Özellikle gençlerde yaygın bir alışkanlık olan kulaklıkla müzik dinlemenin işitme kaybı konusunda önemli bir risk faktörü olduğunu belirten Türk Kulak Burun Boğaz ve Baş Boyun Cerrahisi Derneği Uzmanları, 3 Mart Dünya Kulak ve İşitme Günü sebebiyle önemli bilgiler verdi ve işitme kaybına sebep olan etkenleri sıraladı. Dernek tarafından düzenlenen toplantıda önemli bildiler veren Dernek Başkanı Prof. Dr. Mete Kıroğlu şu noktalara değindi:

NEDEN 3 MART?

Bugün bu konuyu konuşmamızın sebebi Graham Bell’dir. Annesi ve eşi işitme engelli olan Graham Bell, hayatını onların duyabilmesi için çalışmalar yapmaya adadı. Bu nedenle 3 Mart 1847 yılında doğan Graham Bell’e ithafen bugün Dünya Kulak ve İşitme Günü olarak belirlendi.

Kulak sağlığımız ile ilgili çok büyük hatalar yapıyoruz. Yaşama süresinin uzadığı günümüzde, kulak sağlığına yeterince önem verilmiyor. Oysa kulak en erken yaşlanan organdır; doğduğumuz andan itibaren yaşlanmaya başlıyor.

"ÇOCUKLAR İŞİTME KAYBI YAŞADIKLARINI ANLAYAMAZ"

İşitme ve konuşma en önemli iletişim yoludur ve bunu sağlayan en önemli organ da kulaktır. Bu iletişimde sorun olması kişiyi yalnızlığa ve depresyona iter. Bu durum sadece yaşlılarda değil, çocuk ve gençler için de geçerli. Ne yazık ki çocuklar az duyduğunu anlayamazlar ve anlatamazlar. Yıllarca bu sorunla yaşamak zorunda kalabilirler ve bu nedenle daha hırçın olabilir, arkadaşlarıyla anlaşamadığı için içine kapanabilir ve derslerinde başarısızlık yaşayabilirler. Tanı konulmamış bir bebek ise yaşam boyu konuşamaz çünkü konuşmayı öğrenemezler.

Belki de yüzyılımızın en önemli buluşlarından biri olan biyonik kulak sayesinde sağırlık sorunu tarihe karışıyor ve bu uygulama ülkemizde de başarılı bir şekilde uygulanıyor.

Yüksek sese maruziyetin önlenmesi gerekiyor. Normal şehir trafiğinin sesi ortalama 85 desibeldir. Üç kulağımızdaki hücreler bu sese 8 saate kadar dayanabilir. Ancak daha fazla süre bu sese maruz kalmak kalıcı hasara yol açabilir. Bu nedenle eğer 8 saat trafik sesine maruz kaldıysak o gün müzik dinlemememiz gerekiyor. Hele ki kulaklıkla kesinlikle dinlemememiz gerekiyor.

toplanti

"ÇINLAMA BELİRTİSİNİ DİKKATE ALIN"

Dünya Sağlık Örgütü 88 desibel ses için ise en fazla 4 saatlik bir tahammülümüz olduğunu söylüyor. Bu süreden fazla maruz kalmak işitme kaybını başlatmaktadır. İç kulak hücreleri 91 desibele ise sadece 2 saat dayanabilir. Uçak sesi ise 95 desibeldir ve buna tahammülümüz bir saattir. 120 desibel ise kulakta ağrıya sebep olur.

Bazen işitme kaybının ilk belirtisi kulak çınlamasıdır. Bu nedenle çınlama belirtisini ciddiye almanız gerekiyoruz.

"5 YAŞINA KADAR DUYMAZSA BİR DAHA KONUŞAMAZ" 

Bebeklerde ilk bir yaş içerisinde işitme kaybı olup olmadığı mutlaka test edilmelidir. Aksi halde bu sürede yapılabilecek tedavilerin bir yaşından sonra etkisi azalır. 5 yaşına kadar hiç duymamış bir çocuk tedaviyle işitmeye başlasa bile beyin iletişim başarısı düşük olur. Bu nedenle erken tanı bebeklerde ve çocuklarda çok önemli.

"TEKNOLOJİ KULAKLARI ERKEN YAŞLANDIRIYOR"

Bir bebek doğduğunda 20 bin Hertz sesi bile duyabilir ve doğumdan itibaren maruz kaldığı her yüksek ses, kulağı yaşlandırır. Her ses şiddeti zamanla bebekte o sesi duyma yetisini götürür. Bu kayıplar günümüzde çok hızlandı. Artık 12-13 yaşlarında olan bir çocuk normalde duyabileceği frekansları duymamaya başladı. Bunun nedeni ise teknoloji. Buradaki en önemli faktör kulaklıkla müzik dinlemek. Özellikle kuşağın içine takılan kulaklık tipleri çok daha zararlı. Ve günümüz teknolojisi gençlere saatlerce kulaklıkla müzik dinleyebilme imkanı veriyor. Ancak eğer bu şekilde müzik dinleyeceksek süre en fazla 1 saat olmalı. Eğer yüksek dış sese sürekli maruz kalıyorsanız bu süre daha da az olmalı ya da kulaklıkla hiç müzik dinlenmemeli. Bu sorunda diğer önemli etkense gürültülü şehirlerde yaşamak.

Yapılan bir çalışmaya göre 6-19 yaş aralığındaki gençlerde, yüzde 12,5 oranında kulaklıkla yüksek sesli müzik dinlemeye bağlı işitme kaybı görülüyor.

"KULAKLIKLA MÜZİK DİNLEMENİN KURALLARI"

Peki kulaklıkla müzik dinlerken nelere dikkat etmeli? Dinleme süresi kısıtlanmalı, yüksek kaliteli kulaklık kullanılmalı, kulak üstü olan kulaklık kullanılmalıdır ve ses seviyesi en yüksekte olmamalıdır. Dünya Sağlık Örgütü 60-60 oranını tavsiye ediyor. Yani 60 dakikadan uzun süre kulaklıkla dinlemeyin ve ses seviyesi en yüksek sesin yüzde 60’ı kadar olmalı. Diğer önemli uyarı da kulaklıklarla uykuya dalmamak gerektiğidir. Özellikle gençler bunu çok sık yapıyor. Ancak bu kulak için büyük bir travmadır çünkü bu şekilde uyusanız da kuşağınız yaşlanmaya devam ediyor.

Ayrıca yüksek sesin olduğu ortamlardaysanız kulağı koruyan özel kulaklıkları kullanabilirsiniz.

"ÇOCUĞUNUZ TELEVİZYONUN SESİNİ ÇOK AÇIYORSA..."

Dernek üyelerinden Dr. Tayyar Kalcıoğlu ise çocuklarda işitme kaybının belirtilerini ve tedavide gelinen noktayı anlattı: Türkiye’de işitme taramaları çok yüksek bir oranda gerçekleşiyor. Sağlık Bakanlığı 2004 yılında birkaç üniversite ile birlikte Yeni Doğan İşitme Taraması Protokolünü başlattı ve bugün gelinen noktada, yenidoğan bebeklerde yüzde 98 oranında bir tarama başarısı yakaladık. İşitme engeli olan bebeklerde de biyonik kulak ya da koklear implant ve beyin sapı implantı gibi uygulamalarla bu engeli ortadan kaldırabiliyoruz. Daha ileri yaşlardaki çocuklarda işitmede azaltma olduğunda ise ilgisizlik, yaramazlık ve hırçınlık gibi belirtiler görülebilir. Bir çocuk televizyonun sesini fazla açıyorsa, okulda ilgisi azalmışsa, ders başarısı düşmüşse o çocukta işitme sağlığı sorunları mevcut olabilir. Bu nedenle çocukları iyi takip etmek gerekir.