Her yıl kasım ayının üçüncü pazarı, Trafik Mağdurlarını Anma Günü. Farklı ülkelerde, farklı şehirlerde trafik mağdurlarının yakınları; ortak duygularla, yollarda hayatını kaybeden, yaralanan, sakat kalan milyonlarca insanı sevgi ve saygıyla anmak için bir araya geliyor.

Mağdur sayısının her geçen gün artması üzerine bu konuya dikkat çekilmesi amacıyla tüm dünyada 25 yıldır, Türkiye’de ise 2007’den beri Kasım ayının üçüncü Pazar günü Trafik Mağdurlarını Anma Günü. Yaşanan sıkıntıları en iyi bilen isimlerden biri de 2006 yılında kaptan olan kardeşi Suat Ayöz'ü bir trafik çarpışmasında kaybeden Yeşim Ayöz.

Kardeşi Suat adına kurduğu Suat Ayöz Trafik Mağdurları Derneği'nin Başkanı olan Yeşim Ayöz, Dünya Trafik Mağdurlarını Anma Günü nedeniyle yaptığı açıklamada, trafik mağdurlarının hepsi gerçek insanlar ve yaşananlar gerçek aile trajedi olduğunu belirterek "Trafik çarpışması sonucu bir yaşamın kaybının ardından, geride kalanların kayıpları da çok fazladır. Ailesi, arkadaşları, okulu, işi, sosyal çevresi ve ülkesi de onu kaybetmiş olur. Milyonlarca kişinin yaşamakta olduğu bu büyük acı ve kederin yükü çok büyüktür çünkü trafik mağdurlarının büyük çoğunluğu gençtir ve ne yazık ki birçok çarpışma önlenebilir niteliktedir” diye konuştu.

"Çarpışmalar genç neslin birinci ölüm nedeni"


Dünya Sağlık Örgütü’nün raporlarına göre dünyada her yıl 1 milyon 250 binin üzerinde insanın trafik çarpışması sonucu hayatını kaybettiğini dile getiren Ayöz, “15-19 yaş grubu gençlerin ölüm nedenleri arasında trafik çarpışmaları birinci sırada yer alıyor. 10-14 ve 20-24 yaş gruplarının ölüm nedenleri arasında ise ikinci sırada bulunuyor. Ayrıca trafik çarpışmalarından kaynaklanan ölüm ve yaralanma olaylarında mağdurlara, ailelerine verilen yanıtlar ve çarpışma sonucu uygulanan yargı kararları empatiden uzak, eksik, çarpışma sonrasında oluşan yaşam ve yaşam kalitesi kaybı karşısında da oldukça yetersizdir. Çarpışma sonrası acil müdahale ve doğru yönlendirme yol güvenliğinin en önemli unsurudur, hayati önem taşır. Ambulansın zamanında gelmesi, acil müdahalenin doğru ve zamanında yapılması, hayat kurtarır. Polis tarafından yürütülen soruşturmanın tam/eksiksiz yapılması, mümkünse suç unsurlarının tespiti, dosyanın yargıya zamanında iletilmesi ve yargı sürecinde cezaların caydırıcı olması ve mağdurların haklarına ulaşabilmeleri, bizim gelişmiş ülke standartlarına ulaşmamızın bir göstergesi olacaktır” ifadelerini kullandı.

“Yeni yasa umut verici ama…"


Trafik mağdurlarının her zaman 3’üncü sayfa haberi olarak görüldüğünü belirten Ayöz sözlerini şöyle tamamladı: “Trafik mağdurları ötelenen, ilgilenilmeyen kanayan yaraları ile yaşamına devam ediyor. J.Giraudaux ‘Toplumun yarası da insanın yarasına benzer, çabucak unutuluverir’ der, tıpkı trafik mağdurlarının yaşadıklarının unutulması gibi. İnsan hayatının değerine paha biçilemez. Yeni çıkan trafik yasası umut verici ama yıl sonunda bu cezalar af kapsamına girmez, yapılan denetimler sürdürülebilir bir ulaşım politikası haline gelir ve yargı sürecinde insan hayatının değeri ön planda tutulup, ödül gibi cezalar verilmezse yol kurbanları azalabilir ve hatta ortadan kalkabilir.”