Laikliğin yerine model aradıklarında “Malezya modeli” diyorlardı...

*

Malezya, 1957’de bağımsızlığını kazandıktan sonra yıldız gibi parlamaya başladı...
Çoğunluktaki Müslümanlar (% 60) ile azınlıktaki birçok din, barış içinde yaşıyorlar, ülkelerini çatışmadan yönetiyorlardı... Malezya’nın adı Japonya ile birlikte anılmaya, ekonomide “Asya kaplanı” denilmeye başlanmıştı ki...

*

Siyasal İslamcı Başbakan Necip Rezzak “dindar nesil” diye tutturdu...
Türban protokole girdi...
Ahmet Davutoğlu başta, Malezya Uluslararası İslam Üniversitesi’nden gelenler, işte o zaman “Türkiye’ye Malezya modeli” diye tutturdular...

*

Derken...
Malezya’nın ahlak (!) polisleri, bellerinde copla sokağa çıktılar... Alkollü işyeri ruhsatları iptal edildi... Eğlence yerleri basıldı, gece kulüpleri kapatıldı... Medya üzerine baskılar, Dünya Af Örgütü’nün raporlarına “Kabul edilemez” diye girmeye başladı...
Yargı öyle bir hale geldi ki, yargıçlar “Önce Müslümanım, sonra yargıcım” diyorlardı...
Malezya tek kişiye teslim olmuştu...
Tek adam Rezzak OHAL ilan etti...

*

Hırsızlık iddiaları ayyuka çıktı... Örtülü ödenekten ve devlet yatırım fonundan 681 milyon dolar arakladıkları anlaşıldı...
Başbakan, hırsızlık dosyasına bakan başsavcıyı görevden aldı...
Yerine gelen “Ne var bunda, bu para sadece hediye” diye karar verdi, dosya kapandı...

*

Ama Müslüman olsun, Hristiyan olsun, Budist olsun, kültürlü, bilinçli, ahlaklı Malezya halkı sokaklara döküldü...
Necip Rezzak geçenlerde düştü, evini aradılar...
Ne görsünler; kutular içinde istif edilmiş, valizler dolusu dolar, altın, pırlanta... Kaçarken götürmek üzere hazırlanmış hazinenin fotoğrafları tüm dünyada yayınlandı...

*

Türkiye’ye “Malezya modeli” derken, Malezya Türkiye olmuştu...

*

Son haber:
Rezzak kaçmasın diye yurt dışına çıkışı yasaklandı...

*

Ben “Malezya modeli olsun” derim...

sozcu-banner-1