İslami Büyük Doğu Akıncıları Cephesi (İBDA/C) davasından hükümlüyken yapılan yeniden yargılama sonucu 2016 yılın beraat eden Salih Mirzabeyoğlu(Salih İzzet Erdiş) Cuma günü beyin kanaması geçirdi. Yalova Devlet Hastanesi Yoğun Bakım Ünitesinde tedavi altına alınan Mirzabeyoğlu'nun beyin ölümünün gerçekleştiği öğrenildi. (DHA)

 

SALİH MİRZABEYOĞLU KİMDİR?
Salih Mirzabeyoğlu ya da gerçek adıyla Salih İzzet Erdiş (10 Mayıs 1950, Erzincan), İslami Büyük Doğu Akıncıları Cephesi (İBDA/C) örgütünün başı olmakla suçlanıp ömür boyu hapse mahkûm olan 22 Temmuz 2014'te yeniden yargılama talebi kabul edilerek tahliye olmuştur.İlk okulu Eskişehir'de Fatih İlkokulu'nda (1962), orta okulu Mehmetçik Ortaokulu'nda (1965) tamamladı (1968). Yazı ve şiirleri lise yıllarında Babıali'de Sabah gazetesinde yayımlanmaya başladı (1965).

Salih Mirzabeyoğlu Erzincan'da dünyaya geldi. İlköğretim, ortaokul ve liseyi Eskişehir'de tamamladı. 15 yaşında Necip Fazıl Kısakürek ile karşılaştı ve Nakşibendi tarikâtına katıldı.Mirzabeyoğlu'nun ismi 1970'lerde duyulmaya başlandı. İslami gençlik hareketlerinden biri olan Akıncılar'ın kurucusuydu. Gençliğinden itibaren Milli Görüş gömleğini üstüne giymişti. Salih Mirzabeyoğlu'nun genç yaşına rağmen sözüne itibar ediliyordu. Konferanslar veriyor, çevresinde İslam'a gönül veren dinamik gençler toplanıyordu.

1970’lerin ikinci yarısında kurulan Akıncılar Derneği’nin kurucuları arasındaydı. Derneğin politikalarının savunulduğu Gölge ve Akıncı Güç gibi dergileri çıkarttı. Necip Fazıl Kısakürek onun kaleminden çok etkilenmiş, “Benim 40 senedir aradığım ses buydu” demişti.

1975'te Gölge dergisini çıkarttı ve ilk defa Mirzabeyoğlu soyadını orada kullandı. 12 Eylül 1980 askeri darbesi ile sağ kesimden en çok etkilenen isim oldu. Diğer siyasi suçlular gibi askeriye tarafından hakkında tutuklama kararı çıkartıldı ama bu süreçte tutuklanamadı. 1984 yılından itibaren yazı hayatına ve Büyük Doğu - İBDA hareketine ağırlık verdi.

1991 yılında Amerika'nın Irak'a saldırmasıyla oluşan dönemin siyasi atmosferi içerisinde tutuklandı. 28 Şubat askeri darbesiyle birlikte bir gün çocuğunu okula götürürken 1998’de gözaltına alındı. Hakkındaki suçlama sonrasında yasadışı İBDA-C örgütüne liderlik yaptığı gerekçesiyle tutuklandı. Savunmasında kendisini bir teorisyen olarak bıçak yapan birine benzetecekti. İsteyen et keser, isteyen o bıçağı başka amaçlarla kullanırdı.

2001 yılında idamla yargılandı, idam cezası kaldırılınca ömür boyu hapse çarptırıldı. Bolu F Tipi Cezaevinde cezasını tamamlamış ve 23 Temmuz 2014 tarihinde talebini kabule değer gören İstanbul 14’üncü Ağır Ceza Mahkemesi'nin kararıyla tahliye edildi.