Astım hastalığı, çocukluk çağının en sık görülen kronik hastalıklardan biri olarak gösteriliyor. Hava kirliliğinin artması, sağlıklı beslenmenin azalması, kentsel yaşama olan göçler nedeniyle sıklığı giderek artan astı hastalığı için uzmanlar antibiyotik kullanımını azaltacak önlemler üzerinde çalışmalar yürütüyor.

VM Medical Park Samsun Hastanesi Çocuk İmmünoloji ve Alerji Kliniğinden Doç. Dr. Mehtap Kılıç, her on çocuktan birinde astım olduğunu bildirerek, önemli açıklamalarda bulundu.

Astım hastalığında kullanılan antibiyotiklerin azaltılması konusundaki önemlerden bahseden Doç. Dr. Mehtap Kılıç, “Astımın sadece hırıltı ve nefes darlığı olarak algılanması oldukça yanlıştır. Oysa astım, özellikle okul çağında sıklıkla uzamış öksürük şeklinde seyreder. Tipik olarak hareketle artan ya da gece sabaha karşı alevlenen öksürüklerde astım mutlaka akla gelmelidir. Tekrarlayan öksürüklerde sık antibiyotik kullanımına çokça rastlanmaktadır. Oysa böyle durumlarda astım ve alerjik rahatsızlıkların araştırılması şarttır. Alerjinin kontrol altına alınması solunum yollarını rahatlatacağı için sıklıkla antibiyotik kullanımını da azaltır. Özellikle kreşin ilk yılında ortaya çıkan, tekrarlayan enfeksiyonlara eşlik eden uzamış öksürük alerji açısından uyarıcı olmalı ve araştırılmalıdır” dedi.

Astım hastalığının nezle ya da gribe benzeyebileceğine dikkat çeken Dr. Mehtap Kılıç “Astımın, nezle veya gribin hemen göğse inmesi olarak da karşımıza çıkabileceği unutulmamalıdır. Astımlı çocukların bir kısmında beraber olan alerjik nezle de uyarıcı olabilir. Uzamış öksürüğe eşlik eden burun kaşıntısı, peş peşe hapşırıklar, uzayan burun tıkanıklıklarında çocuklar bir alerji uzmanı tarafından muayene edilmeli ve koruyucu tedavi yönünden değerlendirilmelidir. Astımlı çocukların büyük kısmında ev tozu akarı, polen, küf mantarı ya da hayvan tüyleri gibi alerjenlere duyarlılık bulunmaktadır ve bu etkenlerin alerji testleri ile saptanıp koruyucu önlemlerin alınması astım kontrolünü kolaylaştırmaktadır. Alerji testlerinin doğru yapılması ve doğru yorumlanması oldukça önemlidir” diye konuştu.

Astım hastalığında yapılan yanlış yöntemlere de değinen Kılıç, şunları söyledi: “Toplumumuzdaki yanlış algılardan biri de astımlı çocukların beden eğitimi derslerine girmesinde ya da sporla ilgilenmelerinde sakınca olduğudur. Unutulmamalıdır ki astım kontrol altına alınabilir bir hastalıktır ve mesleği sporla ilgili astımlı kişiler vardır. Doğru bir astım yönetimi ile çocuklar diledikleri gibi özgürce oynayabilirler. Astım düzenli takip gerektiren, her iki ya da üç ayda bir ilaç gereksiniminin gözden geçirilmesi gereken bir hastalıktır. Bu kontroller hem gereksiz ilaç kullanımını azaltmak hem de astım kontrol altında değilse tedavide gerekli düzenlemeleri yapmak içindir. Astım tedavisinde kullanılan ilaçlar, öksürük ve hırıltı ataklarını belirgin şekilde önlediklerinden hastalık nedeni ile okula devamsızlığını da azaltmış olurlar ve ailelerin çekindiği şekilde kesinlikle bağımlılık yapmazlar. Çocuklarda astım tedavisinde hedef; sağlıklı büyümenin olduğu, istenilen sporun yapılabildiği, nezle olunca hemen öksürük veya hırıltının oluşmadığı ve gece uykusunun bölünmediği kaliteli bir yaşam sağlamaktır. Astımın alerji uzmanları tarafından düzenli takip ve kontrolünün sağlanması, doğru doz ve sürede ilaç kullanımı çocuklarımızın sağlıklı büyümeleri için önemlidir.” İHA