Menteşe ilçesindeki şirkette jeoloji mühendisi olarak çalışan T.K., 22 Eylül Cumartesi günü sabah saatlerinde, Hamdibey Polis Merkezi'ne gitti. T.K., polislere, 1 yıl önce boşandığı eşi Fulya Arpat'ı uyurken boğarak, öldürdüğünü söyledi. Polis ekipleri, T.K.'nin ifadesi doğrultusunda, Recai Güreli Caddesi'nde yer alan apartmanın 2'nci katındaki daireye gitti. Eve giren ekipler, 7 yaşında kız ile 10 yaşında erkek çocuğu annesi Fulya Arpat'ın cansız bedenini buldu.

Yapılan inceleme sonrası Muğla Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanlığı personeli Arpat'ın cesedi, Muğla Adli Tıp Kurumu'nun morguna kaldırıldı. T.K.'nin, olaydan 2 gün önce, çocuklarını memleketi Zonguldak'ta yaşayan akrabalarının yanına götürdüğü belirlendi. Cinayetin işlendiği evde Fulya Arpat'ın yaşadığı, T.K.'de ise anahtar bulunduğu öğrenildi. Haberi alan genç kadının babası emekli öğretmen Abdullah A., olay yerine gelerek, gözyaşı döktü. Polis ekipleri, sandalyeye oturttuğu baba Abdullah A.'yı uzun süre sakinleştirmeye çalıştı. Emniyetteki işlemlerinin ardından 23 Eylül'de adliyeye sevk edilen T.K., çıkarıldığı mahkemece tutuklandı.

'İLİŞKİSİ OLDUĞUNA DAİR ŞÜPHEYE KAPILDIM'


Savcıya verdiği ifadede, eski eşinin, Muğla Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı A.Ş. ile aşk yaşadığını anladığını söyleyen T.K.'nin şunları kaydettiği öğrenildi:  "Fulya, telefonunun bozulduğunu eski telefonundaki resim ve kayıtları başka telefona aktaramadığını söyleyince kendisine hem telefon hem de harici bellek satın alıp verdim. Eski telefonundaki tüm kayıtları bu harici belleğe aktardı. Bu süreç içerisinde Fulya'nın bazı davranışlarından ve özellikle annesinin bana anlattıklarından başka bir erkekle ilişkisi olduğuna dair şüpheye kapıldım.

Bu şüphemi gidermek için harici belleği daha önce bana verdiği anahtarla Fulya'nın evine girip, alarak, Ula'daki evime götürdüm. Söz konusu harici belleği incelediğimde Fulya'nın cep telefonuna WhatsApp'tan önce A. bey sonra da 'Mr. President' olarak kaydettiği ve fotoğraflarından kendisini tanıdığım, çalıştığı kurum olan Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı olduğunu bildiğim A.Ş. ile görüştüğünü ve ilişkisinin bulunduğunu anladım. Bu şekilde boşandıktan sonra telefonunu bana aldırdığı, spor salonu masrafını ve kredi taksitlerini hatta telefon faturalarını, araç kasko paralarını bile bana ödettiği halde başka bir erkekle ilişki yaşadığını öğrenince doğal olarak sinirlendim.

17 Eylül 2018 tarihinde bu hususları konuşmak için Fulya'yı Ula'daki evime çağırdım. Çocuklar da evdeydi. Çocuklarım ile birlikte Zonguldak'a gitmeye karar verdim ve 19 Eylül tarihinde Fulya'dan çocukları istediğim okula kaydetmeyi sağlamak için vekalet vermesini istedim; ama Fulya buna rıza göstermedi. Vekaleti alamayınca Fulya'ya haber vermeden çocukları da alarak 20 Eylül tarihinde Zonguldak'a gittim. Çocukları babamın evine bırakıp ertesi gün Muğla'ya döndüm."

CİNAYETİ SOĞUKKANLIKLA ANLATTI


Olay günü saat 20.00 sıralarında, boşandığı eşinin evine gittiğini ve kendisindeki anahtarla içeri girdiğini kaydeden T.K., ifadesinde cinayeti şöyle anlattı: "Yol yorgunu olduğumdan gece saat 01.00'den sonra oğlum Derin'in yatak odasında uyuya kalmışım. Saat 02.00 sıralarında Fulya'nın evdeki kediyle konuşmalarından ve seslerinden eve geldiğini anladım. Ben evin girişinde sağda bulunan odada uyuyordum.

Kapı kapalıydı. Bu nedenle Fulya benim evde olduğumu görmedi. Fulya'nın sesleri kesilince bulunduğum odadan çıkıp yatak odasına geçtim. Fulya'nın yatağında uyuyakaldığını ve telefonunda YouTube'dan bir videonun çalışır durumda olduğunu gördüm. Fulya'nın telefonunu incelediğimde Fen İşleri Daire Başkanı ile yazıştığını ve anlattığım son gelişmeler konusunda bilgi verdiğini, daire başkanın da Fulya'yı yönlendirdiğini mesajlardan anladım. Benim açtığım velayet davası dosyasında Fulya'nın benim çocuklardan uzaklaştırılmam talebini içeren bir dilekçesini de görünce birden kendimi kaybettim. Mutfaktan siyah saplı bir ekmek bıçağı alarak yatak odasına geldim. Ancak Fulya'nın yanına geldiğimde bıçağı kullanamayacağımı anladım ve yatağın üzerine attım.

Sonra uyuyan Fulya'nın üstüne çıktım. Sol elimle ağzını kapamaya çalıştığım anda uyandı. Sadece 'Kimsin?' dediğini duydum. Bunun dışında bir şey söylediğini ya da bağırdığını hatırlamıyorum. Şiddetle ağzını kapamaya devam ettim. Direnip, yüzümü ve kollarımı tırmaladı. Fulya'yı durdurabilmek için kafasını sağ kolumun arasına aldım. Sol elimle de ağzını kapamaya devam ettim. Fulya'nın tekmelemesiyle de yatak bazası başlığından ayrıldı. Bir süre bu şekilde ağzını kapadıktan sonra boğazını sıktığımı da hatırlıyorum. Sonra Fulya'nın kolları yana doğru düşüp derin bir nefes verdiğini görünce öldüğünü anladım.

Fulya'nın üzerini örttüm. Banyoya gidip elimdeki yüzümdeki kanları yıkadım ve Fulya'nın telefonu ile şarj cihazını alarak evden çıktım. Önce intihar etmeye karar verdim ama çocuklarımı da düşünerek bundan vazgeçtim. Fulya'nın cep telefonundaki daire başkanı ile olan yazışmalarını Fen İşleri Daire Başkanlığı personellerinin kayıtlı olduğu WhatsApp grubuna gönderdikten sonra polise teslim oldum." Öte yandan Muğla Büyükşehir Belediyesi Fen İşleri Daire Başkanı A.Ş.'nin, Fulya Arpat'ın Kurşunlu Camii'nde kılınan cenaze namazına katıldığı öğrenildi.

Cavit AKGÜN/MUĞLA, (DHA)