Siz hiç Singapur’da kumar oynadınız mı?..
Ama oynamış gibi parasını verdiniz...



Eminim Patek Philippe saat taktığınızdan da haberiniz yok... Ya da Armani kravatınızdan...
Tak ya da takma, parası sizdendi...



Yani sadece “geçmediğin köprüden geçmiş gibi para ödüyorsun” ile sınırlı değil bu... Vatandaştan geçmediği köprüden geçmiş gibi para almaları meselesi, bu saçmalık bütçe gider kaleminde resmiyet kazandığı için göze battı ve dile düştü...
Yapmadığı, yapamadığı nice dünya nimetinin parası, her bir vatandaşın cebinden çıkıyor...
3 liralık naylon leğenleri 53 liradan almışlar, ulusal boyutta bu vurgunlarla ortaya çıkan trilyonlar, senin “Londra'da oturduğun evinin” parasıdır işte...
“Benim Londra’da evim yok ki oturayım” diyeceksin...
Ama parası sendendi...
İster otur, ister oturma...



Ceylan derisi koltuklu...
Kurşun geçirmez siyah camlı...
Uydu bağlantılı, ekranlı telefon, buzdolabı, televizyon, uykun geldiğinde ninni müziği koyup şişen yastık, ayakların kafandan daha yukarıda olsun istiyorsan domaltan sistem...
Arabanız...
Daha yeni 3000 tane sipariş verildi, parası senden...
İster bin, ister binme...



Sadece İstanbul’da durup dururken 76 imar değişikliği ile yeşil alanları, kıyıları, yetmedi çok katlarla gökyüzünü sattılar, 240 milyar rant sağlandı, Sayıştay’ın bulabildiği sadece bu...
Emin ol İsviçre’de, Katar’da, Amerika’da on binlerce hesap var...
Kimin parası sanıyorsunuz?..
Sizin paranız...
İster bil, ister bilme...



O ayakkabı kutularındaki paralar, o uçaklardaki altınlar, o yatak odalarındaki kasalar, o oğlanlar-kızlar adına kurulmuş binlerce para basan şirket, o uçaklar, o saraylar...
Her biri, geçmeden geçiş ödediğiniz birer köprüdür...
İster geç, ister geçme...



Diyelim ki dün benzin alırken parasını içinde ödediniz; akşama sizin sofrada ejder meyveli smoothie var...
İster ye, ister yeme...