'Bu durum adaletin olmadığını gösteriyor. Eren Erdem'in duruşması normalde 19 Eylül'de yapılacaktı. Ancak adli geleneklerimiz tamamen devre dışı bırakılarak öne alındı. Milletvekili arkadaşlarımız, İstanbul İl Başkanımız ve Genel Başkan Yardımcımız Muharrem Erkek konuyla ilgileniyor. Yargı bağımsız olmadığı ve talimatla görev yaptığı için 19 Eylül'e bir hakim gün vermiş, kimsenin yurt dışına kaçacağı yok, pasaportuna el konulmuş vaziyette zaten.

TALİMAT VAR

Hangi gerekçeyle erkene alıyorsunuz. Olay eski, yeni bir olay olur da onun üzerine dava açarsınız. Sabaha karşı evini basıyorsunuz, gözaltına alıyorsunuz, tutuklama istemiyle mahkemeye çıkarıyorsunuz, tutukluyorsunuz. Nasıl oluyor bu? Talimatla oluyor. Yargının yaptığı açık ve net talimatla bu kararı aldığı, duruşmayı erkene çektiği talimatla olduğu açık ve net belli oluyor.

Bu ülkede hiç kimsenin can ve mal güvenliği yoktur. Bir dikta yönetiminden her şey beklenebilir. Dikta yönetiminden demokrasi, kuvvetler ayrılığı ilkesi, yargı bağımsızlığı beklemek çocukça bir şey. Önümüzde despot bir yönetim var ve despot yönetimin ortaya koyduğu bir Türkiye gerçeği var. Biz bu gerçeği bilerek siyasetimizi bunun üzerine inşa ediyoruz. Bu gerçeği nasıl demokrasiye döndürebiliriz, bunun üzerine mücadelemizi yürütüyoruz. İşin özü bu’’