Kuzey Ormanları Savunması ve Don Kişot Bisiklet Kolektifi, Fatih Saraçhane’deki İstanbul Büyükşehir Belediyesi önünde bir araya gelerek “Doğayı, insanları ve İstanbul’u yok eden hafriyat kamyonu terörüne dur de” sloganı ile eylem yaptı. Eyleme, 2 yıl önce Kadıköy Yoğurtçu Parkı’nda yürüyüş yaparken İBB’nin hafriyat kamyonunun altında ezilerek hayatını kaybeden üniversite öğrencisi Şule İdil Dere’nin annesi Nesrin Aslan da katıldı. Aslan “Her fırsatta buraya geleceğim ve sesimi duyurmaya çalışacağım. Katil olmak için şart değil eline silah almak. Yapman gerekeni yapmadığın zaman da katil oluyorsun. İBB, belediyecilik tarihine ‘katil belediye’ olarak girdi. Benim kavgam yeni başlıyor” dedi. Aslan, İBB Başkanı Mevlüt Uysal’a “Hafriyat kamyonu sorununu çözdüğünü söyleyen atanmış belediye başkanının gülümseyen fotoğraflarını görüyorum. Giden canı geri getirebildin mi? O fotoğraflarda nasıl gülümseyebiliyorsun?” diye tepki gösterdi.

[caption id="attachment_2425001" align="alignnone" width="1200"]FOTO: ÖZLEM GÜVEMLİ FOTO: ÖZLEM GÜVEMLİ[/caption]

1 YILDA 30 KİŞİ ÖLDÜ


Grup adına yapılan ortak açıklamada da İstanbul içinde 10 bine yakın hafriyat kamyonu ve beton mikserinin çalıştırıldığına dikkat çekilerek son bir yılda bu kamyonların 30 kişinin ölümüne neden olduğu vurgulandı. Denetimsizlik yüzünden şehrin her noktasında cirit atan bu araçların trafik ihlallerinin artık sürekli tekrarlanan olaylar haline geldiği belirtildi. Açıklamada özellikle 3. Havalimanı ve Kuzey Marmara Otoyolu inşaatında çalışan hafriyat kamyonlarının Arnavutköy, Sarıyer, Kemerburgaz ve Göktürk başta olmak üzere İstanbul’un bir çok semtinde ölümlü kazalara neden olduğu vurgulandı. Kazaları önlemek için hiçbir şey yapılmadığı, sorumlulardan hesap sorulmadığı ifade edilerek “22 yaşındaki Özge Kandemir’in hayatını alan kazaya ilişkin davada kamyon şoförüne ceza verilmedi. 2 sene önce parkta yürürken bir hafriyat kamyonunun aramızdan aldığı Şule İdil Dere’nin ölümünde ‘asli kusurlu’ bulunan 8 kişiye yargılama izni dahi verilmedi” denildi. Açıklamada başta İBB ve Çevre ve Şehircilik Bakanlığı olmak üzere tüm kamu kurumlarının inşaatların hızlanması odaklı politikalarına son vermesi gerektiğinin altı çizilerek “Tüm bu toplumsal, ekolojik ve ekonomik yıkımın son bulması için yapılması gereken şey başta katil projeler olmak üzere İstanbul’un kentsel ve ekolojik dokusuna zarar veren tüm projeleri durdurmaktır” denildi.