Türkiye Emekliler Derneği Konya Şube Başkanı Gülhan Çağlar gündeme dair değerlendirmesinde şu ifadelere yer verdi:

"Ekonomi çökerken emeklinin derdi de para. Bugün her emekli olan insan birkaç iş daha yapıyor. Kişi mutlaka üçüncü bir iş daha yapıyor. Emekli insan artık garsonluk, pazarcılık ya da gücüne göre sanayi de çalışıyor.
Mesela bir öğretmen emeklisi, maaşı yetmiyor, yıllarca devlete hizmet etmiş binlerce öğrenci yetiştirmiş, bugün pazarda limon satarken karşınıza çıkıyorsa hiç şaşırmayın. Ve vasıflı bir işçi emekli olmuş, birçok üyemiz var farklı işlerde çalışmaya devam ediyorlar."

"Eskiden emekli olan bir kişi, emekli parası ile ev ya da araba alabilirdi. Bugün, kredi kartı borçları ödenemiyor. Emekli olan da iyi bir emekli maaşı alamıyor. Seyyanen bir zamla bu durumun düzeltilmesi gerekiyor. Sigorta priminin düşük yatırılması kişinin suçu değil, iş verenin hatası. Şimdi, primi dolanlarda yaşı bekliyor. Sigortası yatsa maaşı düşüyor, sigortası olmasa ya çalışamayacak ya da haklardan faydalanamayacak. Bu seferde emekli olunamıyor. Birçok insanımızda aslında emekli olmuş ancak yaş bekliyor."

EMEKLİ YAŞI 50 OLMALI


"Devleti idare edenler bizi dışarı ile mukayese ediyor. Türkiye şartlarında, 60-65 yaşındaki insan elinde bastonla geziyor. Bizim insanımız için yaş sınırı düşürülmeli. Türkiye standartlarında 50 yaş emekli yaşı olmalı. Emekli olan, ikinci bir işe ihtiyaç duymamalı ve yerini genç nüfusa bırakmalı. Günü dolan insanın, tamam emekli oluyorum diye yerini sevinerek bir başkasına bırakabilmeli. Yarından ümidi olmayan bir nesil, sırf çalışmak için çalışmaya çalışıyor."

BAKAN OLSAYDIM


"O imkanlar elimde olsaydı, Türkiye genelinde, asgari ücretin 2 bin 500 lira olmasından başlardım ve sağlığa yönelirdim. Hiçbir kimsenin eczaneye gittiğinde, "param yok şu ilacı alamadım" demesin diye çalışırdım."