullanımı veya zararlı madde kullanımına bağlı kötü alışkanlıklar sonucu olabilir diyebiliriz. Kadına yönelik şiddet, fiziksel, psikolojik ve cinsel zarar görmesiyle sonuçlanan hareketlerdir.

İrem Erdinç İrem Erdinç


İNTİHARA SÜRÜKLER

Fiziksel şiddet, kontrol etmeyi, korkutucu yaklaşımı ve kadının vücuduna zarar vermeyi hedefler. Fiziksel şiddetin kadın üzerindeki etkisi yoğun kaygı ve korku, özsaygısını kaybetme, değersiz hissetmeye yol açabilir. Psikolojik şiddet ise kadını küçük görerek sürekli ithamlarda bulunmak, sosyal hayatına engel olma iş hayatına ve ekonomik özgürlüğüne engel olmak diyebiliriz. Bunun sonucunda, kadında duygusal ilişki kurmada zorluk, özsaygı duymada azalma, yetersizlik hissinin artması, kendisini beceriksiz biri olarak görmek ve sorumluluk almakta zorluk yaşayabilirler. Ayrıca strese dayalı fiziksel şikayetler, intihar düşüncesi veya hayali ortaya çıkabilir.

Sıla, Ahmet Kural’ın kendisine şiddet uyguladığını iddia etmiş koruma kararı aldırmıştı. Sıla, Ahmet Kural’ın kendisine şiddet uyguladığını iddia etmiş koruma kararı aldırmıştı.


NASIL ÖNLENEBİLİR?

Kadına şiddet, kadın-erkek eşitsizliğinin bitmesiyle her iş kolunda çalışabilen kadınların artmasıyla, toplumsal kuruluşların birleşmesiyle, kadın dayanışma merkezlerinin artmasıyla, şiddet konusunda farkındalık eğitimlerinin yapılması ve artırılmasıyla, ders kitaplarında kadına yönelik şiddetin zararlı ve kötü sonuçlarının yazılması ve anlatılmasıyla, toplumların sosyo-ekonomik düzeylerinin artmasıyla ve toplumların eğitim seviyesinin yükselmesiyle ve aynı zaman da hukuksal yaptırımların artırılmasıyla azalabilir.