“Okullarımıza değerler eğitimi adı altında ne idiğü belirsiz birtakım grup, cemiyet ve vakıflar sokuluyor. Bunu şiddetle reddediyoruz. Ülkemizin 15 Temmuz tecrübesi var. 15 Temmuz’a eğitim hayatımızın belli bir gruba ihale edilmesiyle geldik. Ey MEB, kendi öğretmenlerine güven. Öğretmenlerimiz değerler eğitimini verebilecek niyette, donanımda ve birikimdedir. Eğer MEB bu hususta illa da kendine partner arıyorsa buyurun bize gelsin. Yüzde 100 yerli ve milli vatansever eğitim çalışanlarının hayat verdiği Türk Eğitim-Sen olarak varımızı yoğumuzu seferber etmeye hazırız”
FATURA ÖĞRETMENE
MEB’in eğitimdeki başarısızlığın faturasını öğretmenlere kesmeye çalıştığını belirten Geylan, performans değerlendirme sisteminin hayata geçirilmesi durumunda konuyu yargıya taşıyacaklarını da ifade ederek şöyle konuştu:
"Okul idarecilerinin büyük çoğunluğu ehliyet ve liyakat kriterleri ile değil, bir takım siyasal ve sendikal saiklerle tayin edildi. Bu vasıftaki okul müdürleri öğretmenlerin performansını objektif olarak değerlendirebilir mi? Öğretmeni sınıf içinde gözlemleme imkanı olmayan veli, nasıl değerlendirme yapacak? Velilerin büyük kısmı çocuklarının okuluna bile gitmiyor, öğretmenlerin adını dahi bilmiyor. Öğrencilerin öğretmene not vermesi ise başlı başına rezilliktir. Öğretmenin dersinden kırık not almışsa, o öğretmen isterse en kamil öğretmen olsun, öğrencinin gözündeki performansı sıfırdır. 25 yıllık öğretmeni yazılı sınava sokmak ve sınavda başarısız olursa ‘mesleğinde yetersiz’ demek ucube bir yaklaşımdır. Temel belirleyici unsur öğretmenin tecrübesi olmalıdır."
