ANALİZ

Çarpıtmanın bu kadarı


İktidar artık giderek umutsuz vaka haline geliyor.
Dışarıdaki durumunu, yani giderek daha az itibarlı, daha az güvenilir ve daha az inanılır olma özelliğini kabullenmiş görünüyor.
Şu anda tek dertleri bunun iç politikaya asla yansımamasını sağlamak.
Bu nedenle tüm başarısızlıklar dış güçlere özellikle Amerika’ya bağlanmak isteniyor.
Kamuoyunun önemli bir bölümü aşırı medya baskısı sonucu şimdilik bu görüşü reddetmiş değil.
İktidar son olarak Fransa ile ilişkileri de tamamen çarpıtarak ve iç politikada kullanmaya yönelik biçimde kullandı.
Ekonomiye bakan damat Fransa’da bu ülkenin finans bakanı ile görüştü.
Görüşmeden sonra damat Fransa’nın “Amerika’nın Türkiye’ye yönelik kur saldırısına karşı Fransa’nın yanımızda durduğunu” açıkladı.
Oysa durum öyle değil.
Fransa Amerika’nın kur saldırısına karşı Türkiye’nin yanında durmuyor.
Fransa Amerika’nın dünyaya yönelik ekonomik saldırısına karşı aralarında Türkiye’nin de olduğu ülkelerle ititifak yapılması gerektiğini ve bu konuda Türkiye’nin yanında olabileceklerini söylüyor.
Macron’un önceki gün başlattığı AB hareketinin bir parçası olarak Türkiye’ye de “ittifak önerisi” yapılıyor.
Hepsi bu.
Ama bizim yandaş medyayı izleyenler Fransa’nın Amerika’ya karşı yanımızda olduğunu sanıyorlar.
Oysa o Fransa zaten “Kurları Amerika yükseltiyor” söylemine muhtemelen gülüyordur.

BUNU YAZMAK GEREK

Resmi dairelere sadece Atatürk fotoğrafı yeter


İçişleri Bakanı Süleyman Soylu valiliklere, kaymakamlıklara, askere, devlet dairelerine resmi bir yazı gönderdi ve binalara Tayyip Erdoğan’ın fotoğrafının asılması talimatı verdi.
Böylelikle ilk kez bütün resmi kurumlarda mevcut cumhurbaşkanının fotoğrafı asılmış olacak.
Bu yanlış bir karar.
Çünkü Türkiye’deki resmi dairelerde zaten Atatürk’ün fotoğrafı asılıdır.
Bunun yanına bir de mevcut cumhurbaşkanının fotoğrafının asılmasına gerek yoktur.
İktidara sorarsanız “Başta Amerika olmak üzere bütün batılı ülkelerde” bu uygulama var.
Doğru.
Ama o ülkelerde bir “kurucu önder” yok.
Türkiye’nin en büyük özelliği ve şansı bu.
Atatürk iktidarda kim olursa olsun “birleştirici, bütünleştirici” bir kimlik olarak karşımızda duruyor.
Amerika’nın, Fransa’nın, Almanya’nın da bir Atatürk’ü olsa, bilin ki onlar da mevcut cumhurbaşkanı yerine sadece onun fotoğraflarını asarlardı resmi kurumlara.

DİKKATİMİ ÇEKEN ŞEYLER

Süleyman Soylu sanki bir tuzak hazırlıyor


Cumartesi annelerinin eylemi 23 yıldır sürüyor.
Bugüne kadar birkaç kez yaşanan elektrikli hava dışında bu oturma eylemleri genellikle sakin bir havada geçmişti.
Ama ne olduysa bu son toplantıda oldu ve polis annelere gazlı, sulu ve plastik mermili saldırı yaptı.
İçişleri Bakanı Süleyman Soylu polise şiddet kullanma talimatını kendisinin verdiğini açıkladı.
İçişleri Bakanı artık “annelerin teröre malzeme yapılmasına izin vermeyeceklerini!” söyleyerek önümüzdeki cumartesi gününden itibaren bu eylemin tamamen sonlandırılacağını da haber verdi.
Peki, önümüzdeki cumartesi günü anneler yine Galatasaray’da toplanacak mı?
Muhtemelen evet.
Üstelik bu kez daha fazla HDP’li ve eğer bir yasak kararı çıkmazsa daha çok CHP’li milletvekili gelecek.
Yine muhtemelen halk kalabalığı da daha fazla olacak.
Çok milletvekili olmasının Soylu için önemi yok.
Yine emrini verecek, milletvekilleri yine yerlere yatırılıp dövülecek, gaza suya bulanacak.
Ardından da CHP’nin teröre destek olmak için huzuru bozduğu,bütün amacın dış güçlerle birlikte ekonomiyi ve istikrarı yok ederek Erdoğan’ı devirmek olduğu söylenecek.
Halk buna inandırıla ak.
Şiddet artırılacak, muhalefet iyice sindirilecek.

ÇOK GÜLDÜM

Sosyal medyayı yıkan fıkra


Son günlerde sosyal medyada çok paylaşılan bir fıkra var.
Başka yerde çıktı mı bilemiyorum ama ben de çok güldüm.
Fıkra aslında taaa Kruçev döneminde üretilmiş. Yeni hali sıradan biri için.
Ressam Temel’e Amerikalı zengin “John Küba’da” temalı bir resim ısmarlamış.
Temel bir hafta çalışıp resmi bitirmiş, ısmarlayana götürmüş.
Resimde çırılçıplak kadınla erkek sevişiyormuş.
Amerikalı zengin bağırmaya başlamış.
-Bu ne böyle. Kim bu kadın?
- Kim olacak John’un karısı.
- Peki ya bu adam?
- O da John’un şoförü.
- John nerede?
- John Küba’da.

KOMİK

Fransa üzerinden algı operasyonu yapılırken Macron’u sansürlediler


Yandaş medya damatla Fransa finans bakanının görüşmesini “Türkiye’nin gücü karşısında Fransa diz çöktü” gibi yansıtırken aynı saatlerde Fransa Cumhurbaşkanı’nın büyükelçilere yaptığı konuşmayı görmekten kaçındı.
Çünkü Macron’un konuşmasını yayınlamak, Finans bakanı üzerinden “Fransa Amerika’ya karşı yanımızda” algı operasyonu ile çelişiyordu.
Macron konuşmasında Türkiye’nin Erdoğan yönetimi ile “Atatürk Türkiye’sinden uzaklaştığını” belirtti ve Türkiye’nin bu haliyle AB’ye alınmasının mümkün olamayacağını söyledi.
Macron Türkiye’yi Amerika’nın dünya ve AB’ye yönelik ekonomik saldırısına karşı Rusya ile birlikte ancak müttefik olarak görebileceklerini söyledi.
Bu bizim iktidarın işine gelir mi? Gelmez tabii.
Nitekim Macron’un konuşmasını sadece Hürriyet Gazetesi Atatürk bölümünü çıkararak yayınladı. Diğerleri haberi hiç görmedi bile.
Bir tek cemaate yakınlığı konuşulan Karar gazetesi konuşmayı “Macron’dan skandal sözler” diyerek kısaca yayınladı.
Böylelikle yandaş medya bir konuda daha “görmedim, duymadım, söylemedim” tarzını uyguladı.

plusbanner2x