SÖZCÜ Gazetesi ve Emin Çölaşan, 6 yıl önce Gazi Üniversitesi eski Rektörü Süleyman Büyükberber ile ilgili yetkilileri uyarmıştı. Çölaşan, 10 Ağustos 2012’deki “Rektör dediğin böyle seçilir” başlıklı yazısında Büyükberber’in FETÖ’ye yakın olduğunu yazmıştı. Dinleyen olmamıştı. Hatta SÖZCÜ ve Çölaşan’a “FETÖ” çamuru atılmak istenmişti. Çölaşan’ın 6 yıl önce yazdıklarının haklılığı ise Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın iddianamesiyle ortaya çıktı.

KHK İLE İHRAÇ EDİLDİLER

Savcılık, 2012 yılında dönemin Cumhurbaşkanı Abdullah Gül tarafından Gazi Üniversitesi’ne rektör olarak atanan Süleyman Büyükberber hakkında “Silahlı terör örgütü yöneticisi olma” suçlamasıyla FETÖ davası açtı. İddianamede, Büyükberber’in üniversitede işe aldığı 190 kişiden 190’ının da FETÖ’cü çıktığı belirtildi. İddianamede 190 personelin örgüt üyeliğinden KHK ile ihraç edildiği belirtildi. Büyükberber ise “FETÖ ile mücadele için Fahri Kasırga, Beşir Atalay ve Celalettin Lekesiz’i ziyaret ettik. Sonuç alamadık. Cumhurbaşkanı yaverinin bile FETÖ ile ilişkisi tespit edilemedi. Bu, terör yapısıyla mücadelenin neredeyse imkansız olduğunu gösterir’’dedi.

Süleyman Büyükberber Süleyman Büyükberber


15 AYDIR TUTUKLU

Ankara 28. Ağır Ceza Mahkemesi’nce kabul edilen iddianamede, 15 aydır tutuklu bulunan Büyükberber’in FETÖ’nün tepe yönetimindeki isimlerle irtibatlı olduğu da kaydedildi. Soruşturma sırasında tanık olarak dinlenen Kıyan Salt, Büyükberber için “Göreve başlamasıyla paralel devlet yapılanması isimli oluşum, kadrolaşma sürecine girdi. Dekanların soruşturma ve mobbingle üniversiteden ayrılmaları sağlandı” dedi.

10szt05a_ist_izm_ank_ant_trb

İşte Emin Çölaşan’ın o yazısı


Size bu iktidarın üniversiteleri, bilim yuvalarını nasıl ele geçirdiğinin somut ve belgeli örneğini vereceğim.

Geçtiğimiz günlerde Türkiye’nin üçüncü büyük üniversitesi olan Ankara’daki Gazi Üniversitesi’nde rektör adayları için seçim yapıldı. Tüm öğretim üyelerinin oy verdiği seçime “Cemaatin adamı” olarak bilinen Prof. Dr. Süleyman Büyükberber de katıldı.

Büyükberber sadece 188 oy alabildi ve seçimi beşinci sırada tamamlaması mümkün oldu. (Oyların yüzde 9.7’si.)

Rezaletin ve siyasetin üniversitelere sokulması, işte böyle başlıyor.

Çünkü anayasa uyarınca, rektörleri tek başına Cumhurbaşkanı seçiyor.

Böylece, iktidarın hoşlanmadığı, onlardan olmayan rektör adayları ilk tırpanı YÖK’ten yemiş oluyor.

YÖK’ün belirlediği üç adayın isimleri Çankaya’ya gönderiliyor.

Süleyman Büyükberber’in ismi Çankaya’ya gönderilen YÖK listesinde üçüncü sırada yer aldı. Böylece ilk yükseliş gerçekleşti.

Peki ama son sözü söyleyecek olan Bay Abdullah Gül, Gazi Üniversitesi’ne kimi rektör seçecekti?!

Sonuç önceden belliydi. Adaylar Çankaya’da araştırıldı, kimin bu iktidara en yakın olduğu belirlendi ve atama gerçekleşti:

Süleyman Büyükberber!

Büyükberber birkaç gün önce makam koltuğuna oturdu ve ilk iş olarak üniversitedeki dekanları, enstitü müdürlerini, meslek yüksek okulu müdürlerini görevden almaya başladı. Bunların tamamı üniversite hocası...

Bazılarına da sözlü bildirimde bulunup istifa etmelerini istedi.

Gazi Üniversitesi’nde siyasi kadrolaşmayı daha ilk günden başlatmış oldu.

Bundan sonra yeni kadrolar açılacak, çeşitli üniversitelerden yandaşlar buralara atanacak, cemaatçi öğretim üyeleri Gazi’ye doldurulacak. Cemaatten olmayanlar emekli olmaya, istifaya zorlanacak.

Şimdi yeni rektörümüzü biraz olsun tanıyalım. Elimde kendisiyle ilgili çok sayıda ticari belge var.

Bu şahıs tıp doktoru ve üniversite öğretim üyesi kimliği ile ticaret yapıyor.

Ankara’da kurulu Onkogrup şirketinin Mustafa Benekli ve Uğur Coşkun’la birlikte üçte bir ortağı.

Şu işe bakar mısınız, kendisi üniversitede onkoloji (kanser) hocası ve şirketi kanser ilaçları satıyor!

Büyükberber’le ilgili kapsamlı ve tümü resmi belgelere dayalı dosyadaki öteki hususları daha sonra açıklarım. Muayenehane açıp kapama belgeleri dahil!

Bakın öteki üniversitelere, her birinin rektörü ayrı bir Süleyman Büyükberber!