Gaziantep çiftçisinin bir zamanlar geçimini sağladığı bağcılık, kentte bitme noktasına geldi. Gübre, ilaç, mazot gibi tarımsal ürün girdilerinde yaşanan artış, çiftçiyi zor duruma soktu. Masraflar artınca üreticiler, üretimi daha az masraflı antepfıstığı ve zeytine yöneldi.

G Gaziantep Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Kenan Seçkin

TEKEL FABRİKALARI İLE ÇİFTÇİ GEÇİMİNİ SAĞLIYORDU


Gaziantep’in bağcılıkta geldiği son durumu değerlendiren Ziraat Mühendisleri Odası Başkanı Kenan Seçkin, “Gaziantep’in etrafındaki tüm köyler ‘pekmezciler köyü’ olarak bilinir. Bunun da sebebi tamamen, bağ tarımı yapılıyor. Başka tarım yok ve elde ettiği bağlardan pekmez yaparak geçimini sürdürürlerdi. Daha sonralarında ise tekel fabrikaları kuruldu. İnsanlar elde ettiği ürünleri tekel fabrikalarına vererek geçimini idame ettiriyordu” dedi.

FABRİKALAR KAPATILINCA BAĞCILIK DA BİTMEYE BAŞLADI

TEKEL fabrikalarının kapatılması ile kentte bağcılığın da bitme noktasına geldiğini anlatan Seçkin, “Tekel fabrikaları kapatılınca bağcılık da bitme noktasına geldi. Çünkü kuru üzüm tüketim kapasitesi bellidir. Bugün İslahiye bölgemizde halen bağcılık can çekişse de birçok sorun olmasına rağmen devam ediyor ama maalesef Gaziantep merkez pekmezci dediğimiz köylerde bağcılık bitme noktasında. Bunun sebebi de tamamen arz-talep. Çünkü üretiyorsun, ürününü satacak yer bulamadığın zaman elinde kalıyor. Kurutuyorsun, satamıyorsun. Uygun depolama şartlarında depolayamıyorsun” diye konuştu.

EVLİYE ÇELEBİ’NİN ANLATTIĞI GAZİANTEP’TEN ESER YOK

17. yüzyılın önde gelen gezginlerinden Evliya Çelebi’nin Gaziantep’ten ‘Bağlar içinde bir şehir’ diye bahsettiğini anımsatan Seçkin, şöyle devam etti: “Tekel fabrikalarının kapatılması, bölge bağcılığına büyük bir zarar verdi. İlerleyen yıllarda bu oran daha da düşecek. Gaziantep’te 2004’ten bu yana 6 tane büyük kuraklık yaşadı. Dolayısıyla mutlak suretle Gaziantep’te şu anda yüzde 70’in üzerinde dikili bir tarım var. Artık bağcılık yerine antepfıstığına kısmen de olsa zeytine kayıyor.”

ANTEPFISTIĞININ GETİRİSİ ÇOK DAHA FAZLA

ZMO Şube Başkanı Seçkin, “Antepfıstığının getirisi bağcılıktan çok daha fazla” diyerek, “Artık çiftçilerimiz ekonomik olarak, hangisinin daha çok getirisi varsa ona yöneliyor. Eskiden olduğu gibi ‘babam, dedem bağcıydı veya fıstıkçıydı, buna devam edelim, Dedemizin babamızın kültürünü devam ettirelim’ diye bir tarım yok. Dolayısıyla hangi ürün çok getiri elde ediyorsa, çiftçi onu üretiyor. Bağcılığında yüksek bir getirisi olmadığı için yavaş yavaş bitme noktasına geliyor” ifadelerini kullandı.

TARIMSAL ÜRÜN GİRDİLERİ ÇOK PAHALANDI

Son zamanlarda tarımsal girdilerde yaşanan yüksek fiyat artışına da değinen Seçkin, bunun da bağcılığının geleceğini olumsuz etkilediğini belirterek, “İlaç, gübre, mazot çok pahalı. Dolayısıyla çiftçi üretemiyor. Daha az emekle en yüksek verimi elde etmek istiyor. Mesela 5-6 toprak işlemesi değil de 3 toprak işlemesi isteyen zeytin, antepfıstığı gibi yaşamını devam ettirmek istediği tarımsal ürünleri üretmeye başlıyor. Neticede çiftçi artık her şeye ekonomik olarak bakıyor. Hangisinin ekonomik getirisi fazla, tarımsal girdileri az olan ürünleri tercih ediyor. Dolaysıyla bağcılık bu açıdan biraz dışlanmış oluyor” değerlendirmesinde bulundu.