CHP Genel Başkan Yardımcısı Aykut Erdoğdu, “Faiz artışına rağmen kurdaki yükselişi durduramıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye’yi düşmüş olduğu ekonomik dipsiz kuyudan çıkaramıyorlar. Çünkü Türkiye’deki meselenin bir ekonomi meselesi olmadığı anlaşıldı. Türkiye’de bir rejim krizi ile karşı karşıyayız” dedi.

Erdoğdu, düzenlediği basın toplantısında döviz kurundaki artış ve faiz artışını değerlendirdi. Erdoğdu, Türkiye’nin iç ve dış olarak 1 trilyon lira, vatandaşın bankalara 2,7 trilyon lira, KOBİ’lerin bankalara 565 milyar lira borcu olduğunu belirterek, vatandaşların tüketici kredi ve kredi kartlarına borcunun ise 534 milyar lira borcu olduğunu vurguladı. Erdoğdu, “6,25 faiz ile Arjantin’den sonra dünyanın en yüksek faiziyle bu borçları finanse etmek zorunda kalacağız” dedi.

İKİNCİ BÜYÜK KENT İŞSİZLİK: Resmi verilere göre yüzde 10,2 oranında işsizliğin olduğunu bu rakama mevsimlik işçiler ve iş bulmakta umudu yitirenler eklendikten sonra ortaya çıkan gerçek işsiz sayısının 6 milyon 600 bin kişi olduğunu kaydeden Erdoğdu, “İkinci büyük kentimiz işsizlik kenti olmuştur” dedi.

İŞSİZLİK FONU KİME AKTARILMALI?: 3. Havayolu işçilerine yapılan polis müdahalesini eleştiren Erdoğdu, “Önümüzdeki ekonomik kiriz günlerinde hakkı yenen işçinin ilk işaretleriydi ve hükümet en sert tepkilerle bu isyanı bastırmaya çalışmaktadır. Kriz sadece bankaları, şirketleri vurmayacak, ücretlileri, çiftçileri ve esnafı vuracak. Eğer bu şekilde polis zoruyla bastırılmaya çalışılırsa bir gün bu birikmiş öfke sosyal patlamaya yol açabilir. Hükümetin görevi kriz döneminde sosyal koruma programı oluşturmaktır. İşsizlik Fonu’nun kaynaklarını karayollarındaki müteahhitlere değil bu insanlara aktarmalıdır. Kamu bütçesi sadece şirket kurtarma planlarına kurban edilmemeli” dedi. Erdoğdu şöyle devam etti:

YANDAŞA AKTARARAK OLMAZ: Hükümeti düzenleme yaparken geçici çözümler uydurmadan, gerçek çözümlerle sanayide ve ticarette kurtarılabilecek şirketlerin kurtarılması gerektiğine inanıyoruz. Ama bunu yaparken işçinin, memurun, çiftçinin tamamen hakkının yenildiği, toplanan vergilerle seçilmiş yandaş şirketlere aktararak, muhalif görülen şirketleri batırarak, mal varlıklarını yandaş şirketlere aktararak kurtarma değil yağma planlarıyla sonuna kadar mücadele edeceğiz.

EKONOMİ DİPSİZ KUYU: Faiz artışına rağmen kurdaki yükselişi durduramıyorlar. Ne yaparlarsa yapsınlar Türkiye’yi düşmüş olduğu ekonomik dipsiz kuyudan çıkaramıyorlar. Çünkü Türkiye’deki meselenin bir ekonomi meselesi olmadığı anlaşıldı. Türkiye’de bir rejim krizi ile karşı karşıyayız. Türkiye’nin sorunu otoriter tek adam yönetimi sorunudur. Böyle bir ülkeye hiç kimse yatırım yapmak istemiyor. Dış borca muhtaç edilmiş durumdayız, yabancı bize borç vermek istemiyor, yerli yatırımcı yatırım yapmaktan korkuyor. Bu ülkenin yetişmiş çocukları başka ülkelere göç ederken, sürekli Ortadoğu’dan göç alıyoruz. Bir Ortadoğulaşma bir Bangladeşleşme süreci ile karşı karşıyayız. Sadece ekonomik önemler bunu çözmeyecek. Eğer bu ülkede kuvvetler ayrılığı sağlanarak özellikle bağımsız yargı sağlanamazsa, temel hak ve özgürlükler baskılardan kurtarılamazsa, bağımsız medya sağlanamazsa, bütçe disiplini ve şeffaflık olmazsa ve mülkiyet hakkı güvence altına alınmazsa ekonomik tedbirlerin bir anlamı olmayacaktır.

TEMELİNDE REJİM KRİZİ VAR: Ekonomik krizin temelinde bir rejim krizi vardır ve bu otoriter tek adam yönetiminden kaynaklanmaktadır. Eğer bu memleketin gerçek meselelerine yolsuzluğa, ayrımcılığa, baskıya, 550 milyon sterlinlik uçağa bir çözüm bulunamazsa açıklanacak olan Orta Vadeli Mali Plan şimdiden çöp olacaktır ve ekonomi ile ilgili son umutlar da yıkılacaktır.

[custom_content title="UÇAN SARAY HARAMDIR: " desc="Kuru düşürmek için bir mali istikrar programı açıklanmalı. Mali istikrarın en önemli ayağı kamu da tasarruftur. Hükümetin kamuda tasarruf anlayışı asgari ücreti, memur maaşını, emekli maaşını düşürmek. Kamuda tasarruf sağlamak istiyorsanız 550 milyon sterline uçan saray alamazsınız. Esnaf kepenk kapatırken, işçiler tutuklanırken alamazsınız. Haramdır bu. Üstelik halkın öfkesinden korktuğunuz için ‘hibe edildi’ diyerek üçüncü sınıf yalanlarla bunu kapatamazsınız. Bu uçak satıştaydı. Katar Emiri satıyordu, ocak ayından itibaren görüşmeler yapıldı. Kim kime uçak hediye eder. Katar halkı, Katar Emirine bunun hesabını sormaz mı? Kalem mi çakmak mı hediye ediyorlar? Üstelik elinizde 13 uçak, 3 helikopteriniz var. 18 kişisiniz kabinede. Şu Varank’ın düştüğü duruma bakın, Endonezya bakanı tarifeli uçakla giderken, beyefendi kendi uçağına davet etmiş. Bir de utanmadan görüntüleri Anadolu Ajansı’na veriyor. Millet yoksulluktan kırılıyor, millet vergi ödemek için canı çıkıyor, çocuğuna harçlık veremiyor güya 550 sterlinlik hibe almışlar. Bunun peşini bırakmayacağız, onlar gerçeği açıklamak zorunda kalacaklar."]

[custom_content title="İŞ BANKASI YORUMU" desc="ERDOĞAN NİYE BUNU YAPIYOR ANLAMIYORUM: İş Bankası hisseleriyle ilgili soruya Erdoğdu, “İş Bankası Türkiye’nin sanayisini, ekonomisinin gelişmesinin motorudur. Tartışmalarla yaralamaya, hisselerini düşürmeye, en saygın kurumunu küçük düşürecek tartışmalara girmek istemiyoruz. Bu ülkenin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün vasiyetidir, Erdoğan’ın da bunu değiştirme gücü yoktur. Ona da tavsiyem İş Bankası bu ülkenin krizden çıkması amacıyla kurumsal birikimiyle temel kalesidir. Sakın bu kaleye saldırmasın, memlekete yazık olur. İş Bankası’ndan CHP beş kuruş almamıştır, sadece temsil yetkisi vardır. Erdoğan bunları biliyor olmasına rağmen niye bunu yapıyor anlamış değilim. Şu kriz ortamında hem kur yükseldi hem bankanın hisseleri düştü. Yazıktır günahtır bu memlekete. "]