Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, olağan basın açıklamasında gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

Kalın, 1915'te de bazı sanatçıların, edebiyatçıların ve yazarların Çanakkale Savaşları’nın olduğu bölgeye giderek savaşı gözlemlediklerini ve deneyimlerini eserlerine taşıdıklarını ifade ederek, o dönemki sanatçı ve yazarları günümüz magazininin tanınmış figürleriyle kıyasladı.

Afrin'deki Mehmetçik'e destek için Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan ve Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar'ın da olduğu heyetle birlikte sınır hattına götürülen ünlü isimler hakkındaki eleştirilere ilgili konuşan Kalın şu açıklamayı yaptı;

"Bu kritik dönemde herkesin askerimizin yanında olması normaldir. Türkiye’nin Zeytin Dalı Harekatı’nda elde ettiği başarıyı hazmedemeyenlerin olduğunu biliyoruz. Ana muhalefet lideri bu konuya seviyesiz bir şekilde dahil oldu. Milletimizin 100 yıllık tarihinde dönüm noktalarında sanatçılarımız, kanaat önderlerimiz, askerimizin yanında olmuştur. Çanakkale zaferinin kazanılmasından sonra bir grup yazar Çanakkale’ye davet edilir. Dönemin önde gelen sanatçıları yazarları edipleri bölgeye gitmişler ve döndüklerinde de bir takım eserler ortaya koymuşlardır. Mustafa Kemal Atatürk’ün de sanatçılarla buluştuğunu buluyoruz. Bir çok dönemin önde gelen yazar, müzisyen ve sanatçılarının ülkeye katkı sağladıklarını biliyoruz. Kıbrıs Harekatı aynı şekilde. 15 Temmuz hadisesi gerçekleştiği zaman da bir çok sanatçımız ülkemizin yanında olmuşlardır. Ana muhalefet lideri kendini küçük düşürmüştür, bunu alıp siyasi bir polemik malzemesi haline getirmek ne ana muhalefet liderine ne partisine yakışmamaktadır. Sizi tutan ne buyurun siz de gidin, siz gitmek istediniz de oradaki komutan hayır mı dedi. Gitsin bir kamuflaj giysinler. Zeytin Dalı Operasyonunun başarısını hazmedemeyenler kulübünden artık uzak dursunlar.Bu birliği ve beraberliği devam ettireceğiz bunu da özellikle kamuoyuyla paylaşmak isterim."

[custom_content title="1915'TEKİ DAVETTE ŞÖYLE DENİLMİŞTİ:" desc=" 'Görevlerini, askerlerimiz gibi ne yazık ki ciddi ve fedakarca yerine getirme imkanı bulamayan genç şair ve ediplerimizden bazılarını savaş alanına davet etmişlerdir. Aynı zamanda bir iki ressan, bir iki musikişinas, birkaç fotoğrafçı ve sinematografçı da davetli olarak alana gideceklerdir. Arkalarında haki renkte elbise ve kollarında beyaz zemin üzerine gayet zarif yapılmış yeşil yapraklardan ibaret bir işaret bulunacaktır.'">

1915’in 11 Temmuz’unda Sirkeci Garı’nda cepheye gitmek üzere buluşan bu “sol kollarında çift yeşil defne dalından işaretli haki keten elbiseli heyetin arasında kimler vardı?

canakkale-heyet-1

Mehmed Emin (Yurdakul), Ağaoğlu Ahmet, Yusuf Razi (Bel), Nazmi Ziya (Güran), Çallı İbrahim, Ömer Seyfeddin, Celal Sahir (Erozan), Hamdullah Suphi (Tanrıöver), Ahmet Yekta (Madran), Müfid Ratib, Ali Canip (Yöntem), İbrahim Alaettin (Gövsa), Orhan Seyfi (Orhon), Enis Behiç (Koryürek), Hıfzı Tevfik (Gönensay), Hakkı Süha (Gezgin), Tanin yazarı Muhiddin Bey, ve eski darüleytamlar müdürü Selahaddin Bey.

Çanakkale'de cepheye giden yazarlardan bir kare Çanakkale'de cepheye giden yazarlardan bir kare


Bazı kaynaklara göre; Çanakkale’ye varan heyete tahsis edilen çadırı abartısız bir dille tarif eden Hamdullah Suphi şu satırları da eklemeden edemiyor:

“Top sesleri homurdanmakta devam ederken bombaların birdenbire patlayan süreksiz gürültüsü dakikadan dakikaya işitilirken, etrafınızda herkesin güldüğünü, neşeli olduğunu seyrediyorsunuz. Korkular ve cesaretler sizden etrafınıza dağıldığı kadar, etrafınızdan da size gelip hukuk ediyor. Korkmayanların yanında korkmanın pek müşkül bir şey olduğunu burada öğrenmiş bulunuyorum.”