Kayseri'de 7 kişiyi öldürdükten sonra cezaevine giren ve geçtiğimiz yıl tahliye edildikten sonra 8'inci cinayetini işleyen 39 yaşındaki Hamdi Kayapınar'ın ardından seri katiller tekrar gündeme geldi.

Seri katillerin cinayet işledikten sonra pişmanlık duymadığını, yıllarını hapishanede geçirmiş olmanın onlarda herhangi bir üzüntü yaratmadığını belirten İstanbul Üniversitesi İstanbul Tıp Fakültesi Adli Tıp Anabilim Dalı'ndan Prof. Dr. Nevzat Alkan, seri katillerin hasta olmadığını, daha ziyade sosyopat denilen ve işlediği cinayetten üzüntü, pişmanlık duymayan insanlar olduğunu belirtti.

Seri katil Hamdi Seri katil Hamdi Kayapınar 8 kişiyi öldürdü     FOTO:İHA


"SON VAKA SERİ KATİL KATEGORİSİNE UYABİLİR"

Prof. Dr. Alkan, ömür boyu bu insanların toplumdan uzaklaştırılması gerektiğini, aksi takdirde cinayet işlemeye devam edeceklerini de söyledi. Alkan, "Seri katil peşi sıra cinayet işleyen ve temelinde de hastalık örgüsü olmayan ve işlediği cinayetleri de benzer hareket tarzı ile işleyen kişilere deniliyor. Son vaka da sanki seri katil kategorisine uyacak gibi duruyor" dedi.

"SERİ KATİLLER HASTA DEĞİL SOSYOPAT"

Seri katilleri 'hasta' kategorisine sokmanın da yanlış olduğunu söyleyen Prof. Dr. Alkan,  "Hasta dersek eğer hukuki yaklaşım da değişiyor. Hasta dersek kişinin bir akıl hastalığı söz konusu olacak ve karşılığında kendini dizginleyemeyecek ve suça yönelecek. Bu öyle değil çünkü bu normal değil muhakkak ama hasta da değil çünkü psikiyatrik hastaların da belli tanıları var. Bunlar bizim sosyopat dediğimiz, bir şey yaptıktan sonra üzülmeyen, pişman olmayan, ıslak olmayan insanlar. Bu insanların cezai ehliyeti de tam. Bunların cezaevinde kalmaları lazım. Toplumdan uzaklaştırılmaları lazım ama bizde topluma karışıyor ve karşısına çıkan masum, suçsuz insanı da yok ediyorlar. Bu kısmı çok acı" ifadelerini kullandı.

"ÇOCUKKEN HAYVANA ZARAR VERENLER SOSYOPATİK ÖĞELER İÇERİYOR"

Çocukluk çağında hayvanlara zarar veren, kedilerin kuyruğuna teneke bağlayanların da sosyopat eğilim gösterdiğini söyleyen Prof. Dr. Alkan, "Küçükken canlı bir hayvana zarar veren, kediye köpeğe zarar veren, kedinin kuyruğuna teneke bağlayan kişiler sosyopatik öğeler içeriyor. Yani kişilik bozukluğu noktasına gidebilme potansiyeli olan özellikler içeriyor. Bu kişileri baştan itibaren iyi takip etmek lazım. Mesela babası her gün annesini döven bir çocuk arkadaşını dövüyorsa bu sosyopat demek değildir. Ama sadist diyebileceğimiz insanların üzülmesi gereken şeylerden zevk alan insanları baştan belirlemek lazım. Onları da takip etmek, denetlemek lazım ve en ufak bir suç işlediğinde de toplumdan ayıklamak gerekiyor. Ayıklamak için de örneğin çocuksa sosyal hizmetler yurduna alınarak, yetişkinse cezaevine gönderilir ancak bu eksik Türkiye'de."  dedi.

"CEZAEVİ SERİ KATİLLERİ ISLAH ETMİYOR, TOPLUMDAN UZAKLAŞTIRMAK GEREKİYOR"

Yapılan çalışmalara göre seri katillerin zekalarında herhangi bir sıkıntı olmadığını söyleyen Prof. Dr. Alkan, "Zekalarında herhangi bir sıkıntı yok sadece işledikleri suçtan pişman olmuyor, üzüntü duymuyor ve peşi sıra işliyorlar. Yakalanmadığı müddetçe de buna devam ediyorlar. Son olayda da 'Yakalanmasaydım daha devam edecektim' demesi bile kişinin böyle bir şeyden üzülmediğini gösteriyor. Seri katiller için ceza evleri de çok fazla ıslah edici etki göstermiyor. Onları bir şekilde toplumdan uzaklaştırmak gerekiyor. İşlediği suça paralel olarak çok uzun yıllar ya cezaevinde kalacak ya da bir daha toplum içine karışamayacak şekilde toplumdan ayıklamak lazım. Bu vakada bu yapılmamış. Şahsı toplumun içine almış. O da önüne geçeni öldürmüş. Çok ızdırap verici bir olay olmuş."  diye konuştu.