Her yıl binlerce hastanın tedavisini üstlenen, erken tanının önemi için yüzlerce farkındalık projesine imza atan Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman, “Muhteşem ve inanılmaz’ diye nitelendirdiği SÖZCÜ’nün kampanyasıyla bir ilke imza atıldığını vurguladı. Yıllardır “Küçük de olsa bağış yapın. O küçük bağışlar bir kişinin yaşaması için çok değerli” diyerek vatandaşlara seslenen Burak Duruman, SÖZCÜ’nün başlattığı vefat ve başsağlığı ilan gelirlerinin bir kısmının bağışçının seçeceği derneğe bağışlanacak olmasını şu sözlerle değerlendirdi:

“Proje muhteşem ve inanılmaz. Kimler düşündüyse hakikaten eli öpülecek insanlar. Bana göre çok önemli bir şey yapıyorsunuz. Derneklerin bu bağışların nereye gittiğini bilecek olması da çok önemli. Maalesef hiçbirimiz dünyada kalmayacağız. Vefat ilanlarının belirli bir gelirini vereceksiniz ve anladığım kadarıyla bunu devamlı yapacaksınız. Bir kerelik de değilmiş. Çok önemli bir şey yapıyorsunuz. Tüm dernekler adına Allah razı olsun. Her kuruş çok değerli. Başlattığınız kampanya ile bize de bağış gelirse biz de kendi içimizde vefat eden vatandaşımız için dualar edeceğiz. Çünkü onların vermiş olduğu ilan neticesinde birçok hastamız kurtulacak. Bir hayat giderken bir hayata can vermiş olacaklar. Gazetenizi can-ı gönülden tebrik ediyorum.”

08-kanser1 Türk Kanser Derneği Başkanı Burak Duruman

Sağlıklı yaşam için topyekün ayaklanmalıyız


54 yıl önce kurulan Türk Kanser Derneği, bugüne kadar 1 miyon 700 bin kişiye dokunarak imkanları kısıtlı hastaların tedavilerini, erken teşhis, tarama ve takiplerini üstlenen bir kurum. Kanser tedavisinde çok önemli yeri olan psikolojik destek de veren dernek bu yıl kanser tedavisi için şehir dışından gelen hastaların tedavi sürecinde konuklayabileceği MucizEvi Projesi’ni de hayata geçirdi. Türkiye’de giderek artan kanser hastalıklarına dikkat çekmek ve önlemek için neler yapılması gerektiği konusunda her yıl yüzlerce farkındalık projesi üreten derneğin başında ise kansere topyekün savaş açmış işadamı Burak Duruman var. Kendisini kanser hastalarına adayan Duruman, her fırsatta “Kansere yakalanmaktan değil geç kalmaktan korkulmalı. Artık bir ayaklanmanın başlaması lazım. “Sadece kansere karşı değil, sağlıklı yaşam için topyekün ayaklanmalıyız” diyor.

GİDECEK YERLERİ OLMUYOR

- MucizEvi’ndeyiz... Bu proje nasıl başladı?

İstanbul dışından gelen binlerce kanser hastası var. Kemoterapisini yaptırmamız kolay. O gün bağışıklık sisteminiz düşüyor. Akşam düzgün bir yerde uyumanız lazım. Üşümemeniz, hasta olmamanız lazım. Yediğiniz şey çok önemli. Biz de büyükşehirlere tedavilerini olmak için şehir dışından gelen hasta ve refakatçilerinin kalabileceği bir ortam yaratmak istedik. İlkini 50 yataklı olarak Türk Kanser Derneği binamızda oluşturduk.

- Yeni projeniz MucizeEvi nasıl doğdu?

MucizEvi için çok uğraştık çünkü çok büyük bir problemdi. Onkoloji hastanesi hizmeti olmayan illerimiz var. Onun için büyük illere gönderiliyorlar. Günlük tedavide olanlar da var. Yani kemoterapisini aldıktan sonra “Eve gidin” denilen hastaların bir kısmının gidecek bir yeri olmuyor çünkü şehir dışından geliyor. Tedaviler sırasında hijyen çok önemli. Kışın soğukta, otobüs duraklarında yatanlar var. Büyük uğraş verdik; 50 odalı 3 öğün yemekleri, sıcak suları, elektrikleri, refakatçileriyle birlikte kalabilecekleri bir merkez yarattık. Psikolojik destek de alabiliyorlar. Aynı zamanda hobi alanları oluyor. Okulundan ayrı kalmak zorunda kalan bir lösemili çocuğa eğitimini de vermeye çalışıyoruz.

turk-kanser-dernegi-logo

ODALARIMIZ HÂLÂ BOŞ

- Nasıl başvuruyorlar?

Çoğu başvuramıyor çünkü böyle bir yer olduğunu bilmiyorlar. Bunun il sağlık müdürlükleriyle ve valiliklerle halka duyurulması lazım. Sizin yaptığınız bu imkan da çok önemli. Bizim İstanbul’da değil Anadolu’da duyulmamız gerekiyor. Valilikler, belediye ve muhtarlıklar yardımıyla hızlı yayılması lazım. Maalesef bu konuda herkes harika bir iş diyor ama bizim odalarımız hâlâ boş. Demek ki Anadolu’da bunu yeteri kadar duyuramamışız.

- Şu anda kaç hasta ve yakını konaklıyor?

Hasta sayımız değişiyor. 2 aydır annesiyle kalan Yağız diye bir çocuğumuz var ameliyatını da Türk Kanser Derneği gerçekleştirdi. Bir ay kalan da var, 3 gün kalan da. Bugün 25 hastamız var.

- Burada konaklamak için şart var mı? 

Kalabilmesi için hasta olma şartı var. Gelir durumuna bakıyoruz ama çok büyük araştırmalardan geçirmiyoruz. İlla çok düşkün olmaları gerekmez. Zaten hayat çok pahalı. İmkanı kısıtlı hastalar diyebiliriz. İstanbul da çok büyüdü. Evi uzak olup dinlenmek için gelmek isteyene de kapımız açık.

İstanbul Şişhane’deki dernek binasını hastaların ücretsiz konaklayabileceği 5 yıldızlı otel konforuna dönüştüren Başkan Burak Duruman, daha çok hastaya ulaşmak istediklerini söyledi. İstanbul Şişhane’deki dernek binasını hastaların ücretsiz konaklayabileceği 5 yıldızlı otel konforuna dönüştüren Başkan Burak Duruman, daha çok hastaya ulaşmak istediklerini söyledi.

MucizEvi için ayda 50 bin lira lazım


- Ne kadar desteğe ihtiyacı var bu projenin?

Burayı çalıştırabilmek için ayda 50 bin lira paraya ihtiyaç var. Şu anda herkes alkışlıyor, “Harika iş yaptınız” diyor ama kimse bağış yapmıyor. Buranın yemeği, transferleri, güvenliği, faturaları var; tüm bunlar için bağışlara ihtiyaç var. Türk Kanser Derneği 1964’te kurulmuş bir dernek. Bugüne kadar 1 milyon 700 bine ulaştı baktığımız, dokunup yardım ettiğimiz hasta sayısı. Türkiye’nin en önemli derneklerinden biri.

- Derneğinizin en önemli görevi imkanı olmayan hastaları tedavi ettirmek mi?

2 milyona yaklaşan tedavi, ikinci görüş, tanı, takip, psikolojik destek. Bunları yaparken kendi şehirlerinde de devam ettirdik. İlla İstanbul’a gelmeniz gerekmedi. Bir de bundan 10-15 sene önce bilinirlik, farkındalık diye bir şey yoktu. Onun için sadece hasta bakılıyordu ama artık farkındalık yaratmaya çalışıyoruz. Farkındalıkta Türkiye ne yazık ki iyi değil. Nedense taramalarını bile yaptırmıyoruz. Biz hep şunu söylüyoruz: “Kansere yakalanmaktan korkma, geç kalmaktan kork.” Çünkü tedavisi var artık. Erken teşhis edilirseniz tedavi oluyorsunuz. Bu farkındalığı hep birlikte yaratmamız lazım. Bu artık bireysel bir sorumluluk.

Yağız Özsayın annesi Şehbal Civeleker Yağız Özsayın annesi Şehbal Civeleker

MUCİZEVİ’NDE KALAN HASTALAR ANLATIYOR:


- Oğlu Yağız Özsayın’ın tedavisi için Antalya’dan gelen Şehbal Civeleker (48): “Oğlum 2 yaşına yoğun bakımda girdi. Beyin tümörü hastası ve yaklaşık 2 aydır MucizEvi’nde kalıyoruz. Son 1 aydır hastanedeydik. Ameliyatını da Türk Kanser Derneği yaptırdı. Bugüne kadar bütçemizin yettiği kadar konaklamaya çalıştık. Burası bizim için kurtuluiş oldu. Kendi evimiz gibi. Odalarımız çok rahat. Kitabımızı okuyup internetimize giriyoruz. Böyle bir yerin kurulması gereçekten mucize.”

- Tedavisi için Elazığ’dan İstanbul’a gelen 23 yaşındaki Elif Naz: “1 aydır MucizEvi’nde kalıyorum. Kendi evimiz gibi.”

- Bursa İnegöl’den gelen kanser hastası Rana Rahim: “Allah bin kere razı olsun. 1 aydır burada kalıyorum, Cerrahpaşa Tıp Fakültesi’nde tedavim devam ediyor.”

- Kanser tedavisi gören Emine Demir: “Böyle yerleri çok aramıştık ama yoktu. Haberlerde görünce çok sevindik. Rahatımız çok iyi, böyle yerler artsın, kapanmasın diye dua ediyoruz. Hastanemize 10 dakika. Her şeyimizi karşılıyorlar. 7 yıldır İstanbul’a gelip gidiyoruz. Bu yıl rahat ettik.”

Türk Kanser Derneği’ne her yıl 40-50 bin hasta başvuruyor... Türk Kanser Derneği’ne her yıl 40-50 bin hasta başvuruyor...

Tüm taramalar ücretsiz yapılıyor


- Siz taramaları da ücretsiz yaptırıyorsunuz...

Evet ücretsiz yaptırıyoruz ama bunun için “İstanbul’a gel” demiyoruz. Kendi illerinde de yapılabiliyor. Tarama deyince korkuyor insanlar ama çok basit testlerle hayatımız kurtuluyor. Daha çok kişiye ulaşmamız lazım.

- Türk Kanser Derneği’ne bağışların önemi nedir?

Bireysel bağışlar çok önemli. Bizim derdimiz çok büyük paralar değil. Gelişmiş ülkelerdeki gibi ayda 10 lira verebilseler bizim yapamayacağımız iş kalmaz. Çok ufak paralara çok büyük işler yapıyoruz. Türk Kanser Derneği’nin bir sıkıntısı da adınızda kanser olunca sizi görmek istemiyorlar. Ama bu kanser ailenizde mutlaka bir kişide var. Bağışlar halka inerse bunlar hastalarımıza, ilaç paralarına, MucizEvi’mize, psikolojik desteklere, transferlere, nakillere gider. Kemoterapi serum kutuları icat ettik. Tüm Sağlık Bakanlığı hastanelerine yolluyoruz. Çocuklara kemoterapi alırken moral oluyor. İnsan başına gelmeyince anlayamıyor. Çok yardıma ihtiyacımız var ve bu başka bir işe benzemiyor. Kanser maalesef hepimizin yakalanabileceği bir hastalık. Onun için el ele vermemiz gerek. Ele ele tutuşmayı iş haline getirmeyi becermemiz lazım.