İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 2. Ceza Dairesi, Fetullahçı Terör Örgütü’nün (FETÖ) 15 Temmuz darbe girişimini önceden bildikleri iddiasıyla yargılanan Mehmet Altan, Ahmet Altan’ın da aralarında bulunduğu tutuklu 6 sanığa İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesince verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarına ilişkin istinaf başvurularını inceledi.

Sanığın başvurusu üzerine Anayasa Mahkemesi’nin, Mehmet Altan’ın kişi hürriyeti ve güvenliğinin ihlal edildiğine karar verildiği vurgulandığı tensip tutanağında, Anayasa gereğince Anayasa Mahkemesi’nin kararlarının yasama, yürütme ve yargı organlarını, idare makamlarını, gerçek ve tüzel kişileri bağladığı kaydedildi.

Anayasa Mahkemesi’nin Kuruluş ve Yargılama Usulleri Hakkındaki Kanun gereğince hak ihlali tespit edildiğinde bunun ortadan kaldırılması gerektiğinin de bağlayıcı nitelikteki olduğu da belirtildi. Tutanakta, bu gerekçelerle tutuklu sanık Mehmet Altan’ın tahliye edilmesine karar verildiği belirtildi.

ALTAN'I EŞİ ÜMİT ALTAN, GAZETECİ-YAZAR HASAN CEMAL VE YAKINLARI KARŞILADI

Burada basın mensuplarına açıklama yapan Mehmet Altan, "Türkiye'nin en yüksek mahkemesi Anayasa Mahkemesi. Anayasa Mahkemesi Genel Kurulu ve Avrupa'nın en yüksek mahkemesi Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, baha ağırlaştırılmış müebbet veren İstanbul 26.Ağır Ceza Mahkemesi'ndeki dosyayı, en son halini inceleyerek benim gözaltına bile alınamayacağıma karar verdi. Onun için benim tahliye olmamdan ziyade, gözaltına alınmam hukuksuzdu, sonraki süre ç de hukuksuzdu ve 2 sene yattım. Aynı zamanda 30 yıl hocalık yaptığım 93'ten beri profesör olduğum İstanbul Üniversitesinden de atıldım. Onun için tahliyemden ziyade, Türkiye ve Avrupa'nın en yüksek mahkemelerinin mevcut dosyanın son halini inceleyerek gözaltına bile alınamayacağım kararının üzerinde durulması gerekir. Çünkü beni gözaltına alan birisi var, onu onaylayan birisi var, tutuklayan birisi var, 2 yıl hapishanede dosyalarımı tetkik ederek içeride kalmam gerektiğime onay veren birileri var. Ağırlaştırılmış müebbetle mahkûm eden birileri var, ben bunun atını çizmek istiyorum. Tahliyeden ziyade gözaltına bile alınmamam gerektiğimin vurgusunu Türkiye'nin ve Avrupa'nın en yüksek mahkemelerinin karar vermiş olması. Bunun üstünün örtülüp duruldu." dedi.

ALTAN'DAN İLK AÇIKLAMA

Bundan sonrası için bir planınız var mı? Şeklindeki soru üzerine Altan, "Bir planım, programım yok, Türkiye böyle bir yer. Yani babadan oğula değişeceğini varsaydığım ama bir şekilde hukukun demokrasinin, özgürlüklerin yerleşmediği bir süreç. İnşallah, benim çıkmam evrensel hukukun geri dönmesinin işareti olur ve bunun mağdurları da bir an evvel kurtulur diye diliyorum. Anayasa Mahkemesi kararı bağlayıcıdır. Anayasanın 153.maddesine göre herkes bu anayasa kararına uymak mecburiyetindeydi ama 26 ve 27. Ağır Ceza Mahkemelerinin 2 üyesi buna 11 Ocak'ta uymadı. Ben Anayasanın amir hükmüne rağmen bir de 11 Ocak'tan beri yatıyorum. Yani neresinden tutayım." diye konuştu.

YURT DIŞINA ÇIKIŞ YASAĞI

Mehmet Altan’ın başka suçtan hükümlü ve tutuklu değilse salıverilmesi için ilgili cezaevi idaresine yazı yazılması kararının yer aldığı tutanakta, Altan hakkında yurt dışına çıkış yasağı konulurken, haftanın bir günü ikametinin bağlı bulunduğu zabıta amirliğine imza vermek suretiyle adli kontrol altına alınması karara bağlandı.

21 EYLÜL’E DURUŞMA GÜNÜ

Sanıklar Ahmet Altan, Nazlı Ilıcak, Fevzi Yazıcı, Yakup Şimşek ve Şükrü Tuğrul Özşengül’ün ise tutukluluk hallerinin devamına hükmedilirken, 21 Eylül tarihine duruşma günü verildi. Ayrıca tutuksuz sanık Tibet Murad Sanlıman hakkında “silahlı terör örgütüne bilerek veya isteyerek yardım etme” suçundan verilen beraat kararı onandı.