Aşı karşıtı söylemlerin toplumda yarattığı etkilerini sayısal verilerle anlatan Hacettepe Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Mehmet Ceyhan, 2017'de yaklaşık 23 bin çocuğun, ailelerinin aşıyı reddetmesi sebebiyle aşılanmadığını belirtti. Bu sayının 2013 yılında sadece 980 olduğunu da açıklayan Ceyhan, medyada yer alan aşı karşıtı söylemlerin ne kadar etkili olduğunu gözler önüne serdi.

SÖZCÜ'ye özel açıklamala yapan Ceyhan, aşı reddi oranının bu şekilde artması durumunda kızamık gibi hastalıklarla ilgili bir salgının kaçınılmaz olduğunu vurguladı.

AŞILANMAYAN ÇOCUK SAYISI 23 KAT ARTTI

prof-dr-mehmet-ceyhan

Kimi sağlık uzmanlarının ve hatta uzman olmayan kişilerin bile aşı karşıtı söylemlerle medyada yer almasının etkisini gözler önüne seren Prof. Dr. Ceyhan, aşı reddinin 2013 yılından bu yana 23 kat arttığını söylüyor. "Türkiye'de bir süredir aşı karşıtı faaliyetler görülüyor. Bu durum çocuklarını aşılatmak istemeyenlerin oranında da artışa neden oldu. Örneğin 2016 yılında Türkiye genelinde aşılama oranı yüzde 98 iken, 2017'de yüzde 95'e düştü. Başka bir sayısal bilgi ise şu; 2013 yılında 980 çocuğun aşı reddi sebebiyle aşılanmadığı görülürken, 2016'da bu sayı 12 bin çocuğa, 2017'de de 23 bin çocuğa çıktı." şeklinde konuşan Prof. Dr. Ceyhan, hiçbir aşının tek başına yüzde yüz koruyuculuğu olmadığını ancak çok yüksek bir oranda koruma sağladığını sözlerine ekledi.

AŞILAMADA 'TOPLUMSAL ETKİ' BOYUTU

Bir çocuğun aşılanmasıyla onun temas ettiği bütün çocukların korunabildiğini belirten Prof. Dr. Ceyhan, bu korunmanın ancak çok yüzde yüze yakın bir aşılama olması durumunda ortaya çıktığını belirterek şunları söyledi; "Çocuk aşıları konusunun toplumsal boyutu çok önemlidir. Eğer 100 çocuktan 98 çocuk aşılanır, 2 çocuk aşısız kalırsa ve bu aşılanmayan gruptan biri hastalanırsa diğer aşılanan ama aşılanmaya rağmen korunamama ihtimali olan çocukları etkileme riski düşük olabilir. Ancak bu sayı biraz bile artsa, örneğin bu 100 çocuktan 10'u aşılanmazsa, o zaman aşıyla korunamayan çocuklarla karşılaşma ve hastalık bulaştırma ihtimali giderek yükselir. Biz buna toplumsal etki diyoruz."

AVRUPA'DA SALGIN VAR

Türkiye'yi bekleyen muhtemel salgınla ilgili uyarılarda bulunan Prof. Dr. Ceyhan; "Şu an kızamık ile ilgili böyle bir sorun yaşıyoruz. 2013 yılında bir salgın yaşamış ve onu hemen kontrol altına almıştık. 2016 yılını ise 9 kızamık vakası ile kapattık ama 2017 yılında vaka sayısı 85'e çıktı. Bu sayıda aşılanmış ama korunamamış çocuklar da var. İşte bu vaka artışında, aşı reddindeki artış sebebinin olduğunu biliyoruz. 2018 yılında şimdiden 44 kızamık vakası tespit edildi. Bu artış, aşılanmamış çocuklar nedeniyle oluyor. Eğer aşı reddi sayısı artışa geçerse ileride yaşanacak bir salgın durumu bizi bekliyor olur, bu kaçınılmaz bir sonuç." diyerek bazı Avrupa ülkelerinde yaşanan örneklere değindi:

"Avrupa'da da bazı ülkelerde salgın yaşanıyor şu an. Sırbistan'da 4 bin vaka kaydedilmiş. Yine Ukrayna'da da salgın olduğunu biliyoruz. Dolayısıyla Türkiye'de de bu risk var."

"14 BİNDEN FAZLA ÇOCUĞU KAYBEDEBİLİRİZ"

Prof. Dr. Ceyhan, ailelere şöyle seslendi: "Aileler çocuklarına aşı yaptırıp yaptırmama konusunda kendilerinin karar verme hakkı olduğunu söylüyor. Ama bir noktayı kaçırıyorlar; aşı ilaç gibi değildir. Aşı sadece yapılan çocuğu değil, bütün çocukları korur. Dolayısıyla çocuklarını aşılatmayan aileler diğer çocukları da tehlikeye atmış oluyor. Bu şekilde giderse sadece kızamık konusunda değil, diğer hastalıklarda da ciddi sorunlar yaşayabiliriz. Çalışmalarıma göre aşılanma yapılmadığında 14 binden fazla çocuğu kaybedebiliriz. Yani biz aşılama ile bu kadar çocuğu ölümden kurtarmış oluyoruz."

Medyanın bu noktadaki rolü çok önemli. Çocukluk aşılaması artık tüm dünyada kabul görmüş bir koruma yöntemidir ve tartışılmaya açık bir konu değildir. Bu nedenle toplum bilinçlenmeli ve aileler diğer çocukların da sağlıklarını düşünmelidir. Dediğim gibi eğer aşı reddi oranı artarsa Sırbistan'ın yaşadığını biz de yakın zamanda yaşayabiliriz.

Aşı konusunda diğer önemli bir konu ise göçmenlerdir. Türkiye yakın zamanda çok büyük bir göç aldı. Sadece Suriyeli değil, Irak'tan, Afganistan'dan göç eden önemli bir kesim var. Aslında Sağlık Bakanlığı göçmen çocukların aşılanmasında yüksek bir orana ulaştı. Ancak bu kişiler sabit değil, sürekli şehir değiştiriyorlar ve onların yerine sürekli aşılanmamış yeni bir grup geliyor. Dolayısıyla bu çocuklarda da aşılanmama oranı artarsa, diğer çocukların sağlığını etkileyecektir.

[old_news_related_template title="Karatay'ın 'aşılarda alüminyum var' açıklaması tepki çekti. Peki aşılarda neden alüminyum kullanılıyor?" desc="Prof. Dr. Canan Karatay geçtiğimiz hafta yaptığı bir konuşmada, grip aşısının içindeki alüminyuma vurgu yapmış ve bu elementin Alzheimer hastalığını tetiklediğini söylemişti. Karatay'ın bu açıklamaları bir hayli tepki çekti, hatta hakkında suç duyurusunda bulunuldu. Peki Karatay'ın iddia ettiği gibi aşılar Alzheimer yapar mı? Aşılarda neden alüminyum kullanılıyor? Çocukluk aşıları neden önemli? Yetişkinler hangi aşıları yaptırmalı? Ege Üniversitesi Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Bilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Zafer Kurugöl, Hacettepe Üniversitesi Hastanesi Çocuk Hastalıkları Uzmanı ve Çocuk Enfeksiyon Hastalıkları Uzmanı Prof. Dr. Ateş Kara ve Aile Hekimi Dr. Mehtap Aslan, sozcu.com.tr okuyucuları için cevapladı..." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2018/01/asi-manseti-1-1.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2018/saglik/karatayin-asilarda-aluminyum-var-aciklamasi-tepki-cekti-peki-asilarda-neden-aluminyum-kullaniliyor-2155672/"]