Türkiye Esnaf Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifleri Merkez Birliği (TESKOMB) Dergisine hayatını anlatan Yazıcı, gazeteci Fehmi Çalmuk'a babasının fırınında çalıştığı dönemi anlattı. Yazıcı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın da belediye başkanıyken fırına geldiğini ve ona balık buğulama yaptığını söyledi. Yazıcı şöyle dedi:

“Ben ilk defa müşteri satıcı ilişkisini bizim fırında gördüm. Babamın müşterilere karşı davranışı dikkatimi çekiyordu, onu örnek aldım. Hak hukuk gözetmedeki söylemleri bizi etkiliyordu. Dedem hafız, babam ve amcam hafız. O yüzden bizim köydeki evde horon oynanmazdı. Hacı hoca evi. Babamla şimdi konuştuğumda “Ben mi yasakladım, oynasaydın” diyor ama horonu pek bilmem. Fırıncılık da zor iştir. Millet yatarken siz insanların ekmeğini pişireceksiniz. Hamur yoğuracak, ocak yanacak, pişireceksiniz ki vatandaş sabah sıcak sıcak yesin. Üniversitede okurken tezgahta çalıştım hesaplara baktım.

"TAYYİP BEY DE GELDİ"


Akşamları arkadaşlarım gelirdi. İş bitince balık ya da kebap yapardık. Bütün hazırlıkları babam yapardı. Arkadaşlarım çoğu gelmiştir fırına… Hatta Tayyip Bey de geldi belediye başkanıyken... Hakkında davalar devam ediyordu. Mahkemeden sonra telefon ettik. Fırında buğulama balık yaptı arkadaşlar. 'Hayatımda o kadar lezzetli balık yemedim' dedi. Fırında her ay imalat hesabı yapılırdı. Kaç çuval un aldık, depoda kaç çuval var. Ne kadarını işledik ekmek yaptık, kaçı satıldı. Buna defter bağlama denirdi. Kaç ekmek gitmiş, borcun ne, ödeme ne? Bizim evde ekmeğin bir kırıntısı dahi atılmaz. Ekmek, nimettir. Dükkanda 'Müşteri velinimetimizdir' diye tabela vardı. Yani müşteriye özenle davranmalısın, kızmayacaksın, nezaketli olacaksın. Ürettiğini pazarladığın kişi müşteridir. Onlar varsa biz bu işi yaparız. Ekmek paranı onlara sunduğun ürünün bedeli ile sağlıyorsun”