Kritik zirve sona erdi 4 liderin basın açıklamasından satır başları şöyle;

Erdoğan: Suriye konusunda istişarelerde bulunmak üzere davetimize icabet edenlere şahsım ve milletim adına şükranlarımı sunuyorum. Ana önceliklerimiz sahada tam olarak ateşkesin sağlanması ile akan kanın durudurlması hedefimiz var. Ayrıca siyasi çözüme ulaşılması, ülkede istikrarın sağlanması için neler yapılabilir bu konularda konuşma imkanı bulduk. İnsani siyasi ve diplomatik olarak insiyatif alınmadığı takdirde durum daha da kötüye gidecektir. Fransa ve Almanya'nın katılımıyla Astana'da yakalanan sinerjinin daha da ileriye götürülebileceğini gördük. Suriye'nin toprak bütünlüğüne inancımızı teyit ettik. Anayasa sürecinin yıl sonunda tamamlanması çağrısında bulunduk.

 

Putin: Suriye meselesini ele aldık. Türkiye, Rusya, Almanya ve Fransa İlerde de Suriye Arap Cumhuriyeti'ndeki durumun iyileşmesi için çalışmaya devam edecektir. Suriye'de teröristlerden büyük bir bölüm arındırıldı. Suriyeliler kendi kaderlerini kendileri tayin etmelidirler. Soçi'de Ulusal Suriye Kongresi'nde alınan kararlar da dikkate alınmalıdır. Bizi son derece ciddi ve titiz bir süreç bekliyor. Rusya, Suriye görüşmelerine garantör ülke olarak katılacaktır. Rus-Türk muhtırası konusunda Fransa ve Almanya'yı bilgilendirdik. Bunun geçici olduğunu düşünüyoruz. Ağır silahların bölgeden çekilmesini umut ediyoruz. Eğer aksi yaşanırsa Rusya, Suriye'nin bölgedeki teröristleri temizlemesi için yardımda bulunacaktır. Türk halkının yaklaşmakta olan Cumhuriyet Bayramını kutlamak istiyorum.

 

Macron: Erdoğan'a bizleri kabul ettiği için teşekkür ederim. ABD'ye taziye dileklerimi iletmek isterim. ABD halkının yanındayız. Suriye'de terörist gruplara karşı mücadelemiz var bu gruplar ülkelerimizde çok kanlı saldırılar gerçekleştirdi. Rejim ve hamilerinin desteği ile birlikte İdlib'e yapılacak bir saldırı kabul edilemez. Buradaki saldırı teröristlerin dağılması ve yeni bir göç dalgasına neden olacaktır. Türkiye Cumhurbaşkanı'nın istihbarat paylaşımı konusundaki açıklamalarına katılıyoruz. Kimyasal silah kullanımı kim kullanırsa kullansın kabul edilemez. Suriye'de iki farklı savaş var. Hep birlikte teröristlere karşı verilen bir savaş var ve Suriye rejiminin muhaliflerle çatıştığı bir durum var. Bu durum büyük göçlere de neden oluyor. Suriye halkı kendi geleceği hakkında söz sahibi olmalı. Şeffaf seçimler yapılmalı. Anayasa komitesinin bir an önce onaylanmasını istiyoruz. Sığınmacıların geri dönüşü konusunda Türkiye'nin çabalarını takdirle karşılıyorum. Bu sığınmacıların ülkelerine göri dönmesi siyasi çözüm getirilmediği sürece inandırcı değil.

 

Merkel: Bu davetten ötürü teşekkür ediyorum. Askeri açıdan değil siyasi açıdan da çözüm bulmak gerekiyor. Suriye'de insani bir felaket görük. Nüfusun yarısı ülke dışında. Kesinlikle kimyasal silahların kullanılmaması konusunda kararlı olduğumuzu belirtmek istiyorum. Anayasa komitesinin yıl sonuna kadar bir araya gelebilmesi için katkıda bulunabilmeliyiz. Bu şekildeki çatışma durumu kesinlikle askeri olarak çözülemez. Alışılmışın dışında bir format ile bir araya geldik. Siyasi sürecin özellikle şimdi tam da bu zamanda bulunması çok çok önemli.

 

[caption id="attachment_2705366" align="alignnone" width="1200"]AA AA[/caption]

GAZETECİLERİN SORULARI

Açıklamaların ardından gazetecilerin sorularına geçildi. Le Monde gazetesinden bir muhabirin "Beşar Esad'ı anayasa komisyonu kurulması konusunda nasıl ikna edeceksiniz?" sorusuna Putin, "Burada metodları ortaya koymak doğru olmaz. Burada herkes Suriye rejimi diyor ama BMGK'da Suriye Arap Cumhuriyeti deniliyor. Bu çalışma kolay değil herkes güvendiği insanları bu işe katmaya çalışıyor. Hem Suriye hem de İran ile görüşmeler yapmamız gerekiyor. İran olmadan bu konu çözülemez" şeklinde yanıt verdi.

Alman bir basın mensubunun Cumhurbaşkanı Erdoğan'a yönelik Cemal Kaşıkçı sorusuna Erdoğan, "Gerekli bilgiliri kendilerine verdim. Daha önce de çeşitli bilgilendirmeler olmuştu. Şunu açık ifade etmek durumundayım. 18 tutuklu var. Bu 18 tutuklu ülkemize gelen kişilerdir. Bu 18 kişiyi Türkiye'ye kimler gönderdi bunun cevabını Suudi yetkililerin vermesi gerekmektedir bu bir. Suudilerin 'cesedin yerli iş birlikçileri' ortaya koyması gerekmektedir. Her türlü cezai müeyyedeye çarptırılacaklarını söylüyorlar. Bu yargılamaya kendileri yapmayacaksa bu yargılamayı Türkiye olarak bizim yapabileceğimizi remsi olarak söylemiş bulunuyoruz. Bunun yanında Suudi Başsavcı ile bizim başsavcımız görüşecekler. İstanbul'daki Alman ile ilgili olarak da mahkeme cezasını vermiştir. Temyiz yolu açıktır. Türk yargısının vereceği karara hep birlikte saygı duymalıyız" yanıtını verdi.

[caption id="attachment_2705558" align="alignnone" width="880"]Liderler zirve sonrası fotoğraf çektirdi. AA Liderler zirve sonrası fotoğraf çektirdi. AA[/caption]

Merkel'e ise Suudilere Avrupa genelinde bir ambargo uygulanabilir mi? sorusu yöneltildi Merkel ise bu konuda, "Macron ile ikili görüşmemizde Kaşıkçı'yı ele aldık. Yemen savaşı bakımından son derece kesin bir politika sürdürdüğümüzü söyleyebilirim. Suudi Arabistan'a herhangi bir silah ihracatı yapılmadığı kararını aldık. Kimlerin failler olduğunu ortaya çıkardıktan sonra AB olarak gerekenin yapılacağını taahüt etmek isterim" dedi.

Aynı soruya Macron ise, "İş birliktleri söz konusu. Soruşturmanın sonuna kadar gitmesi gerekiyor. Bu konuyla ilgili tutarlı yaptırımların uygulanması gerekiyor. Ama bu yaptırımların bazı sekötürlerle kısıtlı kalmamalı" ifadelerini kullandı.

Rus basınının "Yeni düzünde Esad'ın yeri ne olacak?" sorusuna ise Putin, "Suriye halkı kendi kaderini kendi belirlemelidir. İdlib'le ilgili herşeyi zaten anlattım. Suriye hükümetini destekleme hakkını saklı tutuyorum. Son bir iki ayda hava savunma sistemlerimiz Humayim'deki insansız hava araçlarını vurdu. Türk ortaklarımızla iş birliği yapmaya devam edeceğiz" dedi.

Esad'ın Suriye'deki yeri ne olacak? İdlib ile ilgili sorum olacak. Muhtırasının hayata geçmesinden memnun musunuz? şeklinde sorulan soruya Erdoğan, "Her şeyden önce buradaki irade kişilere ait olan bir irade değildir. Esad'ın durumunu belirleyecek olan irade Suriye halkının iradesidir. Suriye halkı kararı verecektir. Bize göre Esad, 1 milyona yakın insanı katletmiş bir insandır. Şu ana kadar yaşanan durumlar ortadadır. Hala oradaki katliamlar devam etmektedir. İnşallah bu süreç son bulmuş olur. Suriye'deki insanlar hayatlarına rahat devam eder. Bütün mesele burada ağır silahların İdlib merkezinden tamamen çekilerek bunların merkezde, sivil halkı rahatsız etmemesinin sağlanmasıdır" ifadeleriyle yanıt verdi.

[caption id="attachment_2705368" align="alignnone" width="1200"]AA AA[/caption]

4'LÜ ZİRVE SONRASI YAYIMLANAN BİLDİRİ ŞU ŞEKİLDE;

"Süre giden ihtilafa askeri çözüm getirilemeyeceğine ve ihtilafın yalnızca BM Güvenlik Konseyi'nin 2254 sayılı kararıyla uyumlu olarak müzakere edilmiş bir siyasi süreç yoluyla sona erdirilebileceğine dair güçlü inançlarının altını çizmişler ve bu çerçevede, Suriye ihtilafına muteber ve sürdürülebilir çözüm bulunmasına katkı sağlamayı amaçlayan tüm uluslararası girişimler arasında eşgüdümün artırılmasının önemini vurgulamışlardır. BM Güvenlik Konseyi tarafından terörist olarak tanımlanan DEAŞ, Nusra Cephesi ile El Kaide veya DEAŞ'la bağlantılı tüm diğer bireyler, gruplar, teşebbüsler, oluşumlar ve diğer terörist grupların tamamen ortadan kaldırılması amacıyla terörle mücadelede kararlılıklarını teyit etmişlerdir. Suriye'nin egemenliği ve toprak bütünlüğü ile komşu ülkelerin ulusal güvenliğine zarar vermeyi amaçlayan ayrılıkçı gündemleri reddetme kararlılıklarını ifade etmişlerdir. Türkiye Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu tarafından 17 Eylül 2018 tarihinde Soçi'de imzalanan İdlip Gerginliği Azaltma Bölgesindeki Durumun İstikrarlaştırılmasına İlişkin Muhtıra'yı memnuniyetle karşılamışlardır. Ağır silahların ve radikal grupların Muhtıra uyarınca tesis edilen silahtan arındırılmış bölgeden çekilmesinde sağlanan ilerlemeyi takdir etmişlerdir.

Teröre karşı mücadeleye devam etme gerekliliğinin altını çizerken, Muhtıra'da öngörülen etkili önlemlerin tam olarak uygulanması ve tüm ilgili tarafların Muhtıra hükümlerine riayet etmesi suretiyle sağlanacak kalıcı bir ateşkesin önemini vurgulamışlardır.

Suriye'de herhangi bir tarafça kimyasal silah kullanılmasına azami surette karşı olduklarını teyit etmişler ve tüm taraflara Kimyasal Silahların Geliştirilmesinin, Üretiminin, Stoklanmasının ve Kullanımının Yasaklanması ve Bunların İmhası ile İlgili Sözleşme'ye tam riayet etmeleri çağrısında bulunmuşlardır. BM'nin kolaylaştırıcılığında ve Suriyelilerin öncülük ve sahipliğinde yürütülücek kapsayıcı bir siyasi sürece desteklerini ifade etmişler ve Suriyeli taraflara bu sürece aktif katılım sağlama çağrısında bulunmuşlardır.

BM gözetiminde, en yüksek uluslararası şeffaflık ile hesap verilebilirlik standartlarına uygun olarak, diaspora mensupları da dahil seçime katılma hakkına sahip tüm Suriyelilerin katılımıyla düzenlenecek serbest ve adil seçimlerin zeminini oluşturmak üzere Suriye'de anayasal reformu gerçekleştirecek Anayasa Komitesi'nin Cenevre'de kurulması ve erken bir zamanda, şartları gözeterek, bu yıl sonu itibariyle toplanması çağrısında bulunmuşlardır. Siyasi sürecin sürdürülmesine ve ateşkesin kalıcı olmasına katkı sağlanmasını teminen güven artırıcı önlemlerin uygulanmasının önemini vurgulamışlar ve ilgili Çalışma Grubu tarafından BM ile Uluslararası Kızılhaç Komitesi (ICRC) uzmanlarının katılımıyla çalışmalar yürütülen, zorla alıkonulanlar/kaçırılanların serbest bırakılması, cenazelerin teslimi ve kayıp şahısların tespiti konularına desteklerini beyan etmişlerdir.

İnsani yardım kuruluşlarına Suriye genelinde hızlı, güvenli ve kesintisiz erişim sağlanması ile Suriye halkının acılarının hafifletilmesi için ihtiyaç duyan herkese acil insani yardım ulaştırılması gereksiniminin altını çizmişler ve bu çerçevede, Suriye'ye yapılan yardımı artırmaları için başta Birleşmiş Milletler ve bağlı insani kuruluşları olmak üzere, uluslararası topluma çağrıda bulunmuşlardır.

Başta Türkiye, Lübnan ve Ürdün olmak üzere, ev sahibi ülkelerle dayanışma içinde olduklarını teyit etmişler ve mültecilerin Suriye'ye güvenli ve gönüllü şekilde, uluslararası hukuka uygun koşullarda geri dönmelerine bağlı olduklarını hatırlatmışlardır.

Mültecilerin ve ülke içinde yerlerinden edilmiş kişilerin Suriye'de ikamet ettikleri asıl yerlere güvenli ve gönüllü olarak geri dönüşleri için gerekli şartların tüm ülke genelinde oluşturulması ihtiyacına işaret etmişler, geri dönenlerin silahlı çatışma, siyasi baskı veya keyfi tutuklamalardan korunması ve su, elektrik, sağlık ve sosyal hizmetler dahil olmak üzere insani altyapı gereksiniminin altını çizmişler ve Birleşmiş Milletler Mülteciler Yüksek Komiserliği (BMMYK) ile diğer uluslararası uzmanlık kuruluşları da dahil olmak üzere ilgili tüm taraflar arasındaki eşgüdüm ihtiyacını vurgulamışlardır.

Suriye'de barış ile istikrar için gerekli koşulların tesisini, siyasi bir çözümün teşvikini ve bu bağlamda uluslararası oydaşmanın güçlendirilmesini teminen birlikte çalışma taahhütlerini ifade etmişlerdir. Fransa Cumhuriyeti ve Rusya Federasyonu Devlet Başkanları ile Almanya Federal Cumhuriyeti Şansölyesi, İstanbul'daki Dörtlü Zirve'ye evsahipliği yapmalarından ötürü Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı Sayın Recep Tayyip Erdoğan'a içten teşekkürlerini sunmuşlardır."

[caption id="attachment_2705367" align="alignnone" width="1200"]AA AA[/caption]