mail

SÖZCÜ’ye karşı yürütülen algı operasyonunun ‘medya’ ayağı Işıkçılar cemaatinin gazetesi Türkiye üzerinden yürütülüyor. Türkiye yazarı Fuat Uğur dün yine “Bu cinayet taammüden işlendi” dedi ve iftiralarını sürdürdü. Bu yazıyı ayrıca işleyeceğiz. Esas konuya gelelim...

Tarih 13 Temmuz 2016...…İhlas Holding’in patronu, ABD vatandaşı Mücahit Ören o gün yazarlarından Batuhan Yaşar’a bir mail gönderir. Bu maili Aydınlık yazarı Sabahattin Önkibar iki kez köşesinde yazar. Türksat için gönderdiği teminat eksik çıkan Ören öfkelenir ve ABD’den şu e-postayı atar: “Bir kuruş ilave teminat vermeyeceğim... Önce kapatırım TGRT’yi, ancak Ankara’yı ayağa kaldıracağımız gün çok yakın. Bankalar ile konuşmayın.” Mail ortaya çıkınca, Ören ve Yaşar, Aydınlık yazarı Sabahattin Önkibar hakkında suç duyurusunda bulunur... Ancak suç duyurusunda “Ankara’yı ayağa kaldıracağımız gün çok yakın” cümlesini kabul eder... “Kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme ve yayma” dilekçenin ana gövdesidir. Mahkeme “kovuşturmaya yer yoktur” der. Üç gün önce sordum: Mücahit Ören, FETÖ’cü darbe girişimine iki gün kala durduk yerde neden Ankara’yı ayağa kaldıracaklarından söz ediyor? Savcılık bu maille ilgili bir işlem yaptı mı? Devam edelim...

ELİBOL’UN ÜÇ YAZISI

Tarih 26 Temmuz 2017...…Türkiye Gazetesi, ‘ulusalcılar’ tarafından yeni bir darbe girişimi yapılacağını iddia eder. Aynı FETÖ elebaşı gibi... ‘Manşeti de gazetenin emekli askeri  Nuri Elibol atar.  Elibol bu manşetten hemen sonra 30 ve 31 Temmuz 2017’de iki yazı daha kaleme alır ve darbe girişimine direnişte büyük rol oynayan subayları hedefe koyar. 2 Ekim 2017’de Elibol gazetesine veda eder. Soru şu: Savcılık bu yazılarla ilgili Elibol’un bilgisine başvurdu mu? Elindeki belgeleri istedi mi?

Uslu, Opçin ve Ören nerede buluştu?


Şimdi geliyoruz can alıcı soruya. FETÖ’cü Emre Uslu 15 Temmuz’dan kısa süre önce attığı tweetler ile ‘Temmuz’ ayında Türkiye’ye döneceğini söylemiş ve alçak darbe girişimini önceden haber vermişti. FETÖ mensubu Tuncay Opçin de darbe girişiminden bir gün önce “yatakta basıp, şafakta asacaklar” tweetiyle darbe olacağı mesajı vermişti. Merak ediyoruz: Mücahit Ören’in darbe girişiminden iki gün önce yazdığı maille bu tweetler arasında bir fark var mı?

kumpas

FUAT UĞUR 'KANDIRILDIK' DEMİŞ...

Kandırılmadınız Sayın Uğur FETÖ’ye yardım ve yataklık yaptınız, hepiniz oradaydınız


12 Haziran 2007’de başladı kumpaslar. Ergenekon, Balyoz, Odatv, Şike, Casusluk, MİT Müsteşarı Hakan Fidan’a yapılan operasyon, 17-25 Aralık vs... Fuat Uğur dünkü yazısında diyor ki: “Biz de bu pislik Cemaat’in oyununa geldik. Ama asıl fikrimizi sorarsanız bu durumu ‘İt dişi domuz derisi’ sözü ile tanımlıyorduk daha çok. Lâkin yanıldığımız nokta, itin fazla dişli olduğunu görememekten kaynaklıydı. Yanılmak insanlık halidir.” Uğur’un kullandığı ‘İt dişi domuz derisi’ deyiminin anlamı şu: “Sevilmeyen iki kişi arasındaki anlaşmazlıktan duyulan hoşnutluk.” Uğur, FETÖ ile askerler arasındaki bu kavgadan ‘hoşnutmuş’! Lütfen…... Aklımızla alay etmeyin! ‘İtin’ yani FETÖ’nün daha dişli olduğunu fark edememiş, ‘domuz’ Kemalistler’e karşı. Yalan! Fuat Uğur başta olmak üzere medyanın önemli isimleri FETÖ’ye yardım ve yataklık yaptı. Attığı tweetleri yazdık... ‘Kandırıldık’ diyerek ‘yardım ve yataklığı’ unutturmaya çalışıyor, vicdanını temizliyor.

takipsizlik

Bu iki yazıya takipsizlik çıktı


Fuat Uğur yazısında şöyle diyor: “Sandılar ki ‘Biz bu FETÖ’yü destekleyelim, bu iktidarı ancak onlar yıkabilir. Zaten Emin Çölaşan’ın hakkında dava açılmasına neden olan ‘Şimdi Cemaat’i destekleme zamanı’, ‘Bizim yapamadığımızı Fetullahçılar yaptı’  açıklamalarının sebebi buydu. Neden bilerek ve isteyerek; yani taammüden FETÖ’yü desteklediler?” Şimdi Fuat Uğur’a soruşturma dosyasından belgeyle yanıt verelim: SÖZCÜ davasının yeni savcısı 23 Kasım 2018 tarihinde Çölaşan’ın yazılarıyla ilgili şu kararı verdi: “Yine gazetenin yazarlarından Mustafa Emin Çölaşan’ın 29 Ekim 2015 tarihinde ‘Şimdi Cemaat’i destekleme zamanı’ başlıklı yazı ve 24 Aralık 2013 tarihinde ‘Bizim yapamadığımızı Fethullah’la ekibi başardı’ şeklinde yazılar yazdığı tespit edilmiştir. Şüpheli eylemlerinin süreç içerisinde devamlılık arz eder şekilde olmadığı tespit edilmiştir. Bu nedenle şüphelinin yukarıda belirtilen eylemleri örgütün amacına yönelik faaliyet olarak nitelendirilememiştir. Kamu davası açmaya yeterli başkaca delil elde edilemediği anlaşılmıştır. Kovuşturma yapılmasına yer olmadığına...…” Bu karardan dört gün sonra 27 Kasım 2018’de savcılık makamı Çölaşan’ın 16 Mayıs 2017’de “Bir annenin dramı” başlıklı yazısında FETÖ’den yatan bir şahsın mektubunu yayımladığını ifade etti. Dört gün önce verilen “Takipsizlik…” kararının kaldırılmasını istedi. 28 Kasım’da da İstanbul 3. Sulh Ceza Hakimliği talebi kabul etti.

UNUTMA! GEÇEN YIL BUNLARI YAZDIN

“SÖZCÜ davası FETÖ davalarının meşruiyetini gölgelemekte…”


SÖZCÜ’ye karşı gazetecilikten uzak yazılar kaleme alan Fuat Uğur’a 8 Kasım 2017’deki mahkemede yaptığı tanıklığı hatırlatalım: “Ben iddianamede bir somut kanıt görmedim. Ben, Sözcü Gazetesi’nin FETÖ ile irtibatlı olduğuna dair hiçbir şey bilmiyorum. Bu dava bence bir hukuk devletine zarar vermeden bitirilmeli diye düşünüyorum.” Fuat Uğur tanıklık öncesi de Türkiye Gazetesi’nde şöyle demişti: “Bir gazeteci olarak ve objektif gözle baktığımda FETÖ/PDY’nin son yıllardaki yayın ve haberlerini bilmekteyiz.  Sözcü gazetesinin bunlarla aynı şekilde yayın yaptığını söylemek mümkün değildir. Sözcü Gazetesi’nin saptadığı bazı konular da var. Misal, ‘Sözcü’yü kimin kurduğu hususunda üç ayrı görüş var’ veya ‘İddianamede FETÖ kriterlerinden; yani bylock, HTS kayıtları, Bank Asya para yatırma ve şifreli mesajlaşmalar gibi delillere rastlanmıyor’ denilmekte. ” (5 Ekim 2017/Türkiye)

Fuat Uğur Fuat Uğur


Ve geliyoruz tanıklıktan bir gün sonraki yazısına: “Bu dava güçlü kanıtlarla dolu FETÖ ana davalarının meşruiyetini gölgelemekten başka bir işe yaramıyor.” (9 Kasım 2017/Türkiye) Ah Fuat Uğur… Dün de diyorsun ki, “Kısaca Sözcü, medya dünyamızdaki en büyük ‘proje’lerden biridir”. Geçen yıl yazdıklarını unutma. ‘Morfinli’ diyerek aşağıladığın okuyucumuz da sizin okuyucunuz da gerçeği biliyor.