Yüksel ŞENGÜL

Günümüzden 15 yıl önce hayata veda eden ses tesisatçısı ve siyasi meydanların vazgeçilmeyen çığırtkanı Erkal Zenger, her devrin adamıydı. Kimin seçim otobüsüne binerse onun türküsünü söylerdi. Zaten o dönem siyasetine seçim otobüsüyle bölgeleri dolaşarak miting yapma kolaylığını da ilk getiren kendisiydi. Kenan Evren’den Bülent Ecevit’e, Süleyman Demirel’den Necmettin Erbakan’a, Turgut Özal’dan Yıldırım Akbulut’a kadar çoğu siyasi liderin yanında olan Zenger’le 1993’te çalıştığım gazeteye yazı dizisi yapmıştım. Seçim günü yaklaşırken onun siyasi gerilimi yok eden ferahlatıcı esprileriyle dolu anılarını sizlerle paylaşmak istiyorum. Buyurun hep birlikte gülümseyelim... İşte o anılardan bazıları:

demirel

Süleyman Demirel yeni Başbakan olmuştu ve Kızılay’daki meşhur Gima’nın açılışını yapacaktı. Meydana ses tesisatını ben kurdum. Demirel geldi kürsüye çıktı ve konuşmaya başladı. Müthiş bir kalabalık önünde coştukça coştu. Derken, bir ara beklenmedik bir şey oldu. Tesisat kısa devre yaptı. Demirel cümleleri yayarak ve de uzatarak konuşurken bir ara alt dudağı mikrofona değince bastı feryadı: ‘UUAAALLLAH...’

Başbakan’ın ağzını elektrik çarpmıştı ama kalabalığın önündeki grup bu durumdan habersizdi. Süleyman Demirel’in aşka geldiğini sanarak başladılar bağırmaya: ‘ALLAH SENİ BAŞIMIZDAN EKSİK ETMESİN...’

Tarih 1992... Yer Ankara’daki Zenger Paşa Konağı... Özal, ozganizasyon danışmanlığını üstlenen Zenger’in hazırladığı pideyi keserken... Tarih 1992... Yer Ankara’daki Zenger Paşa Konağı... Özal, ozganizasyon danışmanlığını üstlenen Zenger’in hazırladığı pideyi keserken...


basliksiz-1

Özal beni Demir Lady’ye yakıştırdı


Yıl, 1988... İngiltere’nin Demir Lady unvanlı Başbakanı Thatcher, o yıl Çanakkale Gelibolu’da Anzak savaşçıları için yapılan törene katıldı. Turgut Özal, ‘Aman Zenger, bir aksilik olmasın’ talimatını verdi. Avustralya gemisiyle getirilen ses tesisatı bozulunca ben hemen devreye girdim. Kısa süre içinde iki üç parçalık bir ses düzeni kuruverdim. Avustralyalı gazetecilerden biri Thatcher’a gülümseyerek beni göstermiş, ‘Kocanız çok becerikli, ses problemini anında çözüverdi.’ Demir Lady de gülerek cevap vermiş ‘O benim kocam değil ayol, Turgut (Özal) Bey’in organizasyon danışmanı’. Ertesi gün Turgut Bey, bir punduna getirip kahkalar atarak espriyi kulağıma doğru eğilerek patlattı: ‘Yahu Zenger, duyduğuma göre İngiltere’ye içgüveysi gidiyormuşsun...’ Bu espri uzun süre Turgut Bey’in dilinden düşmemişti.

Akbulut Akbulut

‘Kadınlar senin yüzünden dayak kıvamına geldi!’


Başbakan Yıldırım Akbulut, Erzincan Otlukbeli’de hemşerilerini ziyaret ederken yanındaydım. Yıldırım Bey’i az sayıda olsa da coşkulu bir grup karşıladı. Dikkatimi çekti, az sayıda erkek vardı ve alanın bir köşesine toplanmış olan kadınlar olanı biteni sadece seyrediyorlardı. Hemen onlara doğru dönüp seslendim: ‘Bu topraklardan çıkıp başbakan olan Yıldırım Akbulut’u da doğuran sizin gibi bir ana değil miydi! Ne duruyorsunuz orada, gelin buraya, gelin. Sizler gururumuzsunuz, al yazmalı bacılarımız, analarımızsınız.’ Kadınlar otobüsün yanına geldiler. Müziği de açtık, el vurmaya tempo tutmaya başladılar. Yıldırım Akbulut yanıma gelip kulağıma eğildi: ‘Yahu sen ne yaptın Erkal... Kadınlar senin yüzünden dayak kıvamına geldiler. Yaptığını beğendin mi?’ O akşam benim yüzümden Otlukbeli’deki her evde muharebelerin olduğunu öğrendim.

erakan

Erbakan hapisten nasıl kurtuldu?


Yıl, 1980... Necmettin Erbakan beni evine çağırdı. Sıkıyönetim, Belçika’da bir kaset ele geçirmiş, kasette konuşan adam, ha bire laikliği ve cumhuriyeti karalıyormuş. Hoca, o kaseti dinletip sordu: ‘Bu kasetteki ses kime ait?’ Cevap verdim: ‘Hocam bu ses elbette size ait.’ Hoca: ‘Doğrusu ben bile öyle zannettim. Ama ben değilim. Sıkıyönetim Mahkemesi bu kasetle ilgili beni yargılayacak. Seni şahit olarak yazdırdım. Ses konusunda sen uzmansın, ayrıca bu aralar Evren Paşa’yla çalışıyorsun, sana da güveniyor.’ O gün benden ısrarla yardım istedi, diller döktü, yalvardı. Neticede, Erbakan Hoca hapse girmekten kurtulmuştu.