ÖTV YÖNTEMİ: İktidarın, sıkıntıların halka yansımasını geciktirecek, bunu milletten saklayacak adımlar attığını görüyoruz. TL’deki değer kaybının akaryakıt fiyatlarına yansımasını geciktirmek için ÖTV yöntemi uygulanmaya başlandı. Bu nedenle vazgeçilen verginin yaklaşık 2 milyar lira olduğu ifade ediliyor. Bu uygulama sürdürülebilir değil ve bütçe dengelerini bozuyordu, sonunda fiyat artışları pompaya yansıtıldı. Yılbaşında asgari ücretli 55 litrelik bir benzinli araca 5 depo benzin alabilirken, şimdi ancak 4 depo alabiliyor. Mazotun litresi 6.30 lirayı geçti. Yük taşıyan kamyoncu, tarlasını eken biçen çiftçi elindeki avucundakini mazota yatırıyor, birşey kalmıyor.

KATAR’A BEL BAĞLADILAR: TL’deki serbest düşüşe karşı alınan önlemler piyasaya bir süre nefes aldırabilecek, ancak sorunu kalıcı bir biçimde çözmesi mümkün olmayacaktır. Bir taraftan hükümetin ekonomik savaş nidalarının etkisiyle vatandaşlarımız dolar yakıyor, diğer taraftan iktidar Katar’dan gelecek dolarlara bel bağlıyor. Bir sabah kalkıyorsunuz, devlet bankalara kur etkisiyle sıkışan şirketler için bir takım tedbirler almış. Aradan birkaç saat geçiyor, bankaların kredi riskini artıracak bu uygulamaların eleştirilmesi üzerine, bunların devletin aldığı kararlar olmadığı, Bankalar Birliği’nin üyelerine tavsiyesi olduğu söyleniyor.

DÖVİZ TUTULAMIYOR: İktidar dövizi tutmak amacıyla bu güne kadar faizlerin düşük kalması için göz yumduğu SWAP işlemlerini daraltıyor, bu kez 2 yıllık devlet kağıdının faizi yüzde 28’i görüyor. Dolarda, faizde bu dalgalanmalar yaşanırken, kim döviz alıyor, kim döviz satıyor, kimler oturduğu yerden bir iki düğmeye basarak ciddi kâr ediyor. Bazılarının devletin alacağı kararlardan önceden haberi oluyor mu? Servetler nasıl el değiştiriyor?

PANSUMAN TEDBİRLER: Demokrasi ve hukuk devleti bitirildi, bugüne kadar ülkeyi sıcak parayla, borçla şişiren politikalarla biriken kırılganlıklar, ülkeye olan güveni yok eden tek adam parti devleti rejimiyle birleşince dolar yağmurları kesildi. TL serbest düşüşe geçti. Ekonomimiz güçlü diye övünenlerin bu ekonomiyi ne hale getirdikleri artık iyice ortaya çıkıyor.Trump sınırlarına duvar örmekle ve parasını da onlardan almakla tehdit ettiğinde dahi Meksika ekonomisi bu kadar sallanmamıştı. Şimdi “ne olduysa Trump’tan oldu” diye sızlanıp, Katar’dan Çin’den medet ummak, yerel yönetim seçimlerine kadar pansuman tedbirleriyle vaziyeti idare etmeye çalışmak yerine ekonominin içsel dayanıklılığını artıracak, hukuk devletini, ekonominin yarışma gücünü, kapsayıcı büyümeyi ve sürdürülebilirliği sağlayacak ve ülkenin çekiciliğini artıracak bir programı uygulama zamanıdır.