Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) 2 yıldır cezaevinde tutuklu bulunan HDP'nin eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın makul sürede yargılanmadığını savunarak serbest bırakılmasını istedi.

Karara ilk tepki ise Cumhurbaşkanı ve AKP lideri Erdoğan'dan geldi. Erdoğan. AİHM'nin kararı için "Bizi bağlamaz, karşı hamlemizi yapar işi bitiririz" yorumunda bulundu.

FOTO:DHA - Erdoğan, partisinin grup toplantısı sonrası yaptığı açıklamada FOTO:DHA - Erdoğan, partisinin grup toplantısı sonrası yaptığı açıklamada "AİHM'in verdiği kararlar bizi bağlamaz. Biz karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz." dedi.

"BEDELİNİ ÖDEYEN TÜRKİYE OLDU"


Partisinin grup toplantısının ardından gündeme ilişkin soruları yanıtlayan Erdoğan, AİHM'in Demirtaş ile ilgili kararının hatırlatılması üzerine, "AİHM'in verdiği kararlar bizi bağlamaz. Biz karşı hamlemizi yapar, işi bitiririz. Terörü Türkiye'de dizginleyen hiç bir zaman AİHM olmadı. Bedelini ödeyen Türkiye oldu" dedi.

ERTUĞRUL GÜNAY: AİHM'NİN KARARI BAĞLAYICI

Eski AKP’li Ertuğrul Günay ise Türk yargısının direniş göstererek Türkiye'yi yeni tartışma ve yaptırımlarla muhatap etmemesi gerektiğini savundu. Günay, Twitter'da yazdığı mesajında şu ifadelere yer verdi: “AİHM Kararlarının taraf devletler için bağlayıcı olduğu bilinen bir gerçektir. Yargının yapması gereken, gereksiz direniş ve uzatmalarla Türkiye'yi yeni tartışma ve yaptırımlara muhatap etmek değil, AİHM'de bozulmayacak kararlar vermeye özen göstermektir.”

GARO PAYLAN: DERHAL SERBEST BIRAKIN

HDP milletvekili Garo Paylan da karara ilişkin açıklama yaptı. Paylan "Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi, bugün açıkladığı kararıyla,  Selahattin Demirtaş’ın haklarının defalarca gasp edildiğine hükmetti. 4 Kasım 2016 siyasi darbesi mahkum oldu. Selahattin Demirtaş’ı derhal serbest bırakın" dedi.

HDP'NİN HUKUKÇU KURMAYLARI TOPLANDI

Selahattin Demirtaş'ın partisi HDP'nin de harekete geçtiği bundan sonraki yol haritası için partideti hukukçuların biraraya geldiği öğrenildi. Demirtaş'ın talebi doğrultusunda da davayı takip eden hukukçuların ortak yazılı bir açıklama yapmak için buluştukları bildirildi.

NE OLMUŞTU?

Dokunulmazlıkların kaldırılmasına yönelik Anayasa değişikliğinin 20 Mayıs 2016’da kabul edilmesiyle Selahattin Demirtaş hakkında başlatılan süreçte, HDP’li milletvekilleri, hukuksuz olduğunu savunup, ifade vermeyi reddetti. Partinin o dönemdeki eş genel başkanları Selahattin Demirtaş ve Figen Yüksekdağ ile birlikte HDP’li 9 vekil; ‘suç işlemek amacıyla örgüt kurmak’, ‘terör örgütü üyeliği’, ‘örgüt adına suç işlemek’ ve ‘propaganda’ suçlarını işledikleri gerekçesiyle çıkarıldıkları adli mercilerce tutuklanıp, cezaevlerine konuldu.

Tutuklanan Demirtaş hakkındaki dosyaların 31’i Diyarbakır Başsavcılığı’nca birleştirilerek, ‘ana dosya’ haline getirildi. Diyarbakır 8’inci Ağır Ceza Mahkemesi’ne açılan ana dava, daha sonra güvenlik gerekçesiyle Ankara’ya nakledildi. Bu dosyadan 142 yıla kadar hapsi istenen Demirtaş, ilk savunmasını tutuklandıktan 460 gün sonra yaparak, yargılanmasının bütünüyle dayanaksız olduğunu öne sürdü. Tutukluluğunun Anayasa ve CMK’ya aykırı olduğunu duruşmalarında savunan Demirtaş, diğer HDP’lilerle birlikte Anayasa Mahkemesi’ne (AYM) başvurdu. AYM süreci uzayınca Demirtaş ve HDP’li vekiller, AİHM’ye gitti. Bu süreçte AYM tarafından HDP’lilerin tutukluluk dosyalarının incelenmesine başlandı ve tamamı reddedildi.

AİHM tarafından tutuklu vekillerin dosyalarının birleştirilerek, Türkiye’den savunma istendi. Türkiye’den geçen yıl mahkemeye gönderilen 130 sayfalık savunmada, iç hukuk yollarının tüketilmemesi nedeniyle başvuruların reddi talep edildi. AİHM, 2 yılı aşkın süredir Edirne F Tipi Cezaevi’nde bulunan Demirtaş’ın tutukluluğunun sonlandırılmasına karar verdi. Selahattin Demirtaş ve HDP’li vekillerin dosyalarını birlikte açıklaması beklenen AİHM, sadece Demirtaş kararını açıklayacağını geçen hafta bildirmişti.

FOTO:İHA- Selahattin Demirtaş, 5 Kasım 2016'da tutuklanak cezaevine gönderildi. FOTO:İHA- Selahattin Demirtaş, 5 Kasım 2016'da tutuklanak cezaevine gönderildi.

KARAR NE ANLAMA GELİYOR?


Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Selahattin Demirtaş hakkında verdiği karar, Türkiye açısından 15 Temmuz sonrası bir dönem için ilk. Daha önce tutuklanan gazeteciler, kamu görevlileri ya da siyasetçiler için Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) başvuru yapılmış olmasına rağmen 18. Maddeyi çalıştırmayan AİHM, Demirtaş’ın haklarının “18. Madde çerçevesinde” ihlal edildiğine hükmetti.

Demirtaş hakkında 18. Maddenin uygulanması, AİHM’in tutuklama kararını ‘hukuki’ değil, ‘siyasi’ gerekçelerle verildiğine hükmetmesi anlamına geliyor. AİHM daha önce 18. Maddeyi Gürcistan ve Azerbaycan için işletmişti. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin tarafı olan, AİHM kararlarına uyacağını da Anayasası’na koyan Türkiye, karar uyarıca Demirtaş’ı serbest bırakması gerekiyor.  AİHS’in 18. maddesi'nde AİHM’e taraf olan ülkelerin olağanüstü hal dönemlerindeki hak kısıtlamalarına ilişkin hükümlerin uygulanıp uygulanmayacağını düzenliyor.

Türkiye, 15 Temmuz sonrasında sözleşmesinin bazı maddelerini OHAL kapsamında askıya almış, bunu da AİHM’in çatısı altında bulunduğu Avrupa Konseyi’ne bildirmişti.  Söz konusu maddede, "Anılan hak ve özgürlüklere bu sözleşme hükümleri ile izin verilen kısıtlamalar, öngörüldükleri amaç dışında uygulanamaz" ifadesi yer alıyor.
Demirtaş davasında Türkiye’nin bu hükmü ihlal ettiğine karar veren AİHM, böylece mahkemelerce anılan Demirtaş’ın tutuklanmasına ilişkin kararın hukuki olmadığını karara bağlamış oldu.

TÜRKİYE KARARA UYMAZSA NE OLUR?

Türkiye’nin Demirtaş hakkındaki AİHM kararına uymaması halinde Avrupa Konseyi’nde bir dizi yaptırıma maruz kalabilir. Avrupa Konseyi Türkiye’ye şu yaptırımları uygulayabilir;

1- İnsan hakları ihlal eden bir üye devletin konseydeki temsil hakları askıya alınır. İhlal devam ederse taraf devletin Avrupa Konseyi üyeliğinden çekilmesi Bakanlar Komitesi tarafından istenebilir
2- Avrupa Konseyi’nin Parlamenterler Asamblesi’nin iç tüzüğü ve 1115 sayılı bir kararı var. Bu hak ihlallerine ve kararlarını uygulamayan devletin denetim sürecine alınmasını öngörüyor. Parlamenterler Asamblesi üye devletin uluslararası delegasyonda yer alan parlamenterlerin yetki belgesinin iptal edebilir.
3-  Türkiye kararlara uymamayı sürdürürse, Avrupa Konseyi’nden uzaklaştırılabilir.