Balıkesir 2’nci Ağır Ceza Mahkemesi’nde bugün saat 09.30’da görülmeye başlanan ikinci duruşmaya, Cömert’in annesi Hatice Cömert, ablası Meryem Cömert, abisi Adnan Cömert, CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin Abdullah ve çok sayıda avukat katıldı. Tutuksuz olarak yargılanan sanık polis memuru Ahmet Kuş ise mahkemeye Sesli ve Görüntülü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.

[caption id="attachment_2746450" align="aligncenter" width="1200"]Abdullah Cömert'in ailesi adliyeye böyle geldi. Abdullah Cömert'in ailesi adliyeye böyle geldi.[/caption]

“KİMSENİN CANINA MALINA KASTIM OLMADI”


Mahkemede savunması istenen sanık polis memuru Ahmet Kuş, Gezi olayları öncesinde birçok olaya katıldığını belirterek, “Kimsenin canına, malına kastım olmadı. Beraatımı istiyorum” diyerek beraatını talep etti. Sanık avukatı da, Gezi olaylarını şiddet olayları olarak nitelendirerek müvekkilinin zor şartlarda görev yaptığını ve olayda herhangi bir kasıt olmadığını belirterek Kuş’un beraatını istedi.

“ADALET KADIN ADI OLARAK KALMAMALI”

Davada ifade veren Abdullah Cömert’in ablası Meryem Cömert sanığın en ağır şekilde ceza alması gerektiğini isteyerek, “Ben adalet istiyorum. Adalet kadın adı olarak kalmamalı. Sen Allah’ın adaletinden kaçamazsın. Hatay’dan buraya kadar geliyoruz, sanık muamelesi görüyoruz. Vicdanlı olan, elinizi vicdanınıza koyun. Bir insanın hayatının bedeli bu kadar ucuz olmamalı. Lütfen adaleti sağlayın. Bu olay bizim başımıza geldi. Sizin de gelmeyecek diye bir şey yok. Ben bir ablayım, anlayın beni. Bizim tek tesellimiz ağır bir ceza olacak. Kardeşim hayatta yok artık. Sürgün bir hayat yaşıyoruz. Canın bedeli ağır olmalı, en ağır şeklide yargılanmalı” şeklinde konuştu.

[caption id="attachment_2746449" align="aligncenter" width="417"]Abdullah Cömert, 2013'teki Gezi Parkı protestoları sırasında başına isabet eden biber gazı kapsülüyle yaşamını yitirmişti. Abdullah Cömert, 2013'teki Gezi Parkı protestoları sırasında başına isabet eden biber gazı kapsülüyle yaşamını yitirmişti.[/caption]

“POLİSİN KASITLI ATTIĞI ORTADADIR”

Cömert ailesinin avukatı Hatice Can da raporların yaşanan olayda kasıt olduğunu doğruladığını ve sanığın en ağır şekilde cezalandırılmasını istediklerini belirterek, şunları söyledi:
“Gezinin ilk öldürüleni, katledileni Abdullah Cömert. Eğitim alırken biber gazını hangi açıyla atmaları gerektiği kendi iç tüzüklerinde var. Bunu polisin bilmesi gerekiyor. Gaz kapsülü ensesine geldi. Bir fizik profesöründen TOMA ve Abdullah’ın yerini tespit ettirdik. Raporlar bizi doğruladı. Polisin kasıtlı attığı ortadadır. Görüntüleri izledik, önceki mahkeme heyeti de izledi. Kendi iç ses kayıtları dinlendi. Sanık Ahmet Kuş’un çok fazla küfürlü atış yaptığı raporlarda mevcut. Küfürler eşliğinde kişileri düşman olarak görüyor polis. Emri verenler ile ilgili konu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ndedir. Bu olayda kasıt vardır. En ağır ceza ve tutuklama istiyoruz”

TUTUKSUZLUK HALİ DEVAM EDİYOR

Tarafları dinleyen mahkeme heyeti, sanık polis memuru Ahmet Kuş’u ‘Taksirle öldürme suçundan’ 6 yıl 10 ay 15 gün hapis cezasına çarptırdı. Sanık Kuş’un tutuksuzluk hali devam ederken, Yargıtay’ın vereceği kararın bekleneceği öğrenildi. Karar sonrasında Abdullah Cömert’in annesi Hatice Cömert ve ablası Meryem Cömert fenalaşarak hastaneye kaldırıldı.

CHP’DEN İLK TEPKİ

CHP Balıkesir Milletvekili Ensar Aytekin Abdullah, adliye çıkışında yaptığı açıklamada karara tepki göstererek: “Bu karara yargının sıradan bir trafik kazasına, bir kırmızı ışık ihlaline yaklaşımı neyse o mantık ile yaklaşılmıştır. Bir kişinin hayatı, gencecik bir bedenin hayatı ne yazık ki 6 yıl 10 ay 15 güne, üstelik 5 yıl içerisinde hapsedilmiştir. Ben buradan vicdanlı olan herkese sesleniyorum. Vicdanınızı söndürmeyin, yok etmeyin. Adaletin, hukukun ve hakkın yanında olun” diye konuştu.

YARGILAMA YENİDEN YAPILMIŞTI

Gezi Parkı protestoları sırasında Hatay’da öldürülen Abdullah Cömert’in davasında, polis Ahmet Kuş’un “kastın aşılması suretiyle adam öldürme” suçundan almış olduğu 13 yıl 4 ay hapis cezası Yargıtay tarafından bozulmuş, yerel mahkemenin de bozmaya uyma kararı almasıyla ‘yargılama’ yeniden başlamıştı.