“Arı zehrinin iltihaplanmaları azalttığı ve vücudun bağışıklık sistemini geliştirdiği düşünülmektedir” diyen Düzce Üniversitesi Arıcılık Araştırma, Geliştirme ve Uygulama Merkezi DAGEM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, apiterapi uygulaması ile ilgili önemli bilgiler verdi.

Arılardan bal dışında, propolis, arı sütü, arı zehiri, arı ekmeği ve apilarnil gibi ürünler de elde edildiğini belirten Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, birçok insanın bilmediği arı ürünlerinin sağlık ve kozmetik başta olmak üzere çeşitli sektörlerde kullanıldığını ifade etti.

SADECE DOKTORLAR UYGULAYABİLİR!

Apiterapi konusuna da açıklık getiren Kekeçoğlu, “Arı ürünlerinin sağlıklı yaşam ve hastalıkların tedavisi amacıyla kullanılmasına apiterapi denilmektedir. Apiterapi kavramı henüz ülkemizde çok yeni. Düne kadar bu kavram sadece birkaç bilim insanın yapmış olduğu bilimsel çalışmalar ile sınırlıyken, Sağlık Bakanlığı apiterapiyi yasal olarak, tıp doktorlarının yapması şartı ile uygulamaya koydu. Birçok kişi apiterapiden bahsederken arı zehri terapisini kastetmektedir. Halbuki diğer ürünlerin de hastalıkların tedavisi amacıyla kullanılması apiterapinin kapsamındadır” dedi.

"İLTİHAPLANMAYI AZALTIYOR, BAĞIŞIKLIK SİSTEMİNİ GÜÇLENDİRİYOR"

nasil-bir-hastalik

Apiterapinin en yaygın olarak bilinen uygulamasının, arı zehri terapisi olduğunu söyleyen Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, bu uygulamanın arı iğnelerinin veya arı zehrinin doğrudan kullanımını içerdiğini dile getirdi. Apiterapinin tedavide kullanılmasına yönelik yapılan araştırmaların olumlu sonuçlar verdiğine dikkat çeken Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, “Arı zehrinin iltihaplanmaları azalttığı ve vücudun bağışıklık sistemini geliştirdiği düşünülmektedir. Arı zehrinin içeriğinde yüzde 50 oranında mellitin, yüzde 10-12 phospholipase A, geriye kalanında phospholipase B, apamin, adolpin ve protease inhibitörleri bulunmaktadır. Bu içerik nedeniyle daha çok kas-iskelet sistemini etkileyen bazı nörolojik (MS, ALS, Parkinson Hastalığı vs.) hastalıklarda, Romatizmal rahatsızlıklarda ( RA, Ankilozan Spondilit vs) kullanılmaktadır. Ancak tüm dünyada yapılan bilimsel çalışmalara baktığınızda arı zehrinin; kellik, sigara bıraktırma, hipertansiyon, eklem rahatsızlıklarında, deri sertleşmesi, kronik yorgunluk sendromu, yara izi, deri kanseri, ekzema, epilepsi iltihap kurutucu ve analjezik olarak kullanılabileceği görülmektedir” şeklinde konuştu.

"PROPOLİS YILLARDIR KULLANILIYOR"

Son günlerde en popüler arı ürünlerinden birinin de propolis olduğunu söyleyen Kekeçoğlu, propolisin bağışıklık sistemini güçlendirdiği için özellikle kış aylarında tüketilmesinin önerildiğini ifade etti. Polen alerjisi olmadığı taktirde çocukların propolis tüketiminde hiçbir sakınca olmadığını belirten Kekeçoğlu, propolis kullanımının vücutta oluşan toksik maddelerin uzaklaştırılmasında da önemli bir rol üstlendiğini vurguladı. Propolisin çok eski yıllardan beri halk hekimleri tarafından antiseptik, antibakteriyel, antiinflamatuar ve rejeneratif amaçlarla çeşitli hastalıkların tedavisinde doğal bir ilaç olarak kullanıldığını açıklayan Yrd. Doç. Dr. Kekeçoğlu, Propolisin Tümör İnvazyonu ve Metastaz üzerinde önleyici etkileri, karaciğeri koruyucu etkisi immünmodülatör, antidiyabetik, antikanserojenik olduğuna yönelik araştırma sonuçları da mevcut olduğunu ifade etti.

DİKKAT! ÇOCUKLARDA DİKKATLİ KULLANILMALI

Arı sütünü de, çocukluktan yaşlılığa kadar faydalanılabilen bir besin takviyesi olarak nitelendiren Kekeçoğlu, “Arı sütünün östrojen ve büyüme hormonunu arttırıcı etkisi olduğuna yönelik araştırma sonuçları bulunmaktadır. Bu nedenle gelişme çağındaki çocuklara arı sütü yedirilmesinde dikkatli olunması ve doktor kontrolünde yedirilmesi gerekmektedir. Diğer taraftan da alerjisi olmayan çocuklara arı poleni önerilebilir” dedi.

Polenin en önemli özelliğinin zengin protein, mineral ve vitamin kaynağı olduğunu belirten Kekeçoğlu, okul çağındaki çocukların ve sporcuların günlük polen tüketimi sayesinde daha yüksek performans göstereceklerini, zinde ve dinç kalacaklarını söyledi. Arı ve apilarnil kavramlarının henüz ülkemiz için çok yeni kavramlar olduğunu açıklayan Düzce Üniversitesi öğretim üyesi, “Apilarnilin geleceğin en önemli ürünlerinden biri olacaktır. Apilarnil ile ilgili hayretler verici bilimsel çalışma sonuçları var. Bunlardan en ilginci kemik kırıklarını hızlı bir şekilde iyileştirmesidir.” ifadelerini kullandı.

"KİŞİLERİN KENDİ KENDİNİ ARIYA SOKTURMASI DOĞRU BİR YAKLAŞIM DEĞİL"

apiterapi

Arı ürünlerini tedavi amaçlı kullanırken dikkat edilmesi gereken hususlarla ilgili uyarılarda bulunan Yrd. Doç. Dr. Kekeçoğlu, “Artık kişiye özel tedavi uygulamalarının yapıldığı bir çağdayız. Eğer kişiye özel istisnai bir durum yoksa ve kullanacak kişinin arı ürünlerine alerjisi bulunmuyorsa arı ürünlerini kullanabilirler. Ancak bazı ürünlerin apiterapik amaçlı kullanımının kesinlikle tıp doktoru kontrolünde yapılması gerekmektedir. Arı zehri ile tedavi olmak isteyen kişilerin kendi kendini arıya sokturması doğru bir yaklaşım değildir. Kişiye özel durumlar ve istisnalar az sayıda da olsa insan hayatı önemlidir. Bu nedenle asla hiçbir ürünün kontrolsüz kullanılmaması gerekmektedir” dedi.

APİTERAPİ NEREDE UYGULANACAK?

Ülkemizde bu kavramlarda ve bu alanda uzmanlaşan üniversite sayısının çok az olduğunu söyleyen DAGEM Müdürü Yrd. Doç. Dr. Meral Kekeçoğlu, “Düzce Üniversitesi, Yükseköğretim Kurulu tarafından sağlık ve çevre konusunda bölgesel kalkınma odaklı ihtisaslaşma üniversitesi seçildikten sonra bu eksikliği gidermeye yönelik çalışmalara başlanmıştır. Düzce Üniversitesi’nde kurulan Geleneksel ve Tamamlayıcı Tıp Merkezi (GTT) kapsamında tüm arı ürünlerine yönelik bilimsel çalışmalar gerçekleştirilerek bu çalışmalar temelinde apiterapi uygulamaları yapılacak. Bu uygulamalara yönelik danışmanlık, eğitim ve üretim hizmetleri verilecektir.” diyerek açıklamasını sonlandırdı.

İHA