Antalya'da gerçekleşen 9. Uluslararası Katılımlı Aile Hekimliği Kongresi, yüzlerce aile hekiminin katılımı ve katkılarıyla gerçekleşti. Kongre toplantısında aile hekimlerinin tepkileri dile getiren AHEF Başkanı Dr. Şenol Atakan, iş yükünden sağlıkta şiddete kadar pek çok konuda sıkıntı yaşadıklarını söyledi. Atakan, çözümlerin kolay olduğunu belirtirken, bu süreçte hekimlerin tecrübelerine ve görüşlerine de yer verilmesi gerektiğini ifade etti.

Türkiye’deki 24 bin Aile Hekimini temsil eden Aile Hekimleri Dernekleri Federasyonu (AHEF) tarafından 10. kuruluş yıldönümü kapsamında organize edilen 9. Uluslararası Katılımlı Aile Hekimliği Kongresi sağlık alanında birçok kurumun ve meslek örgütünün katılımıyla gerçekleşti.

Geçtiğimiz hafta düzenlenen kongreye Azerbaycan, Gürcistan, Ukrayna ve Almanya’dan uzmanların yanı sıra Türkiye’nin farklı illerinden binin üzerine aile hekimi, sivil toplum örgütü temsilcileri, akademisyenler ve ilgili kamu kurumlarının temsilcileri katıldı. Uluslararası basının da takip ettiği kongrede; aile hekimliğinin geleceği, dünyada ve ülkemizde hızla artan aşı reddi sayısının durumu ve alınması gereken önlemler, kanserden korunmada aile hekimliğinin önemi ve yaşlı sağlığında aile hekimliğinin rolü gibi birçok konu başlığı ele alındı. Ayrıca 4 gün süren kongrede alanında uzman akademisyenlerce, Aile Hekimlerinin mesleki bilgi ve donanımını daha da ileri taşıyacak 4 farklı konuda kurs, 5 okul ve 3 salonda 40 yakın konuda sunum gerçekleştirildi.

SİVİL TOPLUM KURULUŞLARINDAN KONGREYE DESTEK

Dünya Aile Hekimleri Organizasyonu (WONCA), Türkiye Aile Hekimleri Uzmanlık Derneği (TAHUD), Türkiye Aile Hekimliği Vakfı (TAHEV) ve Aile Sağlığı Elemanları Federasyonu (ASEF) ile alanında uzman birçok akademisyenin katıldığı kongrede AHEF, tüm aile hekimleri adına bir basın açıklaması yaptı.

ahekon Bilecik Aile Hekimleri Derneği Başkanı, AHEF 2. Başkanı Dr. Sevilay Seval-AHEF Başkanı Dr. Şenol Atakan- Trabzon Aile Hekimleri Derneği Başkanı, AHEF Genel Sekreteri Dr. Hakan Uzun                                                                     FOTO:SÖZCÜ


TBMM’ne sunulan yeni sağlık yasa tasarısının AHEF dahil olmak üzere hiçbir sağlık meslek örgütünün fikri alınmadan hazırlandığını belirten AHEF Başkanı Dr. Şenol Atakan, “Aile Hekimliği ülkemizin bir gururudur. Ülkemizde anne – bebek ölümlerinin azalması, aşılama oranlarında Avrupa dahil olmak üzere bir çok gelişmiş ülkenin geride bırakılarak lider ülkelerden biri konumuna gelinmesi, kronik hasta takibinde yüksek oranlara ulaşılması Aile Hekimliği sayesinde olmuştur.

Ancak son yıllarda sadece masa başında ve bizlerin fikri dahi alınmadan verilen kararlar Aile Hekimliğine büyük zarar vermektedir. Şu an TBMM’ne sunulan sağlık yasa tasarısı tam anlamıyla bir hayal kırıklığıdır. Aile Hekimlerinin hiçbir beklentisine cevap vermediği gibi mevcut sistemi daha da geriye götürmektedir.” dedi.

"ŞİDDETİ CAYDIRICI HİÇBİR YANI YOK"

AHEF Başkanı Dr. Şenol Atakan, “Yasanın 24. maddesi sağlıkta şiddeti caydıracak hiçbir içeriğe sahip değildir. Görevi başında şiddete uğrayan hekime sadece ‘karakola gitme, ifaden iş yerinde alınsın’ denmektedir.  Bu mudur sağlıkta şiddeti caydırmaya yönelik tedbir?” diyerek, son zamanlarda sağlık çalışanlarının sık sık karşılaştığı şiddet konusunda yeterli tedbir alınmamasına tepki gösterdi.

VATANDAŞ KENDİ HEKİMİNİ SEÇEMEYECEK

Atakan mevcut yasanın, vatandaşların kendi isteği ve onayı olmaksızın Sağlık Bakanlığı tarafından aile hekiminin değiştirilmesinin de önünü açtığını belirterek, "Bu açıkça bireyin hekim seçme özgürlüğünün elinden alınmasıdır ve kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur." ifadelerini kullandı.

AİLE HEKİMLİĞİ ÖZELLEŞİYOR MU?

Dr. Atakan, yasa bu hali ile yürürlüğe girerse karşılaşılabilecek önemli bir sorunun daha altını çizdi; artık Aile Sağlığı Merkezleri iş yeri statüsüne geçiyor. "Aile Hekimleri kamu çalışanı değil, işveren oluyor. Vergi Mükellefi oluyor, Ticaret Odasına kayıt olması gerekiyor. Yani tüccar oluyor. Daha açık ifade ile Aile Hekimliğinin özelleşmesinin önü açılıyor. Aile Hekimliği Sistemi bir kamu hizmetidir ve kamu hizmeti sunmaktadır. Aile Hekimliği özelleştirilemez. Bunu kabul edemeyiz, etmiyoruz. Bunu halkımızın da kabul etmeyeceğine inancımız tamdır."

Ülkemizde yıllardır başarı ile uygulanmakta olan, adeta ülkemizin gururu olan, Avrupa dahil olmak üzere bir çok ülkenin örnek aldığı bu sistemin bozulmasını, özelleşmesini kabul edemeyiz. Biz AHEF olarak ortak akılla doğru kararların alınacağı her türlü çalışmaya açığız. Buradan Sağlık Bakanlığına ve Sayın Cumhurbaşkanımıza sesleniyoruz. Bu yasa tasarısı acilen geri çekilsin ve Aile Hekimleri ile ilgili alınacak kararlarda yıllardır bu işi özveri ile yapmakta olan Aile Hekimleri meslek kuruluşlarının da fikri alınsın.” şeklinde konuşan Atakan, Sağlık Bakanlığının aile hekimliği politikasının geldiği noktada tutarsız ve mevcudu bitiren bir hal aldığını, şayet bu anlayış devam ederse aile hekimleri olarak ses getirici her türlü hukuki eyleme hazır olduklarını söyledi.

"KİMİ AİLE HEKİMLERİMİZ YALNIZ ÇALIŞMAK ZORUNDA KALIYOR"

Toplantı sonrası basının sorularını yanıtlayan Atakan şunları söyledi:

Aile Hekimleri Federasyonu Başkanı Dr. Şenol Atakan Aile Hekimleri Federasyonu Başkanı Dr. Şenol Atakan


Hekmlerimizin gelir anlamında ciddi kayıpları var. Şu anda tahmini bin 500 aile hekimimiz tek başına çalışıyor, yanına sağlık personeli olarak kimse gitmek istemiyor. Çünkü artık bu işin hiçbir cazip tarafı kalmadı. Gelirler düştü, iş yükü arttı ve üzerine bir de sağlıkta şiddet etklendi. Bu sorunlar çözümsüz değil ama bu çözüm sihirli değnekle olmaz. Sahanın da tecrübesini kullanarak, bakanlıkla ve bütün paydaşlarla beraber çözmeliyiz. Türk toplumunun sağlığı için bunun yapılması şart.

BU SORUNLAR VATANDAŞA DA YANSIYACAK

Bir kere çalışanın memnuniyetinin olmadığı bir yerde vatandaş memnuniyeti de muhakkak etkilenecektir. Sağlıkta sadece hasta memnuniyetini önemserseniz hekim ve çalışan memnuniyetini sağlayamazsanız, gün gelir vatandaş memnuniyetini de sağlayamazsınız. Mesela yeni yasal düzenlemede, Sağlık Bakanlığı vatandaşın haberi olmadan kendi kendine aile hekimini değiştirebilecek. Ancak aile hekimliği kişiye yönelik bir hizmettir.

"AİLE HEKİMİ VERİLEN HER GÖREVİ YAPAR"

Aile hekimliği disiplininin gereklerinden taviz vermeden görevlerimizi yapmak istiyoruz. Bu manada federasyon çok hassas. Adli defin nöbetleri sorunu çözülemedi, "aile hekimleri tutsun" denildi. Haftada 2-3 gün nöbet tutan arkadaşlarımız var
ki bu arkadaşlardan aile hekimliği de yapması da isteniyor. Türkiye'de önüne gelen her kurum bir sağlık raporu istemekte ve bu durum işimizin her gün ciddi mesaisini almaktadır. Bu konu ayrıca bu sağlıkta şiddetin de sebeplerinden biridir. Sağlık raporları konusu sahayı en çok meşgul eden konulardan biri.

Örneğin ehliyet raporlarında sevk edilmesi gereken durumlar oluyor. Bugün özel ya da kamu hastaneye sevk ettiniz branşa göre, SGK bunu tedavi edici hizmet olarak kabul etmediği için, vatandaştan belli bir ücret alınıyor. Bunun tepkisini bile aile hekimi alıyor. Yönetmeliği belli raporlar haricinde mesela sporcu raporları var. 'Spor yapabilir mi?' diye tetkik yapmak ve rapor vermek çok ciddi bir iş açıkçası. Bu anlamda da şu anda bir şey yapılmıyor. Sadece kağıttan dijital hale geçiliyor ama içerik anlamında uğraşılmıyor. Hatta yeni bir angarya daha söz konusu, dijitale geçişte aile hekimlerinden vatandaşların fotoğrafını çekmesi isteniyor. Aile hekiminin görev tanımının net bir şekilde yapılması lazım artık.

KİRALARA YÜZDE 46 ZAM

Sağlık Bakanlığı ASM'lerdeki arkadaşlarımızın ödediği kiraya yüzde 46 oranında zam yapmaya başladı. Bu çok fahiş bir oran. Bununla ilgili de çalışmalarmız devam ediyor, hukuki anlamda öncelikle haklarımızı arayacağız. Bu olacak iş değil. Anayasa mahmekemesinin bizim kamu görevi yaptığımıza dair net kararı var. Ama bir yandan da özelleşmeye doğru gidiyoruz. Özelleşme ikinci üçüncü basamak için tartışılabilir ama temel sağlık hizmetlerinde böyle bir şeyi tartışamazsınız. Toplumun anayasal haklarından bahsediyoruz burada. Devlet bize büyük şehirlerde yer sorunumuz var diyor. Bize sağlık merkezi için bir yer bulunamıyor mu? Bunlar zor işler değil.

BİNDEN FAZLA HEKİM, AİLE HEKİMLİĞİNİ BIRAKTI

hukuki anlamda her türlü hakkımızı arıyoruz. 2 ay önce, bütün dernek başkanları ve temsilcilerimizle başkanlar toplantısı yapmıştık. Orada da bir eylemsellik süreci başlatmıştık. Şu anda da görüşmelere uzak değiliz. Ama hak kayıpları devam ederse, iş yükü artmaya devam ederse, şiddet konusunda bir şey yapılmazsa hukuki olabilecek her türlü eylemi yapmaya hazırız. Zamanında nöbet konusunda meydanlara inmiştik, bütün hekim arkadaşlar gene sahaya ineriz. Tekrar söylüyorum aile hekimliği cazip olmaktan çıkıyor ve arkadaşlarımız başka yerlerde iş yapıyor ya da emekli oluyor. Binden fazla aile hekimi bırakma yöntemini seçti.