Kılıçdaroğlu şunları kaydetti;

"Kentlerde yayalaşmayı başlatan biziz. İstanbul hepimizin göz nuru. Sultanahmet'iyle Ayasofyası ile. İstanbul'a ne verildi? Sarayda oturan zat 80 milyonun önünde biz İstanbul'a ihanet ettik dedi. Ama hiç bir CHP'li belediyenin olduğu yerde o ilçeye ihanet edilmemiştir. Biz insanı seviyoruz, insanın yoksulluğunu teşhir etmiyoruz. Onu TV'lerin önüne çıkarıp teşhir etmek bizim inancımızda yoktur. Ama bunlar yapıyor.

Bizim belediye başkanlarımızın yönettiği yerde karabasan gibi çökmez kent vatandaşın üzerine. İbadethanelerimiz tertemizdir.

Bizim belediyelere acaba açık bulabilir miyiz diye müfettiş üzerine müfettiş gönderiliyor. Göndermezseniz şerefsizsiniz. Bizim belediye başkanlarımız birileri tarafından istifa ettirilen belediye başkanları değildir. İstanbul, Balıkesir, Ankara belediye başkanları neden istifa ettirildiler? Bunlar insan eleştirebilirsiniz, belediye başkanının boynunu vurmak adalet değildir. Biz bütün belediye başkanlarımızla gurur duyuyoruz. Ne diyor onlara Erdoğan 'ya istifa et ya da bedeli ağır olur', bu çok ağır bir laf. Zorla istifa ettirenlerin gelecekte torunlarına anlatacak hiçbir hikayeleri yoktur. Bir kişi zoruyla istifa ediliyorsa orada demokrasi yoktur. Nedir bu istifaların arkasında olan? Ama ortaya çıkaracağız.

Önümüzdeki seçimlerde Ankara ve İstanbul alacağız. İstanbul 20 yıldır yenip yenip bitirilemiyorsa İstanbul'a tarihi kimliğini kazandırmak bizim boynumuzun borcudur. Ankara aynı şekilde, Balıkesir aynı şekilde. Antalya aynı şekilde.

Eğer AK Partili bir belediye başkanı kentsel dönüşüm için başvurduğunda bir haftada çıkıyor bizim belediyelerimiz başvurduğunda çıkmıyorsa burada bir yönetim bozukluğu var. Vermiyorlar, başarımızı görmesinler diye.

CHP'li belediyelirin temel özelliklerinden birisi belde halkına eşit hizmet götürmesidir. Sadece yoksul bölgelere pozitif ayrım yapıyoruz.

Cumhurbaşkanlığı koltuğunu işgal eden zat, "Elindeki bayrak dikkat edin Türk bayrağı değil" diyor. Sonra soruyorlar ben tek bayrak demedim ki diyor. Cumhurbaşkanlığı makamı kimseye yalan söyleme özgürlüğü tanımaz, yalancıdan insan olmaz. Yalan söylemek bütün inançlarda günahtır.

İki şeyi bilmenizi istiyorum, saray belediyeciliği ve halkın belediyeciliği.. Saray belediyeciliğinde yeşil alanlar önce ranta açılır. Kent kültürü yoktur rant vardır. Saray belediyeciliğinde önemli kararları saray ve çevresi karar verir, bu belediyelerde hak hukuk ve adalet yoktur. Seçimle gelen talimat geldiğinde gider. Başkanlar kendilerine oy vermeyen vatandaşa hizmet vermez.

Halkın belediyeciliğinde hiç kimse ötekileştirilmez. Asıl olan huzurlu kentleri inşa etmek. bütün çağdaş ülkelerde geçerli olan kuralları uyguluyoruz. Önümüzde yerel seçim var. Bulunduğun beldede huzur  içinde gezmek istiyorsan CHP'li belediyelere oy vereceksin kardeşim. Biz kentleri yaşanabilir huzurlu hale getirebiliriz."