Bakırköy 13.Ağır Ceza Mahkemesinde görülen  Nurcan Arslan cinayetinin karar davasına tutuklu sanık Abdullah Melih Barış ve Nurcan Arslan’ın ailesi katıldı. Duruşmada iddia makamından esas hakkındaki mütalaası soruldu.

Savcı önceki duruşmada sunmuş olduğu mütalaasını aynen tekrar ederek , ‘’Sanık Abdullah Melih Barış sevgilisi Nurcan Arslan’ın kendisinden ayrılmak istemesi üzerine ikna etmek için Tokat ‘dan 29 Ocak 2016 tarihinde İstanbul’a geldi. Sevgilisi Nurcan Arslan’ı ikna edemediği taktirde yanında getirdiği ruhsatsız tabanca ile vurarak öldürmeyi planladığını belirterek, sanık Abdullah Melih Barış hakkında tasarlayarak öldürmek ve 6136 sayılı yasaya muhalefet suçlarını işlediği yapılan yargılama ve toplanan delillerden anlaşılmaktadır” sanığın tasarlayarak kasten öldürme suçundan cezalandırılmasını istedi.

 

FOTO:DHA - İyi hal indirimine Nurcan Arslan'ın annesi Hayriye ve Gülcan Arslan ile kadınlar tepki gösterdi. Gülcan Arslan ve Hayriye Arslan adliye önünde gözyaşlarına boğuldu. FOTO:DHA - İyi hal indirimine Nurcan Arslan'ın annesi Hayriye ve kardeşi Gülcan Arslan tepki gösterdi. Gülcan Arslan ve Hayriye Arslan adliye önünde gözyaşlarına boğuldu.

''BU MEMLEKETTE SANIKLAR İNTERNET SİTELERİNDEN NE KADAR CEZA ALACAKLARINI HESAPLAYARAK SUÇ İŞLİYOR''


Nurcan Arslan’ın ailesinin avukatı Gülhan Kaya savunmasında: "Bu memlekette sanıklar internet sitelerinden ne kadar ceza alacaklarını hesaplayarak suç işliyor" dedi. Avukat Kaya savunmasında savcının mütalaasına katıldığını söyleyerek , ‘"İstanbul’a Nurcan Arslan’ı öldürmek amacıyla tasarlayarak geldiği, bu amaçla silahını yanına aldığını ve Arslan’la görüştükten sonra tasarladığı şekilde ölümü gerçekleştirdiği kesindir. Bu nedenle tasarlayarak kasten öldürme suçundan dolayı sanığın cezalandırılması gerekmektedir." dedi.

Avukat Kaya, savunmasının devamında sanık Abdullah Melih Barış’ın duruşmadaki tutumuna göre iyi hal indiriminden yararlandırılması uygun olmadığını vurgulayarak; “Kadınların yaşam hakkının güvence altına alınması yönünde bir adım olacağını düşünüyoruz” diye konuştu.

“ETRAFI TARAFINDAN SEVİLEN VE OY ALMIŞ MUHTARIM”

Sanık Abdullah Melih Barış ise, son savunmasında etrafı tarafından sevilen ve oy almış bir muhtar olduğunu belirterek şunları söyledi, "15 yıldır bipolar bozukluk nedeniyle ilaç kullanıyorum. Her ne kadar Adli Tıp Kurumu ceza ehliyeti tamdır diye rapor vermiş ise de bunu kabul etmiyorum. Nurcan’ın üzerime çok gelmesi hakaret ve tehditler savurması üzerine kendimi kaybettim. Çok pişmanım, bugüne kadar sabıkam yoktur. Kimseye zararım olmamıştır.’’

Sanık avukatı Ahmet Resul ise müşteki avukatının iyi hal indirimi uygulanmaması yönündeki savunmaları üzerine; “Sanık hakkında tüm lehe hükümlerin uygulanmasını talep ediyoruz. Ayrıca katılan taraf TCK 62. Maddesi’nin (iyi hal) uygulanmamasını talep etmişse de, uygulanmama gerekçesi olarak gösterdikleri hususlar suçun önlenmesi ile ilgili toplumsal bir sorundur. Bu hususun konun koyucular tarafından değerlendirilmesi gerekir. Sanığın bugün yürürlükte bulunan kanun hükümleri gereğince cezalandırılması gerekmektedir.” şeklinde savunma yaptı.

"PİŞMANIM..."

Dosyanın karar aşamasına geldiğini belirten mahkeme heyeti karar için verdiği kısa bir aradan önce sanığa son sözlerini sordu. Bunun üzerine sanık Barış; “Ben bu olayı planlamadım. Nurcan beni olayın gerçekleştiği yere götürdü. Ben İstanbul’u bilmiyorum, yolları da bilmiyorum. Pişmanım lehime olan tüm hükümlerin uygulanmasını talep ediyorum” dedi.

AĞIRLAŞTIRILMIŞ MÜEBBET İYİ HALLE MÜEBBETE ÇEVİRİLDİ

Verilen aranın ardından mahkeme heyeti sanık Barış’ı ilk etapta tasarlayarak öldürme suçundan ağırlaştırılmış müebbet hapse mahkum etti. Daha sonra da sanığın ileri sürdüğü haksız tahrik indirimine yer olmadığını belirten mahkeme heyeti, sanığın suçtan dolayı pişman oluşunun yanı sıra duruşmadaki iyi halini göz önünde bulundurarak cezayı müebbet hapse çevirdi. Ayrıca sanığın ruhsatsız silah kullandığını da göz önünde bulundurarak bu suçtan da 1 yıl 8 ay hapse hükmetti.