FETÖ’nün gerçekleştirdiği 15 Temmuz hain kalkışmayı haber alır almaz, İstanbul’daki en kritik noktalardan Boğaziçi Köprüsü’ne koşan İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan’ın o gece yaşadıklarını kaleme aldığı kitabı kısa sürede 8 baskı yaptı. Çalışkan’ın bir korumasının şehit olduğu bir korumasının yaralandığı, sonradan adı “15 Temmuz Köprüsü” olan Boğaziçi Köprüsü’nde yaşadıkları dışında kalkışma öncesi ve sonrasında ait önemli bilgilerin bulunduğu kitap BETA Yayınları’ndan kısa süre önce çıkmıştı. Çalışkan’ın özenle kaleme aldığı 15 Temmuz Kıyam(et) Gecesi Milli Vuruş” kitabı kalkışmanın yabancılar tarafından da doğru anlaşılması için İngilizce ve Arapça’ya çevrildi. Çalışkan’ın “15 Temmuz Kıyam(et) Gecesi Milli Vuruş” ismini verdiği kitabın İngilizce çevrisinin önümüzdeki günlerde raflarda yerini alacağı öğrenildi.

KİTAPTA NELER VARDI?


Çalışkan’ın yazdığı kitapta onlarca olay farklı başlıklarla anlatılıyor. O olaylardan en dikkat çekici olanlar ise şunlar.

CIA, BÜYÜKADA’DAYDI…

15 Temmuz günü, Amerikalı yetkililerin İEM'e canlı bomba eylemleri düzenleyen 100 kişilik IŞİD’li listesi gönderdiğini ve aynı gün geniş çaplı operasyon hazırlığı yaptıklarını ifade eden Çalışkan, gelişmeyi, “Tesadüfün böylesi” başlığı altında dile getiriyor.

Bir diğer dikkat çeken unsur ise 15 Temmuz günü, ABD gizli servisi CIA’da görevli uzman ajanların Büyükada’da toplanması.

İşte, Çalışkan’ın kaleme aldığı o şüphe: “Şunu net olarak söyleyebilirim, CIA Ortadoğu Uzmanı Graham Füller, Türkiye’de yapılmış hemen her darbenin sağında ya da solunda mutlaka vardır. Darbelerin ucundan hep tutmuştur. Eşi CIA’da üst düzey temsilci olan Henri Barkey de muhtemelen bu işin organizasyonu için Ada’ya gelmişti.”

‘SABOTAJ YAPACAKLARDI…’

15 Temmuz’a ışık tutan kitapta yer alan sırlardan biri de, “Hava Harp Okulu’nda C4 yüklü Minibüs” başlığı altında anlatılmış.  Operasyonu, “15 Temmuz’da eğer başarılı olsalardı, hiçbirimiz bugün burada olmayacaktık” diyerek dile getiren İstanbul Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, sözlerini şöyle sürdürüyor:
“Eğer başarılı olsaydı Ülkenin dört bir yanında aklımıza dahi gelmeyecek hadiseler yaşanacaktı. Mesela bizim o gün, Hava Harp Okulu’nda yakaladığımız bir minibüs var. Minibüsün içi patlayıcı madde dolu. C4 adı verilen bu patlayıcı, orta ölçekte bir konferans salonunu havaya uçurabilecek etkiye sahiptir. Bu minibüs 24 adet C4 kalıbı, 222 adet savunma ve taarruz tipi el bombası ile mühimmat doluydu. Darbeciler, bu aracı hangi amaçla Harp Okulu’na getirmişlerdi? Bizim düşüncemiz, bu bombalarla bazı yerlere sabotaj yapacaklardı. Mesela bir cami, cemevi, bir kilise. Bir iç çatışma yaşanacaktı. Cemevi bombalandığında, “Sünniler yaptı” denilecekti, ya da tam tersi.”

‘DARBEDEN PKK’NIN HABERİ VARDI’

İstanbul Polisi’nin açığa çıkardığı bir gerçek ise PKK-FETÖ işbirliğine dair. O satırlar da, aynı zamanda terör ve istihbarat uzmanı Çalışkan’ın 222 sayfalık anlatımda şu ifadeyle yer buluyor: “Darbeden kimin haberinin olup, oladığı konusunda basında bazı bilgiler paylaşıldı. Doğrusunu ben söyleyeyim… PKK, bu darbe teşebbüsünden haberdardı. Alınan ifadelerde bu gerçek ortaya çıkıyor. İlerleyen vakitlerde, toplum daha net görebilecek, bu konudaki delilleri. Bu ortak bir harekattı.”

‘SELA VE EZAN OKUNMASINI İSTEDİK’

15 Temmuz aynı zamanda art arda okunan selalar ile toplumsal hafızada yer aldı. Sela okunmasını, “O gecenin en tılsımlı olaylarından birisi” olarak nitelendiren İstanbul İl Emniyet Müdürü Mustafa Çalışkan, “Selaların okunması için  Yardımcım Mehmet Çatal, dönemin İl Müftüsünü saat 23.15 civarında arayarak, ‘Hocam sela verin, ezan okutun, minareleri kullanın’ diyor. Müftümüz de, ‘Bu benim yetkimde değil. Bu talimatı ancak Diyanet İşleri Başkanı verir o vakit olur’ diyor. Bizimkiler, İstihbarat Daire Başkanlığı kanalı ile Diyanet Başkanı’na (Prof. Dr. Mehmet Görmez) ulaşıyorlar. O da sağ olsun hızlı bir şekilde talimat veriyor ve camilerden selalar okunmaya başlıyor” diyerek anlatıyor.