Haberi yapan muhabir ve sorumlu müdür hakkında zaman aşımından dolayı takipsizlik kararı verilirken, Süleyman Yeşilyurt hakkında da 2013 yılında “Kamu görevlisine karşı görevinden dolayı hakaret” suçundan 1 yıldan 2 yıla kadar, “İftira” suçundan da 1 yıldan 4 yıla kadar hapis istemiyle dava açılmıştı.
YARGITAY DAVAYI ESASTAN BOZDU
Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi zaman aşımı gerekçesiyle dosyanın düşmesine karar vermişti. Kararın ardından, İlker Başbuğ avukatı aracılığı ile yerel mahkemenin kararını temyiz etti. Yargıtay 8. Ceza Dairesi Başbuğ'un temyiz gerekçesini yerinde bularak dosyayı esastan bozdu.
“HAKARET VE İFTİRADAN CEZALANDIRILSIN”
Bakırköy 2. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen karar duruşmasına İlker Başbuğ’un avukatı İlkay Sezer ile sanık Süleyman Yeşilyurt’un kızı olan avukatı Berrin Yeşilyurt katıldı. Avukat İlkay Sezer, “Sanık Yeşilyurt, röportajı veren kişi olduğu için eser sahibi statüsünde değildir ve dolayısıyla basın kanundaki 4 aylık zaman aşımı süresine tabi olmayacaktır. Sanığın röportajda belirttiği hususlar müvekkilin görev yaptığı döneme ilişkin olduğundan kamu görevlisine hakaret ve iftira suçundan cezalandırılmasını talep ediyoruz” dedi.
“ZAMAN AŞIMI SÜRESİNİN DOLDUĞU KANAATİNDEYİZ”
Yeşilyurt’un avukatı Berrin Yeşilyurt ise “Röportajı yapan muhabir ve gazetenin yetkilisi zaman aşımı süresinden faydalanmış, sadece müvekkilim hakkında bu hüküm uygulanmayarak yargılamaya devam edilmiştir. İçerikte yalan, hakaret ve iftira niteliğinde herhangi bir söz yer almamaktadır. Ayrıca Genelkurmay Başkanlığının yalanlaması olayın gerçek olmadığını göstermemektedir. Müvekkil sadece düşüncelerini açıkladığı bir röportaj vermiştir. Röportaj verdiği için eser sahibidir ve zaman aşımı gerçekleşmiştir. Beraatini talep ederiz” diye konuştu.
Mahkeme, sanığın üzerine atılı suçların unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatına karar vererek davayı bitirdi.
