Tarikat hocası fetva verdi; “Baldız da olur” diyor...
Yani gittin kızı istemeye, gelin adayı kahve getirdi, endamı yerinde, boyu-posu güzel, hanım hanımcık...
Ama o sırada damadın gözüne baldız takıldı...
İçi onu çekti...
Fetvacıya göre “içi çektiyse” değiştirebiliyorsun, baldıza dönüyorsun...

*

Siz dua edin, kaynanayı içi çekmedi...

*

İçi çekince baldızla değiştirebildiğine göre; hala, teyze, kuzen, yenge, misafir, uğramış komşu da olabilir bence...
Duygu yok işin içinde nasılsa...
Aşk yok...
Saygı yok...
Adap, terbiye yok...
Kadına reva görülen “cinsel mal” statüsü var...

*

Dün 19 Mayıs’ı kutladık...
Ben aslında bunların niye 19 Mayıs’ı sevmediklerini yazacaktım... İşte bu nedenle modern Türkiye’nin ilk adımı 19 Mayıs’tan nefret ediyorlar...
19 Mayıs; şeyhsiz, şıhsız, dergâhsız, medresesiz, tarikatsız, fetvasız memleket demek...
19 Mayıs; erkekle eşit kadın demek...
19 Mayıs; çağdaş insan demek...
19 Mayıs; peçesiz, çarşafsız, külahsız, cübbesiz modern toplum demek...
19 Mayıs; sahtekarlara kul olmamak demek...
19 Mayıs; modern eğitim demek...
19 Mayıs; medeni hukuk demek...
19 Mayıs; müspet bilim, ilim demek...
19 Mayıs; özgüven demek...
19 Mayıs; insana saygı demek...
19 Mayıs; kara yobazların peşine takılıp gitmeyen Türkiye demek...

*

Ama ne yapacaksınız, tarikatları devletin her yerindeler... Bakanlıkları paylaştılar... Bürokrat atıyorlar... Devletin tepesinde ağırlanıyorlar... Onlarca televizyonları yayında... Eskortlarla gezmeye başladılar... Büyük ihaleler alıyorlar... Sermayeleri, şirketleri, yatırımları var...
Misal yukarıdaki “baldız” fetvasını veren, bir tarikat bankasının yönetim kurulu üyesi...

*

Son bir kurtuluş var bu yobazlardan...
24 Haziran...

sozcu-banner-1