Fetullahçı Terör Örgütü kumpaslarından olan Ergenekon Davası’nda duruşma savcısı esas hakkındaki görüşünü açıkladı. Mütalaasını İstanbul 4. Ağır Ceza Mahkemesi’ne sunan savcı, “Ergenekon adlı bir örgütün varlığı ispat edilememiştir” dedi. Savcılık görüşünde Ankara’da 2014 yılında hazırlanan “FETÖ Çatı” davasının iddianamesinde Ergenekon Davası ile ilgili yapılan tespite yer vererek şu ifadeleri kullandı: “Ergenekon Davası FETÖ için geçmişteki pis işlerini içine attığı ve kendisi üzerindeki bütün kuşkuları yok etmek için kullandığı bir nevi çöp tenekesidir.” İşte o tespitler:

“TARAF GAZETESİ’Nİ KURDULAR”

Ergenekon komplosunun en önemli ayaklarından birisini de liberaller ile olan ittifak oluşturur. Cemaat, liberallerin desteğini ve onların yönlendirilmelerini komplonun önemli bir unsuru olarak gördüğü için, ‘Taraf’ adında bir gazete kurmuş, kendi medyalarında da liberal aydınlara yer açarak onların entelektüel birikimlerini kendi psikolojik harekatlarının bir parçası yapmıştır.

Türkiye’de liberal demokrat kesimler farkında olmadan cemaatin ideolojik etkisi altına girmişlerdir. Liberal aydınlar, Fetullahçılara Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bastırılmasından sonra demokratik reformların gerçekleşeceğini sanarak bu desteği vermiştir. Ergenekon komplosu, teorik ve plan düzeyinde cemaatin stratejistleri tarafından 2005 yılında hazır hale getirilmişti.Ergenekon Davası iki temel aşamadan oluşan bir komplodur. Birinci aşama, terör eylemleri ve ajanlar aracılığıyla ‘somut delil üretme’ aşamasıdır. İkinci aşama ise, birinci aşamaya dayanılarak ‘Ergenekon Davası’ aracılığıyla ‘bastırma’ aşamasıdır. Bu bastırma ise daha çok Türk Silahlı Kuvvetleri üzerinde olmuştur.

“2007’DE HAYATA GEÇİRDİLER”


Ayrıca komploya karşı çıkan ve ihaneti görmesi muhtemel siyasi yapıların, gazetecilerin, aydınların, bastırılmasını öngörülmüştür. FETÖ, Ergenekon Davası aracılığıyla bastırmayı bilerek gazeteci ve aydınlara kadar genişletmiştir. Amaç dışarıda kalanlara gözdağı vermektir.Basın yayın ve muhalif görüşler devre dışı bırakılmış, sivilleşme ve askeri vesayetten kurtulma adına örgüt, bütün devlet kurumlarında kadrolaşmış ve yerleşmiştir.

Plan, 2007 yılında hayata geçirilmiştir.Bu planı uygularken örgüt,düşmanlarının bazı hatalarını, eksikliklerini çok iyi kullanmıştır. Bu tuzak ile avlanmak istenen TSK kendi elleriyle örgüte istediği kaotik ortamı sağlamış,27 Nisan 2007 günü muhtıra vermiş, cumhurbaşkanı seçilememiş, hükümet zor duruma düşürülmüş ve kasımda yapılmasıgereken genel seçimler erkene temmuz ayına alınmıştır.
Fetullahçı Terör Örgütü, bu fırsatılehine değerlendirerek Ergenekon tuzağını uygulamaya koymuştur. Askerin siyaset üzerindeki vesayeti nedeniyle Ergenekon soruşturmaları başlangıçta toplumda destek görmüştür. Ancak hiç kimse bunun bir yalan olabileceğini, sahte delilleri, iftirayı ılımlı (!), hoşgörülü (!), barış yanlısı (!) dini bir cemaatten ummamış beklememiştir.

Ergenekon Davası’nda bundan dolayı mağduriyetler fark edilip tedbir alınamamıştır. ... İstanbul Ümraniye’de bir evin çatısında yirmi yedi el bombası Trabzon’dan yapılan bir ihbar üzerine12 Haziran 2007 günü bulunduğu iddiasıyla başlayan Ergenekon FETÖ’nün kumpasıdır.

Fetullah Gülen’e ve örgütüne karşı toplum kesimlerine yönelik başlatılan operasyonlar sonucu delilsiz, hukuka aykırı, uydurma iddialarla başlatılıp adli hatalar ve sahte delillerle sürdürülen davaların bir kumpas-komplo olduğu yıllar sonra ortaya çıkmıştır.


Aytunç ERKİN- Can ÖZÇELİK