Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, olağan haftalık basın toplantısında gündeme yönelik önemli açıklamalarda bulundu. Partisinin genel merkez binasında düzenlenen basın toplantısında Karamollaoğlu, ekonomi başta olmak üzere McKinsey ve son dönemde artan terör olaylarına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

"MİLLET 8 DEĞİL YERİ GELDİĞİNDE 8 BİN ŞEHİT VERİR"

Karamollaoğlu, bu hafta hain terör örgütü PKK tarafından gerçekleştirilen saldırılarda Batman’da 8, Hakkâri Çukurca’da 1 askerimizin şehit düştüğünü hatırlatarak,  şehit askerlere Allah’tan rahmet, ailelerine millete baş sağlığında bulunarak konuşmasına başladı.  Terörün hedefine ulaşamayacağının altını çizen Karamollaoğlu, “Terör bütün söylemelere ve mücadelelere rağmen engellenmemektedir. Esas sıkıntı burandan kaynaklanıyor.  ‘8 şehidimiz var biz bu teröristler bilsin 800 terörist öldürerek ödeteceğiz’ şeklinde bir ifade kesinlikle yanlış bir ifadedir. Terörün bu ifadelerle önlenmesi mümkün değildir. Terör rakamların yarıştığı skor tabelasıyla önlenemez. Bu millet 8 değil yeri geldiğinden 8 bin şehit verir. Ama bu vatandan birliğinden asla vazgeçmez” diye konuştu.

"MCKİNSEY’İN IMF’YLE ZİHNİYETİ AYNIDIR"

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın ‘ABD’li McKinsey şirketinden fikri danışmanlık hizmeti almayacağız’ açıklamasına değinen Karamollaoğlu, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Mckinsey açıklamasına sevindik. Biz bu açıklamayı yeterli bulmadığımızı da ifade etmekte imtina edemeyiz. Bu açıklama yetmez. Hatadan dönmek erdemdir. Bu konuda öyle bir adım atmakta olumlu bir kanaat millette oluşturur ama biz bunun anlaşma başlangıçta yapılırken Maliye ve Hazine Bakanlığı’ndan ile Sanayi Bakanlığı’ndan sorumlu olan bakan ‘biz bakın IMF’den kurtulduk ama içimizde bulunduğumuz sıkıntılar kurtulmak için meşhur Mckinsey firmasıyla anlaşma yaptık. Bütün mali işlerimizi inceleyip ve irdeleyecektir. Bu konuda bize tavsiyelerde bulunacaklar’ dedi. Bunu Bayın Albayrak’ın Cumhurbaşkanı Erdoğan’a sormadan alma ihtimalini mümkün görmüyoruz. Bunun temel sebebi medyanın yüzde 95’ini iktidarın elinde bulundurmasına rağmen tabandan gelen tepkiyi önleyememiştir. Türkiye bir bütün olarak atılan bu adıma çok büyük tepki gösterdi. Hükümet geri adım atmak zorunda kalmıştır. Şunu herkes bilmelidir ki, McKinsey ardından başka adımlar atılacak. IMF’den kurtulduk dedikleri için IMF kapısına gidemiyorlar. McKinsey’in IMF’yle zihniyeti aynıdır” ifadelerini kullandı.

"MCKİNSEY DEĞİL, MİLLİ GÖRÜŞ’E KULAK VERİN"

Karamollaoğlu, Türkiye’de ekonomi konusunda hükümete danışmanlık yapacak onlarca ekonomistin olduğunu belirterek, konuşmasına şöyle devam etti:  “Hükümete görev alacak yüzlerce ekonomist var. Sayın Cumhurbaşkanı bu ekonomistlerle daha önce çalıştı.  Ama onlar farklı fikirler beyan edince uzaklaştırıldı. Uzun tecrübesi olan kimse kalmadı. Bizde yaptığımız konuşmalarda, ‘bize bir kulak verin’ dedik. Saadet’in söylemlerini bir dinleyin. Bundan istifa edersiniz. Bu aynı McKinsey’den danışmanlık almayacağız gibi oldu. Biz geçmişte Suriye politikasında ‘ABD’li partrenizle hareket etmeyin’ demiştik. Şimdi aynı noktaya geldiler. Ekonomide ise ‘McKinsey değil, Saadet Partisi’nin ve Milli Görüş’ün söylemlerine kulak verin’ demiştik. Bugün aynı noktaya geliyorlar. Şehir hastaneleri ve şeker fabrikalarında rant lobisi değil, Saadet Partisi’nin hazırladığı raporlara itibar edin. Biz seçimden önce ‘üretime dönük olmayan bütün yatırımları durdurmanız icap eder’ demiştik, bizi ihanetle suçlamışlardı. Bugün eğer bizim o söylemlerimize itibar etmiş olsalardı. Kendileri aynı kelimeleri kullanmak mecburiyetinde kalmazdı. Şimdi onlar, ‘üretime dönük olmayan bütün yatırımları durduk’ diyorlar.”

"MİLLİ GÖRÜŞ PRENSİPLERİNE DÖNÜN"

“Bugün iktidara bir kez daha sesleniyorum” diyen Karamollaoğlu, “Geçmişte Milli Görüş çatısı altında politikalarımızı birlikte ürettik. Şimdi eğer McKinsey gibi şirketlerin kıskacından kurtulmak istiyorsanız, lütfen Milli Görüş prensiplerine dönün ve onun verdiği ferasetle politikalarla sorunları çözün. Eğer böyle yapmış olsaydınız, ne McKinsey’den umut bekler hale nede IMF kapısına gitmiyoruz diye böbürlenme noktasına gelmezdiniz. Biz danışmanlık ücreti için de bir kuruş almayacağız. Lütfen alçak gönüllük gösterin milletimizin ve özellikle sizin içine sürüklendiğiniz problemlerden nasıl kurtulacağınız noktasında biraz söylemlerimize kulak kabarttın” ifadelerini kullandı.

"VATANDAŞ PERİŞAN"

Karamollaoğlu, son üç ayda elektriğe yüzde 54 zam yapıldığına dikkat çekerek, “‘Bunun arkası da daha zam gelecek diyorsunuz.’ Una, yağ zam yapmaya kalkanlara da ceza vermeye kalkışıyorsunuz, sonrasında ise fırıncı da ‘ben bu şartlarda ekmek satmam’ diyor. Bir işadamı aldığı hammaddelerin yerine göre fiyatı yüzde 100 yüzde yerine göre 70 artmış. Şimdi siz ‘kendisine zam yapma.’ Hangi esnaf zararına vatandaşa bir hizmet götürebilir. Siz zammın ölçüsü konusunda tavsiyelerde bulunabilirsiniz ama siz kimseye ‘maliyetinin altında sat’ diyemezsiniz. Esnaf hayatını idare etmek için kendi karını ekleyecek. Devlet olarak siz ayakta kalamadığınız için her şeye zam yaparken, esnafı sadece son tüketim malı fiyatında sıkıştırmaya kalkarsanız bütün sanayi durur. Ekmek çıkmaz. Siz bunun tedbirini önceden alacaktınız. Kendilerinin bu probleme sebep olduklarının farkında değiller.   Çok ciddi şekilde fiyat artışlarıyla mücadele ettiklerini söylüyor. Ekonomi böyle yönetilmez. Ne yazık ki hükümet fırsatçılık yapıyor. Fırıncı perişan, üretici perişan, emekli perişan ve vatandaş hepsinden perişan!”   ifadelerini kullandı.

"EKONOMİ DEĞİL, DEMOKRASİ DE DİNAMİTLENİYOR"

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Mart yerel seçimleri geliyor. Teröre bulaşmış olan bu kişiler aday olacak olursa, sandıktan çıkacak sonucu beklemeden gereğini yapıp kayyum atarız” açıklamasına değinen Karamollaoğlu, “Açıklaması bizi şaşardı. Çünkü bir yerde aday olmak için ‘teröre bulaşmadı belgesini’ alması gerekiyor. Seçim Kurulu’nda da ‘onay kâğıdı’ alması gerekiyor. Eğer hatası olan varsa burada Seçim Kurulu olur. Onları cezalandırmak gerekiyor. Eğer böyle bir durum yoksa siz bunları hangi gerekçeyle terörist ilan edebilirsiniz. ‘Biz senin terörü bulaştığın konusunda bir kanıya sahibiz. Kayyum atarız’ dersiniz.  O zaman bu memlekete demokrasi yok olur. Demokrasinin gereği şudur, seçimden çıkana saygı duymak gerekiyor. Halkın temsilcisidir. Cumhurbaşkanı ne diyor, ‘5 yılda bir seçime gidiyoruz. Kim çıkarsa ona saygı duymak lazım. Bu demokrasinin gereğidir ve adaletin gereğidir.’ Peki bu bir belediye için neden geçerli değil. Şimdi biz bunu söyledik diye kampanya başlatacaklar. ‘Siz teröre destek veriyorsunuz’ diyecekler. Destek vermiyoruz. Bize yetki verildiğinde terörün kökünü keseceğiz. Adaletten bahsetmek teröriste destek olarak algılanabilir mi? Teröristler adaletten istifade edemezler. Siz terörist diye belirlediğiniz kişilerde adaletin dışına çıkarsanız siz suç işlemiş olursunuz. Adaletten sapmamız lazım. Bu teröristin ekmeğine yağ sürer. Milli iradenin tecelesine engellemeye yönelik her engel kötülüktür” diye uyardı.

"İKTİDARI İTİDALE DAVET EDİYORUZ"

Ülkenin zor bir süreçten geçtiğini belirten Karamollaoğlu, “Bunu süreci muhalefeti ve iktidarıyla birlikte çıkarız. Dünya karışıyor. Ortadoğu karıştı. İçinde bizim söylemlerimiz doğru. Bundan hem iktidar hem millet hem de bulunduğumuz bölge yararlanır. Bölgemizde huzurun temelinde adalet yatar. Görevlerin liyakate göre verilmesi yatar. İstişare yatar. Hoşgörü yatar. Milli gelirin adil dağıtılmasıyla yatar. Dış politikada şahsiyetli bir politika yatar. İktidar mensuplarını itidale ve istişareye davet ediyoruz” dedi.

"VAY MİLLETİN HALİNE"

Gazetecilerin “Enflasyonda yüzde 10 indirimi yapıldı, bu durum asgari ücrete yapılacak zammın düşürülmesi olduğu ifade ediliyor. Siz bu konuda ne düşünüyorsunuz” sorusuna cevap veren Karamollaoğlu, “Ekonomi bir bütündür. Arkadaşların benimsediği ekonomik sistem liberal ekonomik sistemdir. Siz fiyatlara müdahale ederseniz çok farklı problemler ortaya çıkar. Bunun çözümü bu şekil olmaz. Zamlara gelince, ‘enflasyonun yüzde 1’inin altında zam yapılması vatandaşa zulüm etmek’ demektir. Bunu düşünüyorlarsa vay milletin haline o zaman” dedi.

"KENDİLERİNE PAY ÇIKARIYORLAR"

Bir gazetecinin “MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin yerel seçimler için ‘kombin sistemi’ni önerdiğini söz konusu durumda başkan AK Partili yardımcısı MHP’li olacak. Siz bu konuyu nasıl değerlendiriyorsunuz” sorusuna yanıt veren Karamollaoğlu, “Bu tabi karşılıkla anlaşmayla yapılabilir. Bu kanuna geçemez. Bu iki parti altında yapılacak bir mutakabattır.  Kendileriyle uzlaşan partiler de bunu yapar. Buna ‘ittifak, işbirliği’ ne derseniz deyin. Buda kendine pay çıkarmak var” ifadelerini kullandı.